Suriye'de Türk 'soft power'ı
WASHINGTON’da konuştuğum tüm uzmanlar şunda hemfikir: “Fırat Kalkanı başarılı bir askeri operasyon olmanın çok daha ötesinde Türkiye’nin soft power’ını tüm dünyaya göstermiştir.”
Fırat Kalkanı operasyonu başarıyla tamamlandıktan sonra Türkiye altyapı yatırımlarıyla, sağlık yatırımlarıyla ve kurduğu eğitim sistemiyle bölgede gündelik yaşamı öylesine güzel düzenledi ki, hayatları altüst olan Suriyelilere güzel ve güvenli bir yaşamın kurulabileceğini net olarak gösterdi.
Amerika’da konulara objektif bakmayı başaran uzmanlar, “Zeytin Dalı” operasyonu başarıya ulaşıp güvenli bölge oluşturulduktan sonra orada yeni bir hayatı yine Türkiye’nin kuracağını belirterek, “Elinde böyle somut örneği bulunan Türkiye’nin bu gücü tüm dünyaya hatırlatması gerekiyor” diyor.
MODEL OLUŞTURMA GÜCÜ TÜRKİYE’DE
Aynı uzmanlar, Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerle birlikte yapmaya çalıştıkları oluşumu da Suriye’nin tümüne model olabilecek bir sistem olarak planlamaya çalıştıklarını, bu amacın Kürtlerin eline bölgede güç verdiğini, bu nedenle Fırat Kalkanı sonrasında Türkiye’nin gündelik hayatı kurma sürecinin Suriye’ye asıl model olabileceğini ve Türkiye’nin bu “soft power”ını mutlaka kullanması gerektiğini vurguluyorlar.
Konuştuğum her kaynak, “Askeri güç ve başarı gayet tabii ki çok önemli, ama Türkiye soft power’ı ile yaptıklarının gelecek için çok daha önemli olduğunu da görmeli” diyor.
SURİYE’NİN SİYASİ GELECEĞİ
Türkiye’nin bu gücünü ve bugüne kadar yapmış olduklarını tüm dünyaya yeniden hatırlatmasının, Kürtlerin Suriye’nin kuzeyinde bir model oluşturma iddiasıyla ortaya çıktığı bugünlerde özellikle önem kazandığı belirtiliyor.
Viyana’da Birleşmiş Milletler kontrolünde yürütülen ve Soçi’de Rusya inisiyatifiyle yapılacak uluslararası diyaloglarda, Suriye’nin siyasi ve sosyal geleceğinin nasıl kurulacağı konuşulacak. Amerika bu görüşmelerin perde arkasında sürekli olarak kendi inisiyatifinde Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin kuracağı düzenin tüm Suriye’nin geleceği için bir model oluşturabileceğini anlatıyor.
Bana konuşan uzmanlar, Türkiye’nin elinde büyük koz olduğunu, Fırat Kalkanı operasyonuyla kurtarılan bölgede gündelik hayatın tüm yönleriyle hızla yeniden kurulmasında Türkiye’nin başarılarını tüm dünyanın bildiğini söylüyorlar.
Uzmanların bu görüşlerine ben de bir gözlemimi eklemeliyim: Aylardır genelde Türkiye’ye karşı olumsuz tavırları olan yayınlarda bile Fırat Kalkanı’yla kurtarılan bölgede hayatın nasıl yeniden güzel düzenlendiğini anlatan yazılar okuyorum.
Genelde Türkiye’den fazla hoşlanmayan yazarlar bile altyapısından hastanesine, eğitim sisteminden çocuk parklarına, kadın-erkek polislerden oluşan güvenlik sistemine kadar Türkiye’nin bölgede kısa sürede günlük yaşamı çok güzel düzenlediğini söylemek zorunda kaldılar.
Türk askerinin gücünü ve cesaretini zaten kimse tartışmıyordu, ama ülke olarak gücümüzün bu yanını, bu soft power’ımızı bugünlerde dünyaya mutlaka hatırlatmalıyız.
***********
ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ
21 Aralık’taki “Trump’ın Yeni Stratejisini Bu Kadın Yazdı” başlıklı yazımda, “Dr. Nadia Schadlow’un adı bugüne kadar ne medyada fazla yer aldı ne de kamuoyunda tartışıldı. Ancak bugünden itibaren bunun değişeceği görülüyor; çünkü Başkan Trump’ın son ulusal güvenlik stratejisini yazan kişinin Dr. Nadia Schadlow olduğu öğrenildi. Bu bilginin şu ana kadar Amerikan medyasında yer almadığını da bilmeniz lazım” demiştim.
İşte bu Nadia Schadlow’u önceki gün Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, görevden ayrılan Dina Powell yerine yardımcısı olarak atadı. Schadlow’un görevinin, ulusal güvenlik stratejisinin uygulanmasını koordine etmek olacağı belirtildi. Yani özetle kendi yazdığı stratejinin uygulamasını da yapacak.
