Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu ile Amasya dönüşü uçakta yaptığımız söyleşiye dün kaldığımız yerden devam edelim:

        Diyanet İşleri Başkanı’yla görüşmemizde, “İstanbul İslam’ı kavramını geliştirmek lazım” dedim. Çünkü İstanbul İslam’ı aynı zamanda o çok kültürlü hayatın son halkası olduğu için, tam da Necid bu Selefi İslam’ın karşısında duran şey. 19’uncu yüzyılda da karşısında duruyordu, şimdi de duruyor. İslam dünyasındaki Sünni, Şii, Selefi gibi ayrımlar çok açıklayıcı değil. Bir şehir kültürü içinde rafineleşmiş İslam var. Bir de hiçbir İslam şehrini yaşamadan Batı başkentlerine gitmiş İslam var. Yani buranın tek tipçi Hıristiyanlığına tepki olarak tek tipçi bir İslam çıkıyor. İşte bu öldüren, katleden IŞİD’ciler...

        Adam Londra’da gezerken hiç cami görmüyor. Halbuki İstanbul’da büyümüş olsaydı, bir sokakta cami, diğerinde kilise, öbüründe sinagog görecekti. Ve bunları o şehrin ve toplumun kendi hafızasında da birleştirecekti. Şimdi böyle çatışmaya gidiyor.

        ‘OSMANLI KİMSEYİ DIŞLAMADI’

        Şehir ve medeniyetleşme üzerine bir kitap yazıyorum, büyük bölümünü uçakta yazdım, bitmek üzere. İstanbul’daki şehirleşme üzerine de 50-60 sayfalık bir bölüm var. İstanbul’la ilgili bölümünü Gezi olaylarıyla aynı günlerde yazdım. İstanbul üç büyük değişim gördü. Birincisi fetihten sonra. Fetihte Vefa ve Zeyrek mahalleleri İslamlaşırken, sahil kanatları Kocamustafapaşa, Balat ve Fener’de, Rumlar Ermenilerle bir ayrı harmoni oluşmuyor. Osmanlı buraları tahrip etmedi. Aksine iki kanat oluşturdu. Yeni mahalleler olarak İslam mahallesi diye bahsedilecekse bir tarafta Eyüp, bir tarafta Üsküdar... Ama ne Eyüp’te ne de Üsküdar’da yarımadaya şirk koşan, silueti etkileyecek hiçbir şey yapmadı.

        İkinci büyük imar harektinde, 19’uncu yüzyılda modernleşmeyle şehir Boğaz’a doğru yayılmaya başladı. Batı etkisiyle mimari stil değişti. Bu sırada yeni semtler Nişantaşı vs. kuruldu. Ayrı bir modernite... Ve orada işte 19’uncu yüzyıl mimarisinde Batı da ayn şekilde Taksim’e Beyoğlu’na doğru yayıldı. Bu sefer klasik Ortaçağ Batı’sı olan Galata’dan modernite bakış açısı olan İstiklal Caddesi çıktı. Bunların karşılaştığı yerler oldu. Mesela Yıldız, Akaretler... Ve bunlar bir yerlerde karşılaştılar. Hâlâ o karşılaşma öyle böyle devam ediyor.

        ‘DAHA İYİ OLABİLİRDİK’

        Sonra 3’üncü değişim, işte 50’li 60’lı yıllarda başlayan şehirleşme. Bizim dönemde onu devraldık. Daha iyi olabilir miydi? Kesinlikle olabilirdi. Ama tam biz bu modernite mirasını devralırken İstanbul küresel bir şehir olmaya yöneldi. Ve şimdi küresel bir şehir olmanın sancılarını yaşıyor. Peki İstanbul durdurulabilir mi? Kadim haliyle durdurulamaz. Çünkü İstanbul yaşayan herhangi bir şehir değil. Şimdi Amasya öyle kalır, Mardin kalır, kalması da lazım. İstanbul kaçınılmaz bir şekilde büyüyecekti, ama planlanabilirdi. Bu 50’li 60’lı yıllarda, ruhsuz apartmanlarla bozuldu, Özal’la birlikte başlayan, bizimle de açıkçası devam eden dikey mimariyle... Kadir Bey’le bir gün oturup tek tek çalışacağız, ne kadar düzeltebiliriz... Tabii var olan özel mülkiyet kuralları içinde.

        ‘TAKSİM MEYDANI EN ÇİRKİNİ’

        Taksim meselesinde istismar boyutu da var. O arkadaşları çağırdım, “Bakın” dedim, “Başka şeyleri tartışırız ama bana Taksim mükemmel bir meydandır diyorsan, ben de sana derim ki Taksim dünyanın en çirkin meydanıdır”. Ben meydan denince Venedik’tekini, İsfahan’dakini bilirim. Oraları gördükten sonra Taksim’e gelince küt diye boşluğa düşersiniz. AKM de, otel de çirkindir. Çünkü Taksim’in zamanla gelişen bir meydan kültürü yok. Taksim tesadüfen oluşmuş. Kışla yıkılmasaydı Taksim’de bir meydan görmeyecektik. Ha, var olan şeyi beğenir misiniz? Mesela, kışla yıkılmasaydı, “Yıkılmasın” derdim. Çünkü o dönemin hoş olmasa da mimarisini yansıtır. Yıkıldıktan sonra tekrar yapmak gerekir mi? Gerekmeyebilir. Ama bunlar konuşulacak şeyler. Fakat imar dairesine “Kesinlikle rant üzerinden bu şehrin dokusunun bozulmasına izin vermeyeceksiniz” dedim. Elimizden geleni yapacağız.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar