Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yediğimiz üçüncü golden sonra maçın istatistiklerine baktım. Adım gibi emindim ama tam oranı öğrenmek istedim. Rakibin 5-6 kornerine karşı hiç korner atamamış, 6 isabetli şutuna karşı sadece 1 isabetli şut atabilmiş, toplamda 4 şut çekebilmiş, kalemizde 15 tane şut görmüşüz. Ama top yüzde 65 bizdeymiş.

        Bizim kulüplerimizin de, Milli Takımımız’ın da sorunu bu. Topa sahip olmayı futbolun her şeyi sanmaya başladık. İzlanda yapabildiklerini iyi yaparak, kısıtlı yeteneklerine uygun bir anlayışla, oyun planlarına sadık kalarak son 3 turnuvadır bütün Avrupa’nın saygısını kazandı. Şimdi diyebilirler ki; “İzlanda’ya beraberlik yetiyordu. Biz kazanmak zorundaydık. O yüzden adamlar topu bize bıraktılar. Kendileri de gelip gelip attılar. İzlanda da kazanmak zorunda olup önde oynadığı zaman kaybedebilir.”

        Bu görüşün yanlış olduğu İzlanda deplasmanındaki maçlardan belli. Biz ne zaman İzlanda’ya gitsek adamlar baskılı başlıyor, bizim yarı sahamızda oynuyorlar. Çatır çatır yeniyorlar, bizi de gönderiyorlar. Peki biz niye yapamıyoruz? Çünkü biz set halinde yarı sahasında bekleyen takımları aşamıyoruz. Çünkü bu takımları aşabilmemiz için rakip ekarte eden futbolculara ve oyunlara ihtiyacımız var. Oyunla sete yerleşmiş rakibi çözemiyorsak, oyuncuyla çözmek zorundayız. Sözde bizim yıldızlarımız daha fazla.

        İzlanda’yı EURO 2016’ya götüren Lars Lagerback, şöyle bir demeç vermişti: “Bir gün İsrail deplasmanına gittik. Avrupa’nın en uzak mesafesiydi. Ve aktarmalı gittiğimiz için bir havaalanında tam 6 saat ikinci uçağı bekledik. Bu sürede birkaç tanesi Premier Lig’de oynayan, hemen hemen tamamı ülke dışında futbol oynayan futbolcularımın bir tanesi bile surat asmadı, sıkılmadı, şikayet etmedi. O zaman harika bir takımda olduğumu anlamıştım.” Bizim yıldızlarımız (!) ise Fransa’da kampta Fatih Terim hocalarına “Söyleyin o hocaya, bu takım yıldızlar takımı. Teknik direktör takımı değil” demeyi marifet sandılar.

        Evet kaliteli oyuncu sorunumuz var. Ama ciddi yerli hoca kalitesi sorunumuz da var. Bizim artık kapanan savunmaları aşmayı bilen çizilmiş hücum planlarına sahip hocalarla yola devam etmemiz lazım. Yeni futbol düzeninde dikine pas, diagonal pas veya dribbling ile rakip eksiltmemiz şart. Bunu yapabilecek oyuncularınız yoksa, buna uygun oyun planlarınız olmalı. Biz bu grupta 4. torbadaki takımdık. Hak ettiğimiz yerde bitiriyoruz. Fatih Terim hatalarının bedelini ödedi. “Teknik direktör değil, yıldızlar takımıyız” diyenlerin de bedel ödeme zamanı geldi.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar