Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YILLARDIR herkes aynı şeyi söylüyor ama değişen bir şey olmuyor. Alaçatı Ot Festivali ile Adana Portakal Çiçeği Karnavalı her sene aynı tarihte düzenleniyor.

        O yüzden kimimiz Alaçatıcıyız kimimiz Adanacı. Mesela ben son olarak konaklamasından tutun araç ve yaya trafiğine kadar ıstırap haddini zorlayan bir Ot Festivali yaşadığım için artık sıkı bir Adanacıyım.

        Son üç yıldır aynı hevesle gidiyorum bu portakal çiçeği kokusunun daha uçak kapısından itibaren solunmaya başlandığı şehre.

        Gelelim karnavala…

        Bu yıl beşincisi düzenlenen Portakal Çiçeği Karnavalı, uluslararası bir organizasyon. Dolayısıyla hem yerli hem de yabancı pek çok katılımcıyla gerçekleşiyor.

        Karnavala sahip çıkan ve kusursuz gerçekleşmesi için elini taşın altına koyanı o kadar çok ki…

        Başta karnavalın fikir babası Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt olmak üzere Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, HiltonSa Adana, Sheraton Grand Adana, Onur Kebap ve Gazipaşa Kebap gibi kişi ve kurumlar karnavalın en büyük destekçileri.

        AMAN ADANALI CANIM ADANALI

        “7’sinden 70’ine helal olsun” demeden edemiyor insan Adanalıları görünce. Hepsi o kadar sahiplenmiş ki karnavalı. İnanın herkesin üzerinde mutlaka turuncu bir aksesuvar mevcut.

        Ya bir taç, ya bir tütü, ya bir şapka ya da bir tişört.

        Kimi yerde defileler, kimi yerde koşular, kimi yerde kostümlü davetler düzenleniyor. Davullar ve zurnalar eşliğinde uzun yemekler yeniyor. Kebap kokuları portakal çiçeği kokusuna; “Aman Adanalı canım Adanalı” nameleri, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” namelerine karışıyor.

        Son derece gönülden ve imrendiren bir beraberlikle yaşanıyor.

        SEZEN AKSU GELECEKTİ AMA...

        Genelde pazar akşamüstü son bulan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı bu sene bir ilke ev sahipliği yaptı. Karnavalın üçüncü akşamında geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan ünlü besteci, söz yazarı ve müzisyen Attila Özdemiroğlu muhteşem bir konserle anıldı.

        Aslında Sezen Aksu bu gecenin starı olacaktı ve kendisi de bunu çok istiyordu. Öyle ki “Her an atlar gelebilirim” diyerek orkestrasını bile yollamıştı Adana’ya. Ancak babasının hastalığı buna izin veremedi ve pazar saat 16.00 sıralarında konsere katılamayacağı kesinleşti sanatçının.

        Mimar Sinan Amfitiyatro’da binlerce kişinin katıldığı konserde sahne alan Nükhet Duru, Meltem Cumbul, Güvenç Dağüstün ve Gripin, Attila Özdemiroğlu’nun müthiş bestelerini Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde seslendirdiler.

        Bu arada Meltem Cumbul ile Güvenç Dağüstün düetinin muhteşem olduğunu ve büyük alkış aldığını da belirteyim.

        Japonun füzyonu: İnari

        GİTTİĞİM restoranların adı yabancı dildeyse ve manasını bilmiyorsam mutlaka bir bakarım ne anlama geldiğine. Tıpkı Kuruçeşme sahilde bulunan Japon restoranı İnari’ye gitmeden önce yaptığım gibi.

        Japon efsanelerine göre önce pirinç ve daha sonra da tilki tanrısı olarak bilinen bir tilkiymiş İnari. Aynı zamanda da insanlara kendini çekici bir kadın olarak gösteren bir ilah... Günümüzde ise dünyanın en sevimli 7 hayvanı arasında sayılan ve nesli tükenmekte olan çok nadir bir cins.

        Restoran da tıpkı İnari’nin anlamı gibi. Dekorasyonundaki dev Japon güneşiyle efsanevi, gül formundaki devasa aydınlatmaları ve süslü şemsiyeleriyle çekici bir dişi, şef Barlas Günebak’ın üst çıta lezzetleriyle benzerine az rastlanan bir nadir cins gibi.

        Japon mutfağını, özellikle de füzyon olanını sevenlere öneririm.

        The Galliard’da süt kuzusu vakti

        İSTANBUL'UN en renkli mutfaklarından biri olan The Galliard, geçen hafta sonu itibarıyla baharın ilk kuzularını servis etmeye başladı. Taze baharatlarla dinlendirdikleri körpe kuzuları tam 72 saat boyunca sabit bir sıcaklıkla (vakumda pişirme tekniği) pişiriyorlar.

        Balıkesir’den gelen bu kuzuları tatmanız için 4 ya da 8 kişi olmanız lazım, zira porsiyon olarak servis etmiyorlar.

        Eğer düşkünüyseniz rotanızı mutlaka Etiler’deki The Galliard’a çevirin derim. Rezervasyon yaptırmayı da sakın unutmayın.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar