Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Manisa’nın sembol binası “Beyaz Fil”

        için uzun süredir tartışmalar ve değişik gelişmeler var.

        Yıllardır “Sosyal Güvenlik Kurumu” binası olarak kullanılan yapı, 2014’te 30 milyon 450 bin lira bedelle İstanbul’da faaliyet gösteren bir tekstil şirketine satıldı.

        Satışın iptal edilmesi için kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı, ancak etkili olunamadı.

        *

        Bu saatten sonra işler daha da ilginçleşti.

        Binayı satın alan şirket, kentsel SİT alanı içinde kalan ve birinci grup taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen “Beyaz Fil”in tescilini kaldırmak için başvuruda bulundu.

        Başvuruyu “İzmir 2 Nolu SİT Kurulu” reddetti, ama şirket karara itiraz edip, Ankara’da “Koruma Yüksek Kurulu”ndan tescili kaldırttı.

        2017 yılında da binayı SİT korumasından çıkarttı.

        *

        Bu işlemler Manisalılar’ın tepkisini çekse de, yapılanlara kimse engel olamadı.

        Şimdi ise, tarihi ve sembol binanın yıkılıp, yerine “alışveriş merkezi” ya da “işhanı” dikilmesi gündemde.

        Beyaz Fil Yıkılmasın Platformu”, yıkımı durdurmak için hala çırpınıyor, mücadele ediyor.

        Fakat..

        Bugüne kadarki gelişmelere baktığımda, “Beyaz Fil”i de kaybedeceğiz gibi geliyor bana..

        Umarım yanılırım da, tarihi bir binamızı daha beton yığınına dönüştürmeyiz.

        ************

        YENİCE’NİN MİLLİ MÜCADELESİ

        Sıkıntıyı biliyorum.

        O sıkıntıyla tam 15 yıldır uğraştıklarını da biliyorum.

        Ama neyse ki, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice’nın ısrarlı çabaları sonunda, büyük sorun artık aşılıyor.

        Lokantacı esnafının kullandığı yemek kartlarındaki “iskontolar” kaldırılıyor, “komisyon oranları” da ciddi olarak aşağı çekiliyor.

        Böylece..

        Esnafın haksız biçimde “yüksek komisyon ücreti” ödemesinin önüne geçiliyor.

        *

        Yabancı yemek şirketleri, Avrupa ülkelerine yüzde 2.5 ile 3.5 arasında komisyon oranı verirken, Türkiye’de yüzde 12’lere varan oran uyguluyorlar.

        Yani, bizim esnafın üzerinden yüklüce para kazanıyorlar.

        Yenice’nin mücadelesi, sistemin yeniden düzenlenmesini ve Avrupa’daki seviyeye getirilmesini kapsıyor.

        Ki..

        Bu aslında Türkiye’nin milli mücadelesi..

        Çünkü, 2.5 milyar doları bulan yemek kartı pazarında, yüksek komisyon yüzünden esnafla birlikte devlet de ciddi vergi kaybediyor.

        ************

        KALDIĞI YERDEN AYNEN DEVAM

        Hayatı sinir içinde geçen, filmlerinde de yaşamında da her daim sinirli olan Kadir İnanır, hastane çıkışında gazetecilerle karşılaşınca yine sinirlenmiş.

        Beyninde pıhtı atması, serumlar, ilaçlar filan hepsi hikaye.. Belli ki bu meşhur sinir sistemini hiç bir şey sakinleştiremiyor!..

        *

        Söylemlergüzel de

        MHP Lideri Devlet Bahçeli, “kim kadına küfür ve hakarete yeltenmişse, kim onları töhmet altında bırakmışsa, buna pişman edilmeli” demiş.

        İyi güzel de.. Partinizden ayrılan bir kadına “terbiyesiz, edepsiz, çürümüş zihniyet” laflarını kim etti acaba!..

        ************

        KADINI BIRAKIN ERKEKLE UĞRAŞIN

        Kadına karşı uygulanan şiddeti önlemek için yapılan çalışmaları anlayamadığımı defalarca yazdım.

        Bütün uzmanlar ve kurumlar, şiddet gösterenleri, yani “erkekleri” karşılarına alıp onları eğitmek, cezalandırmak ya da tedavi etmek yerine, “şiddete maruz kalan kadınlarla” uğraşıyorlar.

        Şiddet uygulayan erkeğe kimse dokunmazken..

        Şiddet gören kadınları “evlere” kapatıyorlar, “koruma altına” aldırıyorlar, “eğitimlere” filan sokuyorlar.

        *

        Bence bu işte büyük terslik var.

        Bu mücadele, “şiddet görene” karşı değil, “şiddet uygulayana” karşı yapılmalı..

        Alınacaksa, erkekler eğitime alınmalı.

        Gönderilecekse, sığınma evlerine ceza amaçlı erkekler gönderilmeli.

        Psikolojisi düzeltilecekse, erkekler psikolojik tedaviye alınmalı.

        Sorunlar araştırılacaksa, erkeklerin sorunları araştırılmalı.

        *

        Kısacası..

        Bu mücadelede kadınların yakası bırakılmalı, olayların asıl problem kaynağı olan erkeklerle boğuşulmalı.

        Yoksa asla sonuca varılamaz.

        ************

        Kaldığı yerden aynen devam

        - Hayatı sinir içinde geçen, filmlerinde de yaşamında da her daim sinirli olan Kadir İnanır, hastane çıkışında gazetecilerle karşılaşınca yine sinirlenmiş.

        - Beyninde pıhtı atması, serumlar, ilaçlar filan hepsi hikaye.. Belli ki bu meşhur sinir sistemini hiç bir şey sakinleştiremiyor!..

        ************

        Söylemler güzel de

        - MHP Lideri Devlet Bahçeli, “kim kadına küfür ve hakarete yeltenmişse, kim onları töhmet altında bırakmışsa, buna pişman edilmeli” demiş.

        - İyi güzel de.. Partinizden ayrılan bir kadına “terbiyesiz, edepsiz, çürümüş zihniyet” laflarını kim etti acaba!..

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar