Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gözlerimizvücudun en hassas ve duyarlı organı. Yapılan bir çalışma, sağlık açısından görme fonksiyonunun bozulması ihtimalinin insanların en büyük korkularından biri oluduğunu göstermiş. Bu nedenle gözler en çok koruduğumuz, en fazla özen gösterdiğimiz uzvumuz.

        Günlük hayatta emanet edilen bir şey için “Ona gözüm gibi bakacağım” deyişinin kullanılması da bundandır. Ancak toplum olarak bu kadar önemli bir organa, gözlerimize “Gözümüz gibi bakıyor muyuz?” bunun cevabı tartışmalı.

        HEM RUHUN HEM DE SAĞLIĞIN AYNASI

        Göz, gökyüzünün rengini, denizin maviliğini, doğanın renklerini, sevdiklerimizi, dostlarımızı gördüğümüz yaşamdan tat almayı sağlayan, ruhu zenginleştiren bir organ. Beynin dünyaya açılan penceresi.

        Gözün tek fonksiyonu görmek değil. Gözler aynı zamanda sağlığın bir aynası. Tarih boyunca, teknolojinin çok gerilerde olduğu, henüz biyokimya tahlillerinin, röntgenlerin olmadığı dönemlerde göz dibi muayenesi onlarca hastalık için bir erken tanı, araç olmuştur. Göz dibi muayenesi aslında en ucuz, en kolay ve pratik check-up yöntemi.

        Göz dışarıdan bakılınca, içinin görülebildiği vücudun tek organı. Basit bir cihazla, gözün iç kısmını, buradaki damarları, sinirleri görmek mümkün.

        Deneyimli bir göz hekimi, sadece göze ve gözün iç kısmına bakarak onlarca hastalığın tanısını koyabilir. Hatta, birçok hastalığın teşhisi hastalık ortaya çıkmadan tespit edilebilir. Damar hastalıkları gözden direkt gözle bakılarak erken tanısı konulan hastalıklar grubu içinde en önemlisi.

        YÜKSEK TANSİYON ÖNCE GÖZ DİBİNDEN ANLAŞILIR

        Yüksek tansiyon hastalığı toplumda çok yaygın. Uzun yıllar çok sinsi olarak seyreder. Sessiz döneminde tansiyon yükselmesi, gece uyurken, yorgun ya da stresliyken kısa süreli ortaya çıktığı için gözden kaçabilir.

        Ancak gün içindeki bu kısa süreli tansiyon yükselmeleri bile göz dibi damarlarını etkileyebileceği için hipertansiyon daha hasta tarafından anlaşılmadan da göz dibinden bulunabilir.

        Göz dibindeki kılcal damarlarda daralma, bakır-gümüş tel görünümü, atardamarın toplardamar üzerinde iz bırakması (Gunn belirtisi) gibi bulgular, tansiyon yüksekliğini düşündürür.

        Ancak birçok durumda sadece yüksek tansiyon değil, yaygın damar sertliği ya da aterosklerotik hastalıklarda da göz dibinde bu bulgularla tablonun erken tanısı mümkün.

        HASTALIKLARIN ERKEN TANI MERKEZİ

        Göz dibi kontrolüyle anemi ya da kan hastalıkları, hatta kan kanserleri (lösemiler) erkenden saptanabilir.

        Beyin tümörlerini ve bazı nörolojik hastalıkların teşhisini de göz dibinden bulmak mümkün.

        MS (multipl skleroz) hastalığında daha tanı koymadan göz kapaklarında tek taraflı düşme, uykuda kapanmama, hareket yetersizliği, yön, çift görme bulgularıyla erken teşhis mümkün. Gözde ışık yansımaları, kırık ve dalgalı görme, geçici görme kayıplarının arkasından migren olabilir.

        Karaciğer hastalıklarında gözün şeffaf kısmında son bir halka (Kayser-Fleischer halkası) görülebilir.

        Sabahları göz kapaklarında şişkinlik ya da ödem olması bir kalp hastalığı ya da yetmezliğini düşündürmeli.

        Behçet hastalığı, romatoid artrit, ankilozan spondilit, reiter sendromu, enflamatuar bağırsak hastalıkları, lupus hastalığında özel göz bulguları bulunur.

        DİYABETTE GÖZÜN ÖNEMİ

        Diyabete bağlı göz hastalıkları, diyabetin en korkulan komplikasyonu. Diyabet süresi 20 yılın üstünde olan hastaların % 15’inde diyabetik retinopati olduğu tespit edilmiş.

        Gelişmiş ülkelerde diyabetik göz bozuklukları, 20 yaş üstü körlüğün bir numaralı nedeni. Diyabetli olmayanlara göre diyabetik retinopati olanlarda görme kaybı riski 25 kez daha fazla.

        Dünyadaki 37 milyon körlük vakasının % 5’inden diyabetik retinopati sorumludur. Diyabetik göz hastalıklarına bağlı görme kaybı riski, diyabet süresi 10 yılı aştığında iki katın üstünde bir artış gösterir.

        Diyabette göz bozuklukları, hastanın yaşıyla beraber artış gösterir. Prof. Dr. Şehnaz Karadeniz’in konuyla ilgili çalışmalarında, ülkemizde diyabet hastalarının en az üçte birinde diyabetik retinopati saptanmış.

        ‘DİYABETİK RETİNOPATİ’NİN KAÇ DÖNEMİ VAR?

        Diyabette gözde hastalıklarında ışığı ayarlama kusurları, erken katarakt, göz hareketlerinde kısıtlılık gibi sorunlar olur ama en yaygın bozukluk diyabetik retinopati. Diyabetik retinopatinin üç önemli dönemi var: Erken dönem (nonproliferatif), ileri dönemi (profliferatif) ve daha ileri dönem (makülapati). Diyabetik göz muayenesinde, retina bölgesinde önce kılcal damarlarda balonlaşma, damarda dokuya sıvı sızması (eksuda), kan sızıntısı ve retinada kanama odakları, daha sonraki dönemlerde yeni damar oluşumları görülür, dokuda fibroz başlar, görme bozulur, görme kaybı ortaya çıkar, daha sonra da total görme kaybına neden olabilir.

        TANIDA GECİKİYORUZ

        Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) 41 ülkede yaptığı çalışma, diyabetik retinopatinin hastalar tarafından en bilinen organ hasarı olmasına rağmen hastaların yarıdan fazlasının bu bozukluktan haberdar olmadığını göstermiştir.

        Diyabetik retinopatiden haberdar olan hastaların dörtte birinin retinopatiyi önlemek için bir çaba göstermediği gözlenmiştir.

        Sağlık ekipleri de diyabetik retinopati konusunda duyarlı değil. Hastaların üçte ikisi göz taramalarına ancak görme sorunları başladıktan sonra katılıyorlar. Yapılan çalışmalarda hastaların dörtte biri, son 12 yıl içinde bir göz dibi taramasından geçmediğini bildiriyor. Yaklaşık 8 hastadan biri göz bozukluğunu doktoruyla hiç görüşmemiş.

        Sonunda diyabette göz bozuklukları için diyabetliler arasında farkındalık oranı düşük, hekimlerde duyarlılık az ve bu nedenle çok önemli bir süreci atlıyoruz.

        ‘DİYABETİ TANI GÖZÜNÜ KORU’ PROJESİ

        Ülkemizdeki 10 milyon diyabetli hastanın göz sağlığı konusunda dikkatini çekmek için Türk Oftalmoloji Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı ve Türk Diyabet Cemiyeti’yle ülke çapında büyük bir farkındalık projesi başlatıyor. Projede bir yıl boyunca diyabetli hastalara diyabette göz muayenesinin ve kontrolünün önemi anlatılacak. Projenin ana teması “Diyabetliysen tehlikeyi görmezden gelme, yılda bir kez göz kontrolünden geç” olacak.

        Projeyle ayrıca diyabet tedavisinde görev alan aile hekimleri, iç hastalıkları uzmanları, göz hastalıkları uzmanlarına toplantılar planlanıyor. Sosyal medyada, ulusal medyada ve yayın organlarında farkındalık oluşturulması planlanıyor. İlk kez göz hekimleri ve diyabet hekimleriyle 7 adımda diyabette göz sağlığını korumanın yolları hedefleniyor. Projenin büyük ses getireceğini düşünüyorum.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar