Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’NİN gerçek anlamda ilk “palas” otelidir Pera Palace Hotel Jumeirah. Kapılarını açtığı 1895 yılından bu yana başta Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere Ernest Hemingway, Agatha Christie ve Alfred Hitchcock gibi pek çok ünlü ismi ağırlayan otel bu sene 125’inci yaşını kutluyor.

        Üstelik birbirinden sıra dışı etkinliklerle...

        Mesela otelde kalan ve padişah için özel eserler besteleyen sanatçıların eserlerine tekrar hayat vermek için müzik dinletileri düzenliyor. Tarihe tanıklık etmiş ünlü davetlerin mönülerini günümüze taşıyan akşam yemekleri veriliyor.

        Bu sıra dışı etkinliklerinden birine, çayın tadını parfümün kokularıyla harmanlayan “125’inci Yılda Kokularla Çayın Tarihine Yolculuk” adlı etkinliğe katıldım geçen hafta.

        Türkiye’nin bu ilk çay ve koku uyum etkinliği “Kralların Çayı” olarak bilinen dünyanın en köklü çay markalarından Ronnefeldt, Türkiye’nin ilk tasarım parfüm butiği La Déesse ve parfümör Vedat Ozan’ın işbirliğiyle düzenlendi.

        Vedat Bey’in daha önce Swissotel ve IWSA’da düzenlediği, yemeklerle kokuların uyumunu konu alan etkinliklerine katılmıştım.

        Merak edenler için kısaca bahsedeyim bu yemeklerden.

        Oldukça fazla kalemden oluşan bir mönü tadıyorsunuz. Diyelim ki içinde anason içeren bir soğukla başlayacaksınız, daha tabağınız gelmeden formülünde anason esansı içeren Azzaro gibi bir parfümü kokluyorsunuz. Ya da incirle pişmiş bir eti tatmadan önce özünde incir notaları bulunan Hermes’in “Un Jardin en Mediterranee”si gibi bir parfümü kokluyorsunuz.

        Yani amaç kokular ve tatlar arasında en güçlü bağı yaratmak.

        BİRKAÇ EŞLEŞME ÖRNEĞİ

        - Otelin açılış nedeni olan ve Doğu ile Batı arasında köprü kuran Orient Express’in egzotik çayı Chai. Chai ile eşleşen parfüm pembe biber ile aynı dokuyu taşıyan Ormonde Jayne’in “İsfarkand”ıymış.

        - Pera Palace’ın müdavimleri arasında yer alan Agatha Christie’nin vazgeçilmez çayı Earl Grey’miş. Christie’nin çayıyla eşleşme gösteren parfüm ise Maison Francis Kurkdjian’ın bergamot özü içeren parfümü “Aqua Universalis”miş.

        Günümüzde bitki çayları hiç olmadığı kadar içilir oldu. En çok da siyah çayın tahtını sarsan yeşil çay tüketiliyor. Yeşil çayla eşlenense Keiko Mecheri’nin “Wild Berries” adlı parfümüymüş.

        NOMA artık Kopenhag’da değil

        DÜNYANIN uzun yıllar 1 numaralı restoranı oldu şef Rene Redzepi’nin Kopenhag’daki restoranı NOMA. Ancak en sonunda kaptırıverdi tahtını Massimo Botturo’nun Modena’daki Osteria Francescana’sına.

        Aylar sonrasına yer bulunabilen ve 40 şanslı müşteriye 45 şefin hizmet verdiği NOMA’da yediğim yemeğin etkisinden yıllardır kurtulamadım, kurtulabileceğimi de hiç sanmıyorum.

        O günden beri Redzepi’nin sıkı bir takipçisiyimdir.

        Geçen ay Redzepi sosyal medya hesabından NOMA’nın kapanacağına ya da başka bir yere taşınacağına dair net olmayan mesajlar vermeye başladı.

        Tabii kimse inanmadı.

        Ara ara tabak çanağın kolilendiği görüntüler paylaşılır oldu. Ama hâlâ kesin bir açıklama yapmıyordu Redzepi. Derken bir gün NOMA’nın yazısını indirirkenki görüntüsünü paylaştı.

        NOMA’ya ne oluyordu? Herkes nefesini tutmuş Redzepi’den gelecek paylaşımları bekliyordu.

        Ve bir gün “NOMA Meksika’dan günaydın!” deyiverdi Redzepi.

        Evet artık o soğuk iklimin şefleri dair ekip olarak Meksika’nın tropikal topraklarında.

        Haliyle dünyanın gastronomi rotası da Meksika’ya dönmüş durumda.

        Gelirin yüzde 30’u engelli çocuklara

        TÜRKİYE İstatistik Kurumu’na göre Türkiye’de 3-17 yaş aralığında 422.000 engeli olan çocuk varmış. “Engeli Olan Çocuklar” programına yapılacak desteklerle engeli olan çocukların eğitimine katkı sağlanıp kitaplar, eğitsel oyuncaklar, eğitimler, özel öğrenme malzemeleri gibi imkânlar sunulacakmış.

        Bunları Miyabi’nin ortaklarından Yüksel Akkök’ten dinledim. Onlar da “Çorbada tuzumuz olsun” demişler ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Miyabi Sushi’de yapılan tüm harcamaların yüzde 30‘unu UNICEF aracılığıyla engelli çocuklara aktarmaya karar vermişler. O gün suşi yerseniz Miyabi’den söyleyin de çocuklara bir katkınız olsun.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar