Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖYLE daralmış ve bunalmışız ki hafta sonuyla birleşen 19 Mayıs tatilinde nereye akın edeceğimizi, hangi organizasyona katılacağımızı şaşırmış gibiydik.

        Hava durumu iç açıcı olmamasına rağmen güney sahillerinde müthiş bir hareketlilik vardı.

        Özellikle Bodrum’da. 3 günlük tatili fırsat bilen tesisler özel davetler ve etkinliklerle açtılar kapılarını geçen hafta sonu.

        İlk olarak tatilin başladığı havalimanları ve uçaklardan başlayalım.

        Talep böylesine fazla olunca kârlı çıkan Türk Hava Yolları oldu. Rakiplerinin sahip olmadığı Airbus 330 ve Boeing 777 gibi okyanus aşırı uçan, geniş gövdeli uçaklarını başta Bodrum olmak üzere popüler rotalara yönlendirdi.

        İlave seferler konulmuş olsa da perşembe İstanbul’dan Bodrum’a, pazar da Bodrum’dan İstanbul’a havalanan uçaklrda yer bulmak imkânsızdı.

        Haliyle havalimanları da aynı şekilde doldu taştı.

        Bir hafta evvel kapılarını Nicole Kidman’ın katılımıyla açan Paramount Hotel ile Ajda Pekkan ve Kenan Doğulu konserleriyle Bodrum’da hizmet vermeye başlayan Six Senses Kaplankaya’nın ardından 19 Mayıs tatilinde de pek çok otel sezona merhaba dedi.

        Kempinski Bodrum, Alkoçlar, LUX ve Nikki Beach bunlardan bazıları.

        Hemen hepsi birbirinden ünlü konuklara ve hızına yetişmesi zor organizasyonlara ev sahipliği yaptı.

        Gurme seyahat kavramı

        BEN tercihini partilemek yerine yeme-içmeden yana kullananlardanım. Food & Travel Dergisi’nin düzenlediği Bodrum Gastroweekend by San Pellegrino etkinliğine katıldım.

        Bu gastronomi şölenine dönüşen hafta sonlarına cidden bayılıyorum ve elimden geldiğince katılmaya çalışıyorum.

        ‘Gastroweekend’lerde amaç gastronomiyi ve seyahati birleştirerek lezzetli ve keyifli vakit geçirmek. Tabii sıra dışı malzemeler ve tatlarla.

        Gelelim neler tüketildiğine.

        Üçüncüsü düzenlenen ve ‘gurme seyahat’ kavramını Türkiye’ye getiren gastroweekend etkinliklerinin mönülerinde organizasyonun düzenlendiği bölgenin yemek kültürüne sadık kalınıyor. Tüm öğünler ünlü şeflerin elinden ve de gurme ürünlerle harmanlanarak hazırlanıyor.

        DATÇA’NIN SIRA BADEMİ

        Gastroweekend’lerin ilki geçen mayıs ayında minicik bir sahil kasabası olan Selimiye’de gerçekleşmişti. Şef Rudolf Van Nunen, Kore’den Hindistan’a dünyanın dört bir yanından getirttiği malzemelerle yöreninkileri birleştirip harika sofralar kurmuştu.

        İkincisi ise geçen ekimde Kapadokya’da düzenlenmişti. Burada şef W Hotel Bangkok’un ünlü restoranı The House on Sathorn’un başındaki isim Fatih Tutak’tı. Fatih şefin restoranının Asya’nın en iyi 50 lokantası arasında olduğunu belirteyim.

        Geçen hafta sonu Bodrum’da gerçekleşen organizasyonun konuk şefleri ise İstanbul Kadıköy’deki Basta adlı dükkânlarında gurme sokak yemeği kavramını Türkiye’de ilk uygulayan şefler Kaan Sakarya ve Derin Arıbaş’tı.

        Şefler Ege’nin nimetlerini Kastamonu’nun siyah sarımsağı, Datça’nın sıra bademi, Vietnam’ın lotus çayı, Sakız’ın şurubu ve Dalmaçya’nın tuzu gibi nadide malzemelerle zenginleştirerek harikalar yarattılar.

        Bakalım dördüncü Gastroweekend nerede ve hangi ünlü şeflerin katılımıyla düzenlenecek?

        Alternatif bir rota: Şirince

        YUNAN yazar Dido Satiriyu ‘Benden Selam Söyle Anadolu’ya’ adlı kitabında Şirince’den “Yeryüzünde bir cennet varsa Şirince’nin oranın bir parçası olması gerekir” diye bahsetmiş.

        Çok kimse bilmez nev-i şahsına münhasır bu 700 nüfuslu eski Rum köyünü ve nimetlerini. Büyüleyici doğası, cana yakın halkı, yöresel ürünlerin satıldığı tezgâhları, üzüm, şeftali, ayva, kavun, dağ çileği, nar, yabanmersini ve böğürtlen gibi meyvelerden yaptıkları şaraplarıyla ve sabunlarıyla öne çıkan köyün bir diğer zenginliği de kuş ve çiçek motifli küçük taş evleridir.

        Bu evlerden biri de Güllü Konak. 12 odalı bir butik otel ve restoran. Ev ilk sahibine savaş sonrasında mübadele hakkı olarak verilmiş. 2001 yılında ise koruma altına alınmış. 100 yıllık konak şimdi köyün en özel ve en güzel yerlerden biri. Özellikle de mutfağıyla.

        Yolunuz Şirince’ye düşerse mutlaka bahçesinde gezin ve restoranında bir şeyler atıştırın derim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar