Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TRUMP başkanlık koltuğuna oturur oturmaz önüne imzalaması için bir devlet belgesi kondu. Kendi başkanlığı döneminde Amerika’nın, İsrail’in nükleer programından vazgeçmesinin ve nükleer silahlarını yok etmesinin istenmeyeceğinin garantisini veren bir belgeydi bu.

        Gerçi bu Trump’ın gönülden istediği bir politikaydı ve bunun garantisi çok önceden İsrail’e verilmişti, ama olmasaydı bile bu devlet belgesini imzalamak zorundaydı.

        Çünkü kendinden önce gelen tüm başkanların önüne de konulmuştu bu belge ve onlar da imzalamışlardı.

        2020 seçiminde yeni başkan seçilirse, Cumhuriyetçi-Demokrat fark etmez, o da bunu imzalayacak. Bu Amerikan devletinin yazılı olmayan bir kuralı ve resmen açıklanmasa da Washington’un iç dinamiklerini takip edenler tarafından iyi bilinen bir kural.

        Gerçi Obama da koltuğa oturur oturmaz bu anlaşmayı imzalamıştı, ama başkanlığının sonuna doğru ABD ile İsrail arasındaki ilişki çok da kötüleşmeye başlamıştı.

        Hatta o dönemi bilenler diyorlar ki; İsrail o günlerde Amerika’nın en büyük istihbarat tehdidi algısı haline geldi. Hatta o günlerde Washington’da birçok üst düzey isim, İsrail için casusluk soruşturmasına hedef oldu.

        Bunlardan bazıları da çifte vatandaş oldukları İsrail’e kaçarak kurtardılar kendilerini. Aralarında tanıdığım bazıları da şimdi Trump başkan olduğu için geri dönmeye ve şehirde neocon’lar olarak yeniden aktif olmaya başladılar.

        Obama döneminin sonuna yaklaşılırken İsrail bir daha onun görüşlerine yakın bir Demokrat adayın seçilmemesi ve Netanyahu’nun kendisine çok yakın gördüğü Trump’ın seçilmesi için birçok faaliyet başlatmış.

        KARANLIK BAĞLANTILAR

        İşte bugünlerde ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınması, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasında güçbirliğinin kurulması, İran’a karşı tavrın sertleşmesine kadar birçok gelişmenin temeli de Obama’nın döneminin sonuna doğru İsrail ile Trump ekibi arasında kurulan gizli ilişkiler sayesinde atılmış.

        O günlerde Netanyahu, Amerika’ya geldiğinde New Jersey Eyaleti’nde evi bulunan Jared Kushner’in babasının evinde kalır, hatta geceleri Kushner’in odasında uyurmuş.

        Bugün Evanjelik neocon’lar ile Trump arasında kurulan derin bağlantıların kökeni, o günlerde Netanyahu’nun da aktif desteğiyle atılmış.

        BUGÜNLERİN BELGESİ

        Washington Post’un Pulitzer ödüllü ulusal güvenlik yazarı Adam Entous, 18 Haziran’da piyasaya çıkacak New Yorker Dergisi’ne “Donald Trump’s New World Order” başlıklı bir yazı yazdı. Bugün Amerika’da ve bölgemizde nelerin olduğunu ve olacağını bilmek isteyen herkes tarafından okunması gereken mükemmel bir gazetecilik başarısı bu yazı.

        Bendeki kopya 35 sayfadan oluşuyor, dergide kaç sayfa olacağını bilemiyorum. Bugün gazete manşetlerinde, TV haberlerinde ismini duyduğunuz güçlü insanların nerelerden buralara geldiğini ve Evanjelik taban ve neocon’lar ile İsrail sağı arasında güçlü ittifakın nasıl kurulduğunu bu yazıyı okuyarak anlamanız mümkün.

        Entous bu güçlü ittifakın, bölgemizi İran’la savaşı göze alarak daha da karıştırmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Bunlara Amerika ve İsrail içinde karşı çıkanların olduğu ve onların da işbirliği yaparak bu hâkim akıma dur demeleri gerekebileceği bu yazıdan görülüyor.

        TÜRKİYE TAM MERKEZDE

        Anlayacağınız, ABD’yi ve bölgemizi ciddi bir derin devlet içi savaşın alanı haline çevirmeleri ihtimali de var.

        Bütün bunların tam da göbeğinde Türkiye bulunuyor. Özellikle şu aralar Evanjelik ve neocon ittifakın, ortak düşmanları olarak Türkiye yönetimini belirlediklerini bilip bu süreci okuyarak anlamaya çalışmalıyız.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar