Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GALATASARAY, gruptan çıkmak istiyorsa kazanmalıydı, rahat kazandı. Ve maçta altı çizilmesi gereken tek bir kriter vardı: TAKIM OYUNU... Galatasaray ilk devrede 3’ü attı, keyfine baktı. Açıkcası G.Saraylı futbolcuları sezon başından bu yana bu kadar konsantre ve istekli görmedim. Rakip tabii ki zayıftı ama sonuçta kulvar Şampiyonlar Ligi’ydi. Sarı-Kırmızılılar’ın ortaya koyduğu mücadele alkışı hak etti, izleyenler zevk aldı...

        Roberto Mancini 3 stoper özellikli futbolcuyla (Semih ve Chedjou ortada, Dany solda) maça başladı. G.Saray zaman zaman 3 savunma oyuncusuyla oynadı. Zaten asistleri yapan isimlere baktığınızda -

        Eboue ve Dany - Cimbom’un ne kadar hücum ağırlıklı bir oyun anlayışıyla maça başladığını rahatlıkla görebilirsiniz. İlk yarı rakibe özellikle kendi yarı sahasında inanılmaz bir pres vardı. Burak Yılmaz’a ayrı parantez açmak gerekiyor. Alıştığımız ve şimdiye kadar izlediğimiz Burak, profilinin dışında bir performans ortaya koydu. Hücum yönünün yanı sıra savunma yönünü de kanıtladı. İstediği zaman rakibe müthiş pres yapabildiğini, orta alana yardım ettiğini çok çok iyi gösterdi. En büyük şanssızlığı

        ise gol atamamasıydı. Zaten taraftarın kaçırdığı goller sonrasında ona tepki değil, büyük destek vermesi de bir mentörün etkisi kadar önemliydi.

        Aslında Galatasaray takım halinde istekli, mücadeleci ve kazanma arzusuyla doluydu. Goller birbiri ardına gelince herkes rahatladı, tribünler de sahadaki coşkuya katıldı.

        Milli Takım’dan başlayan bir yükseliş içerisine giren Sneijder geçen sezondan bu yana beklenen gollerini ve performansını daha yeni yeni göstermeye başladı. Bilinen, istenen ve beklenen gerçek Sneijder bu olmalı. Takımı yönlendirmeli, sorumluluk almalı, geriden oyun kurmalı, uzun toplarla

        rakibi eksik bırakmalı ve bulduğunda da golünü atmalı. İşte bu tarife uygun bir Sneijder vardı dün gece Arena’da...

        Drogba bildiğimiz gibiydi. Tecrübesini konuşturdu, rakibi eksiltti, zaman zaman Burak’ın pres gücüne, yaşına rağmen o da katıldı.

        Selçuk, geçtiğimiz sezonlardaki performansını hatırlattı.

        Savaşçı Melo da futboluyla gecenin kazananı ve kazandıranları arasındaydı.

        Dev arenada ilk defa G.Saray’da boy gösteren Bruma da süratiyle zaman zaman takımı gaza getirdi. Ancak final paslarındaki tercihleri gençliğine verilmeli. O kadar olacak, böyle devam ederse ve o eksisini artıya çevirirse ileride çok can yakacak.

        Maçta dikkat çeken bir konu ise ilerideki oyuncuların rakibe kurduğu baskının defansı ve orta sahayı rahatlatmasıydı. Çünkü rakip doğru düzgün oyun kuramadı. Pozisyon bulduğunda ise defans oyuncuların kademeye girdi, yardımlaşma örneği gösterdi. Bu konuda Chedjou gecenin başarılı ismiydi. İkinci yarı Sarı-Kırmızılılar tamamıyla skoru koruma anlayışındaydı, gücünü ekonomik kullanmaya çalıştı. Buna rağmen hızını alamayanlar vardı, pozisyonlar da yakalandı ancak 3-0’ın rehaveti ön plana çıktı.

        Sonuç olarak Galatasaray çok ama çok önemli bir galibiyet aldı. Rövanşta da aynı istek ve arzu ile oynadığı takdirde sonuca rahat gider ve gruptan çıkma yolunda büyük avantaj elde eder.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar