Demirören mi başkan Gümüşdağ mı?
Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Göksel Gümüşdağ’ı tebrik ederim. Tüm TFF kurulları üzerinde büyük etkisi var. Hatta kurulları kendisi yönetiyor.
Türkiye’de kimse ama kimse, hele hele Turkuvaz Grubu muhabirini döven oyuncularını kurtaramaz. Ama Gümüşdağ bu işi de başardı. Ben PFDK’nın 4 üyesini ‘utanmazlık’la itham etmiş, cüppelerinin önüne düğme dikip Göksel Bey’in önünde ilikledikleri için hukukçu değil utanmaz adamlar olduklarını söylemiştim. Volkan Babacan’a 1 maç cezanın akıl alır tarafı yoktu çünkü. Hatta Gümüşdağ o dönemde Babacan için verilen 1 maç cezaya da itiraz etmeyeceğini söylemişti. Ama grupça yapılan saldırıda öne sürülen 2 isim olan Yalçın ile Ufuk’a verilen 5 maçlık ceza için itiraz edilmiş belli ki.. Dün Tahkim Kurulu kararı açıkladı ki ne görelim: Tahkim Kurulu “Az bile dövmüşler.. Ceza çok olmuş, 3 maç yeter..” demiş. Cüppe önüne düğme dikenler sadece PFDK’da yokmuş demek ki.
Eh döven memnun; dövülen zaten mikrofon tuttu, bize ne.. Bana Göksel Bey’i tebrik etmek düşer.
Ama PFDK’dan sonra Tahkim’de de Gümüşdağ’ın etkinliğinin olduğunu gördüğümüze göre bana, Yıldırım Demirören’e şu soruyu sorma hakkı doğuyor:
Sayın Demirören;
Her defasında diyorsunuz ki “Kurullar bağımsız..”, görüyoruz ki hukuk kurullarının yönetimi Göksel Gümüşdağ’da..
Diyorsunuz ki “Milli Takım Fatih Hoca’da..” Arda meselesine bile ‘teknik karar’ dediniz. Eh Milli Takım da bir dönem Terim’indi, şu dönem Arda Turan’ın etkisi altında onu da anladık..
MHK’de yine Göksel Bey’in etkisi olmakla beraber Fikret Orman’ın da gücü var..
Yayın ihalesi için Kulüpler Birliği çalışıyor, Cumhurbaşkanı işi bitiriyor.
Yabancı sayısını da Terim belirliyor, Gümüşdağ arkasında duruyorsa, sahi siz neyi yönetiyorsunuz?
Yoksa siz Passolig’in TFF’si misiniz? Ama doğru ya orayı da Hüsnü Güreli idare ediyor..
Böyle TFF Başkanlığı yapılacaksa ben de talibim. Göksel Bey’e duyrulur..
DERBİNİN KADERİ GÜNEŞ’İN PSİKOLOJİSİNDE
Beşiktaş, Fenerbahçe’den daha iyi takım. Derbinin de favorisi. Bir kere evinde oynuyor. İkincisi Fener’in Beşiktaş ile işi bitti. Kupadaki maçta rakibini yendi; Vodafone Arena’yı siftahladı, bitti gitti. Ligde bir iddiası yok.
Normal şartlar altında, normal pozisyonda oynanacak bir derbiyi Beşiktaş kazanır. Lakin Şenol Güneş’in taa 1996’dan gelen bir Fenerbahçe psikozu var. Her Fener maçında o psikozu kendisini geriyor; haliyle takımı da geriliyor. Oyuncuları kendisine “Yeter hoca, bizi de gerdin kendini de” diyor. Dolayısıyla eğer ki Şenol Güneş sıradan bir maç gibi düşünür, takımını ona göre GERMEDEN hazırlarsa Beşiktaş kazanır. Yok her Fener maçı gibi GERİM GERİM GERİLİRSE ibre Fenerbahçe’ye döner hem de 1.5 yılın ardından Beşiktaş’la barışmaya gönderildiği çok açık olan FIRAT AYDINUS’a rağmen.. Teknik taktik olarak çok konuşmaya gerek görmüyorum çünkü Güneş’in psikolojisi direkt etki edecek bu maça.
KİM BU ÇİNLİLER?
Göksel Gümüşdağ da açıkladı, Dursun Özbek de.. Her iki kulübümüze de değişik dönemlerde Çinliler’den satın alma teklifi gelmiş. İkisi de kabul etmemiş. Ben basit 2 soru soracağım:
1- Bu ‘Çinliler’ denilenler kimlerdir?
2- Yarısı dernek statüsünde olan kulüplerimiz nasıl satılır?
İkinci sorunun yanıtı teknik ve uzun cevaplar içeriyor. Ancak asıl soru ilkinde.. Çinliler; Kazaklar; Ruslar; Katarlılar diye iş adamları yok. Bahsedilenler milletler. Anlatılmak istenen ise o milletlerden birtakım fonlar.. İşte asıl mesele o. İnter’i; Manchester City’yi; Milan’ı; PSG’yi alan kişilerin milletleri farklı ama alanın adı belli sanı belli.. Bizim kulüplerimizin talipleri ise birtakım fonlar. O yüzden isimleri ile değil, bağlı bulundukları ülkelerin milliyetleri ile ifade ediliyor. Günün birinde gri, hatta siyah markette görülen birtakım fonların futbolumuza sızması ulusal güvenlik meselesi kadar önemlidir. Kulüplerin sahipliği başkadır, gri ya da siyah markete kulüplerimizin adının karışması başka.. Aman dikkat! Bunun yolu yapılmasın..
