Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de demokrasiden ‘geri adım olarak’ algılanacak bir gelişme yaşandığında buna karşı ilk uyarıyı yapan her zaman için Avrupa Birliği olur. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle... Bozulsak da, ikazların bazılarının bilgi eksikliğinden ya da kimi üye ülkelerin kötü niyetlerinden kaynaklandığını söylesek ve çoğu zaman haklı çıksak bile; AB’nin genelde Türkiye demokrasisini destekler bir rol oynadığı realitesini inkâr edemeyiz.

        Malumunuz Avrupa Birliği’nin Ankara’daki doğrudan muhatabı da Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır. Brüksel merkezli tüm şoklardan ilk etkilenen isim olan Sayın Bozkır ile dün öğle yemeğinde Türkiye-AB ilişkilerini konuştuk.

        ‘RAPORTÖR PİRİ’YE ÇOK BASKI YAPILDI’

        Brüksel’den bir gün önce dönen Bozkır’la sohbetimizin ilk durağı bugün açıklanacak Avrupa Parlamentosu (AP) Raporu oluyor. ‘AB Bakanı ve Başmüzakereci olması hasebiyle Birlik ile tüm müzakereleri koordine edip diğer bakanlara da çeşitli konularda yardımcı olup istişarelerde bulunduğunu’ vurgulayan Bozkır, önce raportörün kimliğinin önemine dikkat çekiyor.

        Geçen seneki raportör Hollandalı Oomen Ruijten’in kıdemli bir siyasetçi olarak tecrübesini raporuna yansıttığına dikkat çeken Bozkır, ‘Bu seneki raportör Kati Piri, Macaristan kökenli Hollandalı bir sosyalist. Kendisinin üzerinde çeşitli baskılar kuruldu. Buna rağmen raporun olumlu olması için çok çaba sarf etti. Umarız olmaz ama raporda bizi üzecek şeyler olursa bağlayıcılığı olmayan bu raporu kabul etmeyeceğimizi açıklayacağız’ diyor.

        ‘SELİM BEY BRÜKSEL’DE BEKLİYOR’

        Bozkır ‘Bizi üzecek şeyler olursa!..’ der de, gazeteci de merak edip sormaz mı: ‘Nedir bizi üzecek şeyler?’ diye...

        Bu sualime cevap verirken AP raporu için kalın mı kalın iki kırmızı çizgi çiziyor. ‘Birincisi PKK’nın terör örgütü listesinden çıkarılmasına yönelik bir ifadenin raporda yer alması’ diyor. Ve ekliyor: ‘İkincisi de 1915 olayları... Bunun (soykırım olarak) tanınmasına yönelik bir öneri de bizim için raporu kabul edilmez kılar. AB Daimi Temsilcimiz Selim (Yenel) Bey, böyle bir durumda raporu iade etmek üzere Brüksel’de bekliyor. Ancak elimizdeki mevcut taslak ‘yaşanabilir’ görünüyor. Bu haliyle bazı bölümlerini kullanacağız, bazı bölümlerini ise dikkate almayacağız...’

        Sohbet sırasında bu seneki raporun öncekilere oranla daha sancılı bir hazırlık sürecinden geçtiğini de öğreniyoruz. Aralık ayında taslağı açıklanan rapor için 400 değişiklik önergesi verilmiş. Bu sayı AP’nin Türkiye raporları açısından gerçek bir rekor olma özelliği taşıyor. Bazı önergeler de 85 kez üst üste sunulmuş AP’ye. Sayın Bakan bu komedinin sebebini ise seçimle yeniden şekillenen AP’de, AB ve Türkiye karşıtı grupların güç kazanmış olmasına bağlıyor.

        ‘KIBRIS KELEBEK ETKİSİ YAPABİLİR’

        Boğaz manzaralı bir mekânda yaptığımız sohbette Bozkır, KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında kısa süre önce başlayan müzakerelere de değindi. Bu kez Kıbrıs’ta yürütülen müzakerelerden hiç olmadığı kadar umutlu olduğunu vurgulaması dikkatimi çekti. Bu derece pozitif olma nedenlerinden birinin de tarafların bu kez müzakereye sıfırdan başlamaması olduğunu söyledi. 2014’ün Şubat ayında tarafların çözümün parametreleri konusunda uzlaştıklarını, bunun ise büyük bir fırsat sunduğuna işaret etti. ABD’nin çözüm yanlısı tavrını da önemli bulduğunu belirten Bozkır ‘50 yıla yakın geçmişi olan bu sorunun çözümü dünya için küçük bir başarı olabilir. Ancak Kıbrıs, diğer büyük sorunların çözümü için bir kelebek etkisine yol açabilir’ dedikten sonra tebessüm ederek bu sütunun adına da esprili bir göndermede bulundu.

        Ne yalan söyleyeyim; 1972’de Hariciye’ye girmiş; New York Başkonsolosluğu, Cumhurbaşkanı Demirel ve Özal’ın Özel Kalem Müdürlükleri, Dışişleri Başdanışmanlığı, Bükreş ve Brüksel Büyükelçilikleri, AB Daimi Temsilciliği ve Genel Sekreterliği görevlerinde bulunmuş; 2011’de siyasete girip mevcut görevine atanana kadar da Dışişleri Komisyon Başkanlığı’nı yürütmüş bu kadar kıdemli bir diplomat ve makulluğuyla nam salmış bir siyasetçiden bunları duymak; Kıbrıs faslında umudunu tüketmeye çok yaklaşmış beni bile heyecanlandırdı.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar