Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HAFTAYA hava sıcaklıkları daha da artıyor ve önümüzde aşırı sıcaklar beklenen koca bir ağustos ayı var. Yazın, güneş ya da sıcak çarpması en tehlikeli ve öldürücü bir durum. Geçmişte birçok ünlü kişiyi, bilim adamını ve sanatçıyı bu nedenle kaybettik. “Aşırı sıcaklara bağlı güneş çarpmasında nasıl korunuruz, kimler daha riskli, belirtileri nedir?”, bu bilgiler çok önemli.

        GÜNEŞ ÇARPMASI NEDİR?

        Güneş çarpması, uzun süre aşırı sıcaklarda aşırı su ve tuz kaybeden insanlarda görülen çok ciddi acil bir durum. Genel olarak çoğu insanda ani başlar. Bazı insanlarda ise önce “sıcak bitkinliği” dediğimiz bir tablo adım adım sıcak ya da güneş çarpması bulgularına dönüşür. Yazın uzun süre sıcakta kalmış, ani baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş yüksekliği, şuur bulanıklığı olan kişilerde akla ilk olarak güneş çarpması gelmeli.

        ÇARPMANIN BELİRTİLERİ

        - Nabzın ve solunumun hızlanması

        - Terlemenin durması

        - Vücut ısısının artması

        - Kırmızı sıcak ve kuru bir cilt

        - Baş ağrısı n Kaslarda kramplar

        - Tutarsız konuşmalar

        - Çevreyi tanıyamama

        - Uyuklama

        - Bilinç kaybı

        NEDEN OLUR?

        Aşırı sıcakta dış ortam sıcaklığı artmaya başlayınca vücut ısısı da artmaya başlar. Metabolik fonksiyonların çalışması için, vücut ısısının sabit bir düzeyde olması gerekir. Isı artınca termogenez (ısı ayar) sistemleri devreye girer. Beyindeki termogenez merkezi (hipotalamus) sinyal göndererek dolaşımı hızlandırır, derindeki kan damarlarını genişletir ve kanın vücudun dış yüzeyinde toplanıp ısı kaybının olmasını sağlar.

        Ter bezleri devreye girer, deriyi soğutmak için terleme başlar, diğer taraftan hızlı nefes alıp vererek solunum yoluyla vücut ısısını azaltmaya çalışır. Normalde özel bir durum yoksa sağlıklı bir insanda vücut bu mekanizmalarla kendini korur. Ancak riskli kişilerde, vücut bu çabalarına rağmen başarılı olamazsa, ısı regülasyonu bozulur ve vücut sıcaklığı artar, bir yandan sıvı ve tuz kaybı başlar, diğer taraftan ateş yükselir, ateş 41 derecenin üzerine çıkınca hayati tehlike başlar.

        KİMLER DAHA RİSKLİ?

        Aslında yüksek sıcağa maruz kalan, çok fazla sıcak havalara alışık olmayan herkes riskli. Ama daha yüksek risk taşıyan kişiler şunlar:

        - 70 yaş üstü yaşlılar

        - Çocuklar n Uzun mesafe koşucuları ve bisikletçiler

        - Kalp yetmezliği ve yüksek tansiyonu olan kişiler

        - Diyabetliler n Böbrek yetmezliği olan hastalar

        - Karaciğer yetersizliği (siroz) olan hastalar

        - Alkol bağımlıları

        - Vücut ısı mekanizmasını etkileyen ilaç kullanan hastalar (Betabloker içeren kalp ilaçları, diüretikler, antidepresanlar, antipsikotikler, parkinson ilaçları, atropin içeren ilaçlar)

        NE YAPMALI?

        Güneş çarpması bulguları gösteren kişiyi hemen serin bir yere almak gerekir. Vücut ısısını düşürmek için başına, göğsüne ve vücuduna soğuk suyla ıslatılmış bezle kompres yapılmalı. Mümkünse soğuk duş yaptırılmalı. Beyne giden kanı artırmak için kişinin ayaklarını yükseltmeli, kol ve bacaklara masaj yapmalı. Kişinin bilinci açıksa bol sıvı alımı sağlanmalı. Ancak bilinç kapalıysa kesinlikle sıvı veril memeli ve en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılmalı.

        HAYAT KURTARAN ÖNLEMLER

        1- Kritik hava sıcaklığı 32 derecenin üstü. Hava sıcaklığının çok arttığı ve güneşin dik geldiği saatlerde zorunlu olmadıkça güneşte kalmayın.

        Çalışmalar 32 derecenin üstünü, nem oranının da % 60’tan fazlasını güneş çarpması için kritik değer olarak alıyor.

        2- Oturduğunuz ortamı aşırı soğutmayın ve mümkün olduğu kadar klima kullanmayın.

        Dış ortam ile oturduğunuz ortam arasında 10 dereceden fazla fark olması, ani olarak sıcaktan soğuğa, soğuktan sıcağa geçiş ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle yaşlıların olduğu ortamda klima çalıştırmayın. Yazın 80 yaş üstü yaşlıların bir numaralı ölüm nedeni, klimaya bağlı pnömoni zatürreelerdir. En iyisi pencereleri açık bir ortamda tavan pervaneleri ile ortamı soğutmak.

        3- Ağır yemeklerden kaçının, hafif sebzeli zeytinyağlı yemekler yiyin.

        Kırmızı etli, aşırı yağlı, unlu yemekler vücudun su ihtiyacını artırır, sıvı kaybına neden olur. Bu nedenle bol salata, sebze yemekleri zeytinyağlılardan oluşan hafif bir yemek programı tercih edin.

        4. Suyu soğuk içmeyin ve şekerli gazlı içeceklerden uzak durun.

        Sıcaklarda en ciddi tehlike, sıvı kaybıdır. Bu nedenle bol bol su içmek gerekir. Ancak sanılanın aksine suyu soğuk içmek, faydadan ziyade zarar verebilir. Sıcakta terlemek zararlı değil yararlıdır. Yazın havaların çok sıcak olduğu şehirlerde insanlar sıcak çay içer. Sıcak çay, vücudun terlemesini kolaylaştırır ve vücudu serinletir.

        5- Vücuda yapışan dar giysiler yerine gözenekli, hava geçiren ve kumaştan yapılmış bol kesimli elbiseler tercih edin.

        Hava geçirmeyen, dar, vücuda yapışan, lateks ya da naylon giysiler sıcaklığı doğrudan vücuda verir ve ısıyı artırır. Bol, tercihen ışığı yansıtacak beyaz giysiler sıcakta vücudu serin tutar.

        6- Alkolden uzak durun.

        Güneş altında alkol, beyin kanaması riskini artırır, kesinlikle almayın.

        7- Aşırı sıcakta şekerli gıdalar, tatlı ve dondurma yemeyin.

        Şeker ve tatlılar hem kan şekerini yükseltir hem kanın yoğunluğunu artırıp su kaybettirir. Dondurma çok sıcak havalarda serinletmez, aksine su ihtiyacını artırır. Dondurmayı gece havanın serin olduğu saatlerde tercih edin.

        TİP 1 DİYABETLİ GENÇLER İÇİN BAKAN KAYA ÇALIŞMA BAŞLATTI

        TİP 1 diyabet, gençlerde ve çocuklarda görülen, vücutta insülin hormonunun olmadığı bir hastalık. Bu gençler yaşamı boyunca günde 4-5 kez insülin iğnesi olmak zorunda, insülinsiz yaşam sadece 2-3 haftayla sınırlı. Bu gençler insülin enjeksiyonuyla birlikte günde 5-6 kez parmaklarını delip kan şekerine bakmak zorunda; yemekleri özel, öğünleri ve ara öğünleri zamanında olmalı. Bu gençlerin bir diğer en önemli sorunu da iş bulma. Tip 1 diyabetli gençler, çocuk yaştan itibaren yaşamın tüm zorluklarına göğüs gerdikleri için çok yetenekli ve özel insanlar, okullarında da başarılılar. Ancak konu iş bulma konusuna gelince ciddi sorunlar yaşıyorlar. İş dünyası bu gençlere acımasız davranıyor.

        Uzun yıllar önce Türkiye Diyabet Vakfı’nın girişimleriyle bu gençler engelli yasasından yararlandırıldı ve tamamı iş sahibi oldu. Sonra yasada değişiklikler oldu, engelli puanları düşürüldü ve tekrar işsiz kaldılar. Bu noktada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Betül Sayan Kaya duruma el koydu. Geçen haftalarda iki Tip 1 diyabetli genç ve Prof. Dr. İlhan Yetkin’le yaptığımız ziyarette konuya özel bir ilgi gösterdi. Sayın Kaya, bir hekim ve büyük bir vizyoner kişiliği var. Konuyla ilgili çalışmaları başlattı. Zaten askerlikten muaf tutulan bu gençlerin engelli yasasından yararlandırılması için konuyla doğrudan ilgili birimleri görevlendirdi. Yakın bir zamanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Türkiye Diyabet Vakfı ve Diyabetle Yaşam Derneği olarak bu çalışmaların başlayacağını umuyorum. Tip 1 diyabetlilerin de ümidi bu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar