Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Efendim malumunuz Helsinki’deki son UEFA kongresinde Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Servet Yardımcı, UEFA Yönetim Kurulu’na seçildi. O konu aşağıdaki yazının konusu. Demirören Başkan da dahil TFF’cilerin ağzından düşmeyen 2 şey var:

        Çok büyüdük, çok geliştik, çok güçlüyüz, Ceferin’i biz seçtirdik maşallah...

        Çok iyi lobimiz var, Ceferin kankamız, hiçbir kulübümüz ceza almayacak inşallah...

        Bir yıldan fazla zaman önce Yıldırım Demirören’in bizzat kendisine “Gel, UEFA’ya başkan ol” denildiğini duyan ilk gazeteciyim; kendisi şahittir. Dolayısıyla hakikaten de Demirören’in şahsının UEFA’da etkinliği var. Fakat iş kurullara geldi mi orası Türkiye’ye benzemiyor. 2 gündür her gazete Dursun Özbek’in kongrede neler yaptığını anlatıyor:

        Dursun Özbek’e şeffaflık konusu nedeniyle Ceferin dahil herkes teşekkür etmiş...

        Dursun Bey, Ceferin ile görüşmesinde UEFA’ya kendi tezlerini güzel güzel anlatmış...

        Ama ben de dahil hiç kimse şu sorunun yanıtını alamıyor: Dursun Özbek neden UEFA kongresine kadar gitti, neden Ceferin ile görüşme ihtiyacı hissetti?

        Ceferin, UEFA Disiplin Komitesi’ni arayıp “Adam buraya kadar zahmet etmiş gelmiş. Şunun işini çözün” mü demiş? Ne olmuş bilen yok. Kime sorsam aynı cevabı alıyorum: BU SENE TÜRK TAKIMLARINA AVRUPA’DAN MEN YOK... “Ceza yok” demiyorlar. “Seneye de olmaz” diyemiyorlar. Eh haliyle ortada dönen çeşitli dedikodular da varken, Dursun Başkan’ın neden Helsinki’ye bizzat gidip Ceferin ile görüşme yapma gereği duyduğu çözülememişken, benim de aklıma şu soru geliyor: Acaba Dursun Başkan, G.Saray’ın bir men cezası daha alışını 1 sene ertelemeye mi gitti?

        DÜNYA SPORUNDA BİZLER DE VARIZ

        Servet Yardımcı’yı en az 3 yıldır uğraşıp didindiği UEFA Yönetim Kurulu üyeliğini hak edip kazandığı için tebrik ederim. Şimdi FIFA’da Şenes Erzik’in yanında UEFA’da da Servet Yardımcı’nın olması mühim. Daha mühimi UEFA Genel Sekreter yardımcılığı gibi önemli bir makamda oturan İlker Uğur gibi profesyonel bürokratlarımızın varlığı. TFF Genel Sekreteri Kadir Kardaş’ın; Başakşehir Genel Menajeri Mustafa Eröğüt’ün UEFA komitelerindeki üyelikleri de mühim. Levent Bıçakçı ve Mahmut Özgener’in üyeliklerinin devamının önemli olduğu gibi. Dünya sporunun 1 numaralı organizasyonu IOC’nin 2 numaralı koltuğunda Türkiye Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener’in oturması başlı başına bir olaydır. Ha keza Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın WADA yönetim kurulu üyeği de çok önemsenmesi gereken bir koltuk. Dünya sporunu yöneten bu organizasyonlarda artık ciddi koltuklara sahibiz. Şimdi bürokrasideki gücümüzü artırmamız ve kendimizi iyice kanıtlamamız gereken bir dönemdeyiz.

        ARTIK BETON DA KAR ETMİYOR

        Aziz Yıldırım’ın futbol konusunda ne kadar başarısız olduğunu gösteren bir rakam yayınlandı; meslektaşım Uğur Meleke’nin köşesinde. Uğur, genel olarak Türk futbol yöneticilerinin başarısızlığından bahsedip yabancı yönetici lazım sonucuna ulaşmışsa da rekor zararın sahibi yine F.Bahçe olduğundan yorumumu Sarı-Lacivert üzerinden yapacağım. Efendim, F.Bahçe son 10 yılda tam 145 futbolcu alıp 230 milyon Euro harcamış. Bu süreçte 144 futbolcu ile de ayrılmış ve 76 milyon kazanmış. Fark 154 milyon Euro... Bu 154 milyon Euro’luk bütçe açığına karşın bu sürede yani 10 yılda sadece 3 şampiyonluk elde edilmiş. Daha fazla sözüm yok. Futboldan anlamadığını biliyorduk da artık betonun da kar etmediğini kim ne zaman anlayacak merak ediyorum.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar