Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çatışmalarla, uzlaşmazlıklarla dolu, hatta bırakın dolu olmayı bunların altında boğulmak üzere olan bu coğrafyada “barış gazeteciliği” kavramı özel önem taşımaktadır.

        Bu tür gazetecilik özetle; çatışmaları, uzlaşmazlıkları daha da içinden çıkılmaz hale getiren, ortamları daha da geren türde yayıncılık yapmamaya dikkat edip bunun etiğini savunarak gazetecilik yapmaya çalışmaktır.

        Kendi iç siyasi ve sosyal ortamı zaten gergin olan ve birçok çatışma, uzlaşmazlık noktası bulunan Türkiye’nin, barış gazeteciliğini benimsemiş ve bunun gerektirdiği dili ve yaklaşımları mesleğinin parçası haline getirmiş gazetecilere ihtiyacı var.

        Özellikle mezhepsel, ırksal ve hayat tarzı farklılığı konularında yapılan tartışmaların gerginleşme eğilimi gösterdiği ülkemizde, gazetecilerin barış ve uzlaşma dilini kullanmaktan, yani barış gazeteciliği yapmaktan başka alternatifi yoktur.

        Bunu benimsememek, kullandığımız dil ve yaklaşımlarımızda uzlaşıcı olmamak, gerginliği, hatta savaşı tahrik etmek anlamına gelir.

        Türkiye’nin kendi iç koşulları nedeniyle barış gazeteciliğine zaten büyük ihtiyaç varken, şimdi savaş ihtimali içeren bir dış gerginliğin de işin içine girmesiyle barış gazeteciliği artık daha da önem kazanmaktadır.

        Rusya’yla tırmanan gerginliğin azaltılması, sadece taraf ülkelerin değil dünya barışının geleceği için de gerekmektedir.

        Bu gibi durumlar, milliyetçi söylemlerin tırmanabileceği, başka ülkelere yönelik kin ve öfkenin tetiklenebileceği ortamlardır.

        Milliyetçi söylemler, zaten kendi başlarına barış umutlarını ortadan kaldırabilecek türde söylemlerdir.

        Barış gazetecilerine düşen görev, gerginlikleri ve karşılıklı yanlış anlama ihtimallerini en aza indirmeye hizmet edecek haber dilini ve anlatım biçimlerini arayıp bulmaktır.

        Rusya’yla yaşanan gergin ortamda sadece haklılığımızı söylemek yetmez.

        “Haklı olmakla birlikte bizim de politikalarımızda şöyle yanlış anlaşılabilecek noktalar var” demek ve meseleleri bir de Rusya perspektifinden görmeye çalışmak, bana daha doğru yaklaşım olarak geliyor.

        İtiraf etmeliyim ki bu, şimdiki ortamda hayli zor bir yaklaşımdır. Ama barış gazeteciliği, zaten tanımı gereği zor olan bir gazetecilik türüdür.

        Bu sadece dünyamızın gerginlikler, uzlaşmazlıklar üzerine dönüyor olmasından kaynaklanan bir durum da değil.

        Bir de gazeteciliğin meslek olarak çatışma ve gerginliği seviyor olması ve bu tür haberlerin okuyucusunun çok olduğunun düşünülmesinden de kaynaklanıyor.

        Barış gazeteciliğine inananlar, özellikle bu coğrafyada ve Türkiye’de her türlü olumsuz koşula direnerek doğru olanı yapmaya mecburdur.

        Türkiye’nin geleceği bizden bunu talep ediyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar