Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Öncüler sadece iyi şeyler hakkında konuşmuş ve yazmış. Şikâyet etmek yerine yaşadıkları maceralar hakkında eğlenceli hikâyeler anlatıp, eğlenceli şarkılar yazmışlar ve bu sayede acının ve depresyonun üstesinden gelmeyi başarmışlar”

        DURMAYI BİLMEYEN BİR EMEKLİ

        Los Angeles’tayken, tüm hayatını Batı’nın kazanılması üzerine yazmaya adamış olan W. Frasier ile tanıştırıldım. En büyük gurur kaynağı, çalışmaları arasına başrolünü Gary Cooper’in oynadığı bir filmin senaryosunu eklemiş olmak.

        “Hiçbir şey beni kolay kolay rahatsız edemez çünkü Amerika’ya ilk gelenlerden çok şey öğrendim” diyor. “Kızılderililerle savaştılar, çölleri aştılar, ıssız bölgelerde su ve yiyecek aradılar. Buna rağmen o günlere dair tutulan tüm kayıtlar aynı karakteristik özelliği paylaşıyor: Öncüler sadece iyi şeyler hakkında konuşmuş ve yazmış.

        Şikâyet etmek yerine yaşadıkları maceralar hakkında eğlenceli hikâyeler anlatıp eğlenceli şarkılar yazmışlar ve bu sayede acının ve depresyonun üstesinden gelmeyi başarmışlar. Bugün, 88 yaşında biri olarak ben de aynı şekilde davranıyorum ve kendimi çok canlı hissediyorum.”

        KİTAP YİYEN ÇOCUK

        Minneapolis’te kitaplarımı imzalarken okuyucularımdan biri, kitabını 16 aylık oğlu için imzalamamı rica etti. “Onun için biraz erken değil mi?” diye sordum nazikçe. “Hayır” diye cevap verdi genç adam. “Oğlum kitapları çok seviyor, genellikle de onları yiyor.” Daha sonra bunu birkaç arkadaşıma anlatıp üzerinde tartışırken genç adamın şaka yapmadığını öğrendim. ABD’deki ebeveynler çocuklarını kitapların varlığıyla çok erken yaşta tanıştırıyor. Yatma saatinde yanlarında o meşhur oyuncak ayıyla beraber mutlaka bir de kitap oluyor. Banyo yaparken ise küvette plastik kitaplar yüzen ördeklere eşlik ediyor.

        Yavaş yavaş küçük çocuklar bu tuhaf nesneye alışıyor ve daha sonra kitapları hayatlarının önemli bir parçası olarak benimsiyor.

        TEK BİR GECE KAZANMAK

        Milton Ericksson 12 yaşında çocuk felcine yakalandı. Hastalığın baş göstermesinden 10 ay sonra bir gün, doktorunun anne ve babasına şu sözleri söylediğini duydu: “Sanırım oğlunuz bu geceyi çıkaramayacak.” Ericksson, annesinin ağladığını duyunca “Belki bu geceyi atlatmayı başarırsam annem bu kadar acı çekmez” diye düşündü. Böylece güneş doğana kadar uyumamaya karar verdi. Ertesi sabah evin içinde sesi yankılandı: “Hey anne, ben hâlâ hayattayım!” Evdeki mutluluk o kadar büyüktü ki Ericksson ondan sonraki her gün anne ve babasının üzülmesini engellemek için bir gece daha dayanmak için direndi.

        Milton Ericsson 1990 yılında, 75 yaşındayken öldü ve ardında insanların kendi sınırlarını aşmak konusunda ne denli büyük bir kapasiteye sahip olduğunu anlatan pek çok kitap bıraktı.

        AĞI TAMİR ETMEK

        New York’ta çok sıra dışı bir sanatçıyla birlikte akşamüstü çayı içiyorum. Bir Wall Street bankasında çalışıyor. Ama bu genç kadın bir gün şöyle bir hayal kurmuş: Bir resim ya da heykel yapmak için dünyanın 12 farklı yerine gidecek ve eserlerini buralardan topladığı doğal malzemeleri kullanarak tam da orada hayata geçirecekmiş. Şimdiye kadar bu çalışmaların dördünü de gerçekleştirmiş. Bana bu çalışmalardan birinin fotoğraflarını gösteriyor; California’da bir mağaranın içinde yer alan bir kızılderili heykeli. Hayalini bütünüyle gerçekleştirmek için işaretleri beklerken bir yandan da bankada çalışmayı sürdürüyor. Zaten seyahat etmek ve planını hayata geçirmek için gereken parayı da bu iş sayesinde kazanıyor.

        Bunu neden yaptığını soruyorum. “Dünyayı dengede tutmak için” diye cevap veriyor. “Aptalca gelebilir ama hepimizi birleştiren ince bir şey vardır ve biz hareketlerimizle bunu iyiye ya da kötüye götürürüz. Tamamen gereksizmiş gibi görünen basit bir jestle bunu sağlamlaştırabilir ya da koparabiliriz. Belki benim hayallerim saçmadır ama onları kovalamama riskini almak istemiyorum. Bana göre insanlar arasındaki ilişkiler tıpkı son derece narin bir örümcek ağına benziyor. Yaptığım çalışmayla bu ağın bir bölümünü tamir etmeye çalışıyorum.”

        (Çeviren: Mine Akverdi Denkaş)

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar