Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Karşıyaka futbol takımı 38 yıl aradan sonra 3. Lig’e düştü.

        Bu başarısızlığa elbette hepimiz kahrolduk, üzüldük.

        Ancak kimse kimseyi kandırmasın.

        Yolculuğun buraya varacağı belliydi ve sürpriz olmadı.

        Çünkü, “mevcut düzende ve anlayışta”, KSK’nin ligde yaşayabilmesi mümkün değil.

        Bu sezon düşmeseydi, gelecek sezon düşerdi.

        Aslında düşüp düşmemesi de mesele değil.

        Mesele..

        Günümüz koşullarında sistemini yürütememesi ve bu şekilde asla da yürütemeyecek olması..

        Çözüm bekleyen kilit noktası orasıdır.

        Futbolda iniş de var, çıkış da..

        Burada mühim olan, dibe vurulduğunda “hatalardan ders çıkarılıp”, onları yeniden yapmamaktır.

        Eksikleri görüp, gidermektir.

        Onun için camiaya bugün sorulacak sorular şunlardır:

        Karşıyaka kulübü acaba bu hesaplaşmayı sağlayabilecek mi?

        Gerçekçi olarak yanlışlarıyla yüzleşebilecek mi?

        Camianın liderleri günün şartlarına uygun yeni bir sistem yaratabilecek mi?

        Kulüp günübirlik düşüncelerden ve kararlardan kurtulacak mı?

        Maddi bağımsızlığına kavuşabilecek mi?

        Yok bunlar başarılamayacaksa ve mevcut düzen devam edecekse eğer..

        O zaman, kimse boşu boşuna uğraşmasın.

        Her şey aynı tas, aynı hamam devam eder gider..

        ************

        Karşıyaka’ya 17 adım lazım

        1- Bir şirketin himayesine girmeli..

        2- O şirket mevcut düzeni kökünden değiştirmeli..

        3- Parasal destek günü kurtarır, ama KSK’yi kurtarmaz.

        4- Kurtuluş için önce güçlü alt yapı kurulmalı..

        5- En iyi teknik adamlar alt yapıda görevlendirilmeli..

        6- Alt yapı ile üst yapı, sistemsel ve düşünsel olarak uyumlu olmalı..

        7- Alt yapıdan yetişen gençlerin A Takım’a yükselmeleri kesin olarak sağlanmalı..

        8- Her sezon başında 15 yeni transfer, sezon ortasında bir o kadar futbolcu alımına son verilmeli..

        9- İskelet kadro oluşturulup, uzun yıllar onlarla devam edilmeli..

        10- Keza, teknik adamları da iyi belirleyip, onlarla da uzun vadeli anlaşmalar yapılmalı..

        11- Bu yapının oturtulması için 3-5 yıl sabredilmeli, güncel başarılar beklenmemeli..

        12- İstikrara, iskelete ve devamlılığa dört elle sarılmalı..

        13- Gelir sistemi yaratılmalı, gelir-gider dengesi oturtulmalı..

        14- Futbolcu transferlerinde maddi dengesizlik yaratılmamalı..

        15- Bugünün değil, geleceğin sistemi kurulmalı..

        16- Bu alanlarda başarılı bir Avrupa kulübünden destek ve örnek alınmalı..

        17- Gözümüzün önündeki Altınordu gerçeğinden yararlanmalı..

        ************

        Sırada ‘İzmir Davos’u var

        Bir yıl kadar önce şöyle yazmıştım:

        Medicalpark İzmir Hastanesi’nin Başhekim Yardımcısı, sevgili arkadaşım Dr. Zeki Hozer kültüre, sanata çok meraklıdır.

        Bu merakı yüzünden bir proje üretti, Medicalpark ile Mövenpick Otel’in desteklerini de alarak “Global / Local Söyleşi Günleri” adı altında bir organizasyona gitti.

        Dr. Hozer bu toplantılarla “küresel ve yerel sorunlara” İzmir’den bir bakış açısı getirmeye çalışıyor.

        Ancak biliyorum ki, asıl hedefi farklı..

        Söyleşi Günleri’yle başlayıp, peşinden yakın zaman içinde “İzmir Davos”u düzenlemeyi planlıyor.”

        Söyleşi Günleri 9 aydır tam gaz sürüyor.

        Organizasyon tuttu ve çok da beğeniliyor.

        Fakat asıl amaç, dediğim gibi ileride “Kentler İçin Davos” projesi yaratabilmek..

        Dr. Hozer bu fikri Cenevre’deki bir konferanstan kaptı.

        Buradan yürüyerek ilk adım olarak “Söyleşi Günleri”ni başlattı, ama ardından açık oturumlar, paneller ve konferanslar gelecek, hatta Davos benzeri bir “ekonomik zirve” de düzenleyecek.

        Söyleşi Günleri’nin devamı farklı oluşacak yani..

        Bekliyoruz bakalım..

        ************

        Onu da çözeriz

        Gülben Ergen konserine “Tut Yüreğimden Ustam” şiiri ve “Ben Sana Abayı Yaktım” şarkısıyla başlayınca, yeni bir ilişki yaşadığı anlaşılmış, o da aşkı itiraf etmiş.

        Madem böyle anlatıyor, o zaman konserde “Kandıramazsın Beni” ve “Yıkıl Karşımdan”ı söylemeye başladığında da ayrılığı anlarız artık!..

        ************

        Oldu da bitti bile

        “Kim Milyoner Olmak İster” programını sunan Murat Yıldırım, 39. yaşını eşiyle birlikte Maldivler’de kutlamış, geceliği 6 bin lira olan en lüks otelde kalmış.

        Artık bu programın adını “siz uğraşın durun, ama ben sayenizde milyoner oldum” diye değiştirmek gerekmiyor mu!..

        ************

        Robotluk bize sökmez

        Japonya’daki yerel seçimlerde, “Al Mayor” isimli robot Tama City’de belediye başkanlığına aday olmuş, “yolsuzluğa karşı yapay zekayı seçin” demiş.

        Eğer aynı konuşmayı bizim buralarda yapsaydı, “anlamıyorum robot, ne diyorsun” denilerek kendisine hemen format atılırdı vallaha!..

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar