Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Lyon’da maç öncesi sahaya giren kalabalık, müsabakanın 45 dakika geç başlamasına neden oldu ya. Lyonlular’dan bir kişinin bile burnu kanamasa dahi Fransız kulübünün başkanı “İstanbul’daki maç tatil olsun” deyiverdi. O’nun demesiyle bu iş olmaz elbet ama Beşiktaş’ın her ihtimali düşünüp önlemini alması da şart.

        Misal, maçın ertelenme gerekçesini altyazı ile veren UEFA rejisi bile taraflıydı. “Kalabalık kargaşası” diye hayatımızda ilk, muhtemelen son kez duyacağımız bir ibare buldular gerekçe olarak. “Sahaya inen taraftarlar nedeniyle” bile diyemediler. Bu bile rejinin dahi Lyon’a yontmaya meyilli olduğunu gösterir. Ayrıca terör tehdidi yaşayan bir ülkede, üstelik güvenlik derecesi üst düzey maçta 500 polisin olması da Lyon’un hanesine yazılacak bir başka eksi nottur. Fransız basını da (Le Figaro) güvenlik yetersizliğini eleştirmiş. Ha keza L’Equipe de önce Lyonlular’ın Beşiktaşlı taraftarlara saldırdığını, sonrasında olayların başladığından dem vurmuş. Yani demem o ki Beşiktaş’ın eli kuvvetli.

        Ve fakat, gelelim asıl tartışmamız gereken konuya..

        Artık Avrupalı taraftarlarımız takımlarımıza zarar verme noktasına mı geliyor?

        G.Saray, Belçika’da oynar, Avrupalı taraftarlar olay çıkarır. Fenerbahçe bilmem nerede oynar, Avrupalı taraftarlar dolayısıyla ceza alır. Trabzonspor, Almanya’daki maçtan ceza alır... İşte dün de Lyon’da ne olursa olsun ‘torpil atan’; ‘meşale yakan’ Türk taraftarlarının olduğu da bir gerçek... Şimdi şu 3 çıplak gerçeği kabul edelim:

        1- Türkiye’den giden taraftarların büyük kısmı maddi durumu yeterli ve yurt dışı çıkış tecrübeleri fazla kişiler. Dolayısıyla vize iptali ya da yurt dışı yasağı gibi şeylerle uğraşmamak için dahi olsa holigan bile olsalar dikkatli davranıyorlar.

        2- Türkiye’den giden taraftarların büyük bir kısmı farkındalığı yüksek ve takım sadakati yüksek kişiler. Dolayısıyla takımlarına ceza getirecek eylemlerden kaçınıyorlar.

        3- Bu yukarıdaki 2 özellik bir kısım Avrupalı Türk seyircide de var. Var olmasına var ama hala meşale yakmayı taraftarlık olarak gören, torpil atmayı ancak ve sadece bir Türk takımı taraftarları içerisinde yapabileceği bir özgürlük gibi gören bir kesim de var. İşte bu kesim kendi yaşadıkları ülkede yapamayacakları holiganlıkları Türk takımlarının taraftarları arasında yapabileceklerini sanan tipler. Brugge maçına efendi gibi gidip gelen Belçikalı Türk soydaş, G.Saray tribününe girdiğinde meşale yakılabileceğini sanıyor. Lyon tribününe kombinesi olan Türk soydaş, Beşiktaş tribününde torpil atılabileceğini düşünüyor. Bireysel ceza alsa dahi ertesi yıl başka bir Avrupa ülkesinde diğer bir takımımızın maçına gidebileceğini de biliyor. Dolayısıyla olan da kulüplerimize oluyor. Hani İspanya ve Portekiz dışında genel olarak bir Batı Avrupa kulübü ile eşleştiğimizde seviniyoruz ya “Seyirci desteğimiz de var” diye... Acaba artık ‘destek’ yerine ‘köstek’ mi olduklarını tartışma zamanımız geldi.

        Bu mesele ile ilgili uzun uzun tartışmamızın zamanı geldi bence.

        100 BÜYÜK TÜRK FUTBOL YALANI MADDE 54

        ‘Kalecinin ayağı iyi olmalı’

        Türk futbolunda bize dikte ettirilmeye çalışılan ‘futbol yalanları’ndan biri de “Kalecinin ayağı iyi olacak” önermesi.

        Yani Türk futbol uleması kadar tali işlere ana görevlerden daha fazla önem veren bir başka kesim daha yok. Neymiş kalecinin ayağı iyi olacakmış. Elbette kalecinin ayağını iyi kullanması önemli. Çok iyi bir şey... Elbette Tolga gibi tahta bacak olmasın. Ama Fabri’yi de sürekli “Ayağı iyi” diye diye gazlamadık mı? Sonunda birincil işi olan kaleyi sağlama alma ve güvenli bir şekilde topu uzaklaştırma görevi yerine ‘fantezi’ yapınca da en kritik maçta korkunç bir hata oluştu. Artık gol atamayan santrfor için “İyi top tutuyor..”, savunma yapamayan bek için “Ama iyi bindiriyor..”, kafaya çıkamayan stoper için “Ama tekniği iyi..” falan gibi tali unsurları kutsamayı bırakalım. Kalecilerin birinci görevi kalelerini savunmaktır. Güvenli ve sağlam durmaktır. Sonra ayak tekniklerinin iyi olması tercih nedenidir. Ama tali sebepler asıl işin önüne geçmemelidir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar