Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçenlerde aynı gün biri koronerinde stentler olan, diğeri eski by-pass’lı iki diyabetli kalp hastası, yüksek kolesterol değerlerine rağmen kolesterol ilacını kullanmayı reddetti. Bu bir hekim olarak beni çok etkiledi. Artık bu ülkede hasta tedavilerini medya açık oturumlarının yönlendirdiği bir noktaya geldik.

        Bugün kolesterol tartışmalarını artısıyla eksisiyle mercek altına alma zamanı geldi diye düşündüm.

        KİMLER TARTIŞIYOR?

        “Kolesterol ilaçları kullanılsın mı, kullanılmasın mı?” tartışması yaklaşık 10 yıldan bu yana kıran kırana sürüyor. Bir tarafta akademisyenler, konuyla doğrudan ilgili meslek kuruluşları, kardiyologlar ve endokrinologların olduğu grup var. Bu grup “Endikasyon varsa, kolesterol ilacı kesinlikle kullanılmalı, ilaçlar koronerlerde plak gelişimini engelliyor ve koruyucu” diyor.

        Diğer tarafta ise tıbbın değişik alanlarında çalışan, önemli bir bölümü konunun uzmanı olmayan grup yer alıyor. Bu grup popüler ve medyatik bir grup. Yoğun bir medya desteğini de yanına alarak hemen her akşam bir kanalda açık oturumlara katılıp “Kolesterol ilacını kesin kullanmayın, ilaç kas erimesi yapıyor, sağlığa da zararlı” diyor.

        10 yıl sonra görünen o ki; kolesterol ilacının kesinlikle kullanılmamasını savunan grup, topluma tezlerini kabul ettirmede daha baskın duruma geldi. Artık Türkiye’de kimse kolesterol ilacı kullanmak istemiyor, kalp hastaları, kalp krizi geçirmiş olanlar, diyabetliler dahil hemen herkes ilaç kullanmayı reddediyor.

        TARTIŞMALARIN YARARI

        Dünyada herhangi bir örneği olmayan bu tartışmalar çok yararlı oldu. Tartışmalar gerçekten toplumda gereksiz kolesterol kullanımını azalttı. Öncelikle bilinmesi gerekir ki; ilaç firmaları ticari kuruluşlardır ve bir ilaç firmasının ürün satışını artırması için daha fazla kişiye ilaç satması gerekir.

        Bu amaçla kolesterol ilacı üreten firmalar kendilerinin finanse ettiği kurullar oluşturdular, çalışmalar düzenlediler, çoğunluğu sonucu önceden belirli çalışmalarla tedavi rehberlerine yeni kurallar koydular.

        Bu çok merkezli çalışmalarla önce LDL kolesterolü 130 mg/dl’nin üzerinde olanlar için ilaç kullanımı bir kural haline geldi. Sonra bu oran 100’e, ardından 80’e ve nihayet 70’e indirildi. Bu da dünya nüfusunun beşte birinin ilaç kullanım alanına girmesi anlamına geliyordu, kısaca işin suyu çıktı.

        TARTIŞMALARIN ZARARI

        Kolesterol ilacı tartışmaları bilim insanlarının olduğu sempozyumlarda ortak tartışma zemininde yürütülmesi gerekirken televizyon ekranlarına taşındı. Ekranlardaki tartışmalar bilimsel zeminden kayarak magazin düzeyine düşürüldü. Etik dışı tartışmalar başladı, giderek bu tüm hayatını bu alanda çalışmış uzmanlar ve akademisyenler tartışmalardan uzaklaştı; meslek örgütleri görüşleri medyatik olmadığı için basında yer bulamaz oldu.

        Sonuçta karşıt görüş olmayınca kolesterol ilacıyla ilgili toplumda çok ciddi negatif algı oluştu ve ortada “Hiç kimse ilaç kullanmasın” algısı kaldı. Ağır kalp hastalığı olanlar da dahil kimse ilaç kullanmaz oldu. Sonunda Türkiye’nin kolesterol düzeyi yükseldi, milyonlarca hasta yüksek risk alanına girdi.

        BAYRAM TATİLİNİ SAĞLIKLI YAŞAM FIRSATINA ÇEVİRMENİN 4 KURALI

        BAYRAM bir taraftan sevdiklerinizi görmek, birlikte olmak, diğer taraftan yoğun iş temposundan uzaklaşmak, spora zaman yaratmak ve daha sağlıklı olmak için bir fırsat olabilir.

        1. Yapılan ikramları reddetmeyin ama bitirmeyin de.

        Bayram ziyaretlerinde ikramlar mutlaka olacak, özellikle karbonhidrat, yağ ve şekerden zengin seçenekler bol olacaktır. Bu ikramları özellikle tatlıları geri çevirmek zor olabilir ancak tabağınıza tadımlık olarak alabilirsiniz. Bir dilim su böreğinin yaklaşık 300 kalori olduğunu, harcamak için en az 1 saat yürümeniz gerektiğini unutmayın.

        2. Yemek davetlerine aç gitmeyin, gereksiz kalori almayın.

        Bayram davetlerindeki masalara aç oturmayın. Araştırmalar gösteriyor ki kan şekeri çok düşük halde (hipoglisemik) yemeğe başlandığında hızlı ve çabuk yenir, porsiyon kontrolü güç olur. Davetlere gitmeden önce evde düşük glisemik indeksli bir ara öğün (çavdar/kepek/ tam buğday ekmeğine sandviç), alıp sonra davete girmek çok önemli kural.

        3. Doğada uzun yürüyüşler yapın.

        Bayram tatilinde mutlaka spor planı yapın. Doğada yürüyüşler veya bisiklet turları planlayın. Fırsatınız varsa denize girin. Özellikle kilosu fazla olanlar ve diyabetliler için bu sporlar insülin direncinin en önemli ilacı. Günde 8-10 bin adımlık bir yürüyüş, 400-500 kalori vermenizi sağlar.

        4. Stresten uzak durun ve kendinize zaman ayırın.

        Bu bayramda telefonları sessize alın. Yapılan çalışmalar sürekli açık olan iletişim araçlarının, cep telefonlarının, bilgisayarların, insanlarda düşük dereceli stres ortamı oluşturduğunu gösteriyor. Bilgisayar ya da televizyonun başında vakit geçirmeyin, dışarı çıkın. Açık havada geçireceğiniz bir iki saat, size tüm yıl ihtiyaç duyduğunuz pozitif enerjiyi verecektir.

        NE YAPMALI?

        Öncelikle vurgulamak gerekirse kalp krizinin nedeni koroner damar tıkanması ve koronerleri tıkayan içindeki kolesterol plakları. Yapılan araştırmalar kolesterol tedavisinin plak oluşumunu azalttığını gösteriyor. Bu bulgu yüksek riskli koroner kalp hastaları için çok önemli. Kolesterol ilaçlarının yan etkileri var bu doğru ama doğru dozda ve hedef kitlede yaşam kurtarıcı olabilir. Ciddi bilim adamlarının üzerinde konsensüs oluşturduğu ve kesinlikle kolesterol ilacını bırakmaması önerilen kişiler şunlar:

        LDL ve küçük densiteli LDL değeri yüksek olup da koroner kalp hastalığı geçirmiş olan hastalar, by-pass’lı ya da koroner stentli olanlar, ailesinde yoğun koroner kalp öyküsü olanlar, diyabetliler, sigara içenler.

        Tıbbın en önemli kuralı: “Hastalık yok, hasta var.” Siz en doğrusu doktorunuzun önerilerinin dışına çıkmayın.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar