Urla korunsun mu korunmasın mı
Aslında bu sorunun sorulmaması bile lazım.
Ama soruluyor işte..
Son olarak da “Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Teşkilatı” sordu.
Geçtiğimiz hafta Urla’da yapılan 4 günlük çalıştayın ana tartışma konusu “Urla’nın korunması ve geleceğe yönelik planları”ydı.
Belediye bürokratlarının da katıldığı toplantılarda, Urla’daki uygulamaların genel durumu, ilçenin üstünlüklü yanları, ihtiyaçları ve karşılaştırmalı olarak kentin durumu gündeme getirildi.
Katılımcılar ayrıca “nasıl bir Urla hayal ettiklerini” de anlatarak, ilçenin “2030 vizyonunu” da masaya yatırdılar.
Anlayacağınız üzere, bu çalıştay Urla’nın yararına yönelik yapıldı.
Birleşmiş Kentler Teşkilatı, nüfusu “50 bin ile 1 milyon” arasında kabul ettiği ve gelecekte metropol kentler ile kırsal arasında “köprü” olacağını düşündüğü yerlere “aracı şehirler” adını veriyor.
Böyle şehirlerde bu tür çalıştaylar düzenleyerek, geleceğin çözümlerini ortaya koymayı hedefliyor.
Çünkü, yakın zamanda “ara şehirlerin” ciddi önem taşıyacağını, metropollerdeki yığılmaların buralara kayacağını ve dünya nüfusunun yarısına ev sahipliği yapacaklarını düşünüyor.
Urla’nın da “aracı şehirler” kavramına iyi bir örnek olduğunu vurguluyor.
Doğrudur.
Urla iyi bir örnektir.
Birleşmiş Kentler Teşkilatı’nın hassasiyetini de kullanarak, “koruyarak gelişme” planını uygulama fırsatını yakalayabiliriz.
Belediye Başkanı Sibel Uyar’ın önerdiği gibi, “özel bir bölge” olarak ilan edilmesini sağlayabiliriz.
Önümüzdeki dönemlerde toplantıların devamı yapılacak.
Umarım, Urla için çizilen hedefe adım adım yaklaşırız.
***********
KORUNMAZSA İTİNAYLA BOZARIZ, ONA GÖRE
Birleşmiş Kentler Teşkilatı’nın Urla saptamasına aynen katılıyorum.
Hatta bu ilçemiz, daha şimdiden “aracı şehir” konumunu yaşamaya başladı bile..
Ege’den, İzmir’den ve diğer kentlerden pek çok kişi, yaşam alanı olarak burayı seçiyor.
Huzur arayanların gözde yerleşimleri arasına çoktan girmiş durumda.
O yüzden de..
Talana uğramadan sağlıklı büyümesi ve gelişmesi oldukça önem taşıyor.
Özellikle de “tarihsel, kültürel ve çevresel” açıdan korunması şart.
Bu koruma için ne gerekiyorsa yapılması, sıkı önlemler alınması gerekir.
Yoksa..
Orayı da itinayla bozarız, hiç endişeniz olmasın.
2030’a kadarnasıl gelişmeli
Urla’yı hem korumak, hem de geliştirmek istiyorsak eğer..
Yapılacaklar belli aslında..
Ekosistemini bozmamalıyız.
Turizm etkinliklerini artırmalıyız.
Tarihi değerlerine sahip çıkmalıyız.
Kültürel mirasına sarılmalıyız.
Dışa açılmasını sağlamalıyız.
İYTE ile buluşturup, bilim kenti olmasına çalışmalıyız.
Yani..
Üstün olan yanlarını koruyup, onları bozmadan ilçeyi geleceğe taşımalıyız.
En önemli görev budur.
***********
SÜPER LİG’DE NEDEN EN SEYİRCİLİ SEZON
Çünkü..
Bu kadar fazla olmalarına karşı çıksak da, yabancıların varlığı futbol kalitesini artırdı da ondan..
Ne kadar tepki göstersek de, yabancıların artmasıyla daha çok gol izlemeye başladık da ondan..
Sahalarda daha çok Türk oyuncu görmek istesek de, yabancıların getirdiği tempo tribünlere hoş geliyor da ondan..
Yaşlı bile olsalar, dünya çapındaki yıldız isimler hala ilgi çekiyor da ondan..
***********
HAYRANLIK NEREYE KADAR
Dokuz aydır bir işadamı ile birlikte olan ve onunla devamlı lüks tatiller yapan Burcu Esmersoy, “erkek arkadaşım çok akıllı, zekasına hayranım” demiş.
Tatilleri ve harcamaları kessin, sıradan bir ilişkiye geçilsin, acaba o zaman da onu bu kadar akıllı bulacak mısın bakalım!..
***********
İYİ Kİ ONU SORMADILAR
2.5 yıldır birlikte olan Oğuzhan Koç ile Yağmur Tanrısevsin, magazincilerin “bu yaz nikah var mı” sorusu üzerine apar topar kaçmışlar.
Nikah bile bu kadar ürküttüyse, demek “çocuk yapmayı da düşünecek misiniz” sorusuyla kendilerini imha ederlerdi herhalde!..
***********
Perişanolurlardı
Popçu Hakan Peker, TRT’nin “Engelsiz Sahne” programında şarkı söylerken, kameralar kendisi yerine salondakileri daha çok çekiyor diye yayını terk etmiş.
Sahne performansına onlar bile dayanamamış ki öyle yapmışlar, tamamını yayınlasalardı TV izleyicileri perişan olacaktı belli ki!..
***********
Birileri anlatsın
“Yeni Gelin” dizisinin “Dilan”ı Şikan Makal, izin günlerinde evden çıkmıyormuş, bütün gün temizlik ve yemek yapıyormuş, tam evlenilecek kız gibiymiş.
Yeni gelin rolüne kendini fazla kaptırmış olacak ki, izin gününde bile kendini o baskıdan kurtaramıyor anlaşılan!..
