Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bana cezaevlerinden ara ara mektuplar gelir.

        Hepsinin içeriği farklıdır.

        Dün böyle bir mektup daha aldım.

        Bu defaki Muğla Seydikemer ilçesindeki T Tipi Kapalı Cezaevi’nden gönderilmişti.

        Yazılarımı takip eden Mahmut Pamukçu, kadına şiddete yönelik fikirlerini iletme gereğini hissetmiş.

        Ancak durum ilginç, çünkü kendisi de eşini öldürmüş biri.

        Yani şiddetin en ağırını göstermiş.

        O yüzden, düşünceleri bana ilginç geldi, neler dediğini sizlerle de paylaşmak istedim.

        Kendi satırlarıyla aktarıyorum.

        Merhabalar Osman bey..

        11/07/2017 tarihinde köşenizdeki kadına şiddet ile ilgili yazınızı okudum.

        Bu tür yazı ve haberleri daha önce de okuyor ama pek umursamıyordum, sizin yazınızı okuduktan sonra ben de artık kadına şiddet konusuna dahil olmak istedim.

        Ben de bir kadın, eş katiliyim, böyle katilim demeyi asla istemezdim, ama acı gerçek bu.

        Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sivil Toplum Kurumları kadınlara şiddetin durdurabilmesi için çalışmalar yürütüyor, ama kadına şiddet bir türlü durmuyor veya azalmıyor.

        Ben sekiz yıldır cezaevindeyim, bu çalışmaları takip ediyorum ve ilerleme ya da bir iyileşme göremiyorum.

        Osman bey..

        Yazınızda ‘yetkililer dehil kimseler ne yapacağını’ bilmiyor diyorsunuz.

        Ben de size soruyorum:

        Acaba yetkililer bu soruna bir çözüm istemiyorlar da mı ne yapacaklarını bilemiyorlar, yoksa gerçekten kadına şiddeti önlemek için çalışmalarda bulundukları halde bir çözüm mü bulamıyorlar?

        Eğer birincisi ise, sizin böyle bir yazı yazmanız doğru mu?

        Ya da ikincisi ise, soruyorum sizlere, bu memlekette onca insan ve aile bilimleri okumuş profesörler var, sosyologlar ve psikologlar var, neden bu sorunları araştırıp çözüm bulmuyorlar?

        Özge Can’ın katilinin

        yaşaması uygun değildi

        Osman bey, eğitim seviyesinin yerlerde süründüğü gerçektir, kıskançlık doğal olarak vardır, şiddet arzusu kişiye göre değişir.

        Ama, şiddet arzusunun ve kadına baskının nedenleri araştırmalıdır.

        Tabii ki serseri, psikopat, uyuşturucu ve alkol bağımlıları, kumar bataklığına saplanmış, ailesinin rıskını harama veren erkekleri, kadına eziyet ve şiddet uygulayan sapık ruhlu ve bozuk zihniyetli erkekleri ayrı tutmak lazım.

        Bu tür erkeklerin ne ailesine, ne topluma, ne de vatanına bir faydası olmadığı gibi, kendisine de bir faydası olmayacaktır.

        Onun için bu tür erkeklerin yaşaması bana göre pek uygun değildir.

        Mesala Özge Can’ın katili gibi.

        Konunun özüne inilmezse

        cinayetler durdurulamaz

        Osman bey, kadın cinayetlerinin arttığı, buna karşılık cezaların da arttığı ve de cezaların daha da ağırlaştırıldığı gerçektir.

        2008-2009 yıllarından bu yana kadına şiddet ve cinayetlerin artması manidardır.

        Bu zaman diliminde onca çalışmalar yapan ‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun hiçbir ilerleme kaydetmediği gerçek.

        Yetkililer bu sorunu çözmek için gerçekten çalışıyor olsalardı, bugün her şey daha farklı olurdu.

        Cezalar ne kadar yükseltilse de, ne kadar ağırlaştırılsa da, kadına şiddetin sebebi, sorunun bilimsel ve kültürel olarak ele alınması, sıkıntının özüne kadar inilip araştırılması yapılmazsa, bu şiddet asla bitmeyecektir.

        Bütün katilleri aynı

        kefeye koymayın

        Osman bey, bütün eş veya kadın katillerini aynı kefeye koymamak lazım, çünkü her olayın nedeni farklıdır.

        Siz kadına şiddet konusunu gazete sayfasını doldurayım diye mi yazdınız, yoksa gerçekten kadına şiddetin durması veya azalmasını istediğiniz için mi bu konuyu ele aldınız?

        Osman bey, siz kadına şiddet konusunu yazıp, kamuoyunun dikkati çekip, bir ceza indirimi verilmemesini sağlamaya çalışmanızda yerden göğe kadar hakkınız var.

        Ama, bu uygulamalar gelecekte kadına yapılacak şiddeti önleyecek mi?

        Bence geçmişe değil, gelecek zamana dikkat çekip, sorunun önlenmesi için çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum.

        Sorun

        kadında değil erkekte

        Eşini öldürmek suçundan 8 yıldır cezaevinde yattığını söyleyen Mahmut Pamukçu’nun “kadına şiddete yönelik fikirleri” böyle..

        Mevcut çalışmalarla bir yere varılamayacağını, şiddetin durdurulamayacağını anlatıyor özetle..

        Ki, ben de aynı görüşü paylaşıyorum.

        Ancak, çözümün tam olarak ne olduğunu da bilmiyorum.

        Bana göre..

        Eğitim seviyesinin yükseltilmesi..

        Kadın-erkek eşitliğinin en yüksek düzeyde sağlanması..

        Kadınlara bakış açısının değiştirilmesi..

        Kadınların özgür bireyler olduğunun kabul edilmesi..

        Demokratik hak ve kuralların en başta ailelerde uygulanmasının görülmesi, öncelikli çalışmalar olmalıdır.

        Yani kısaca..

        Aslında tamamen erkekler eğitilmeli, erkekler düzeltilmeli, erkekler değiştirilmeli..

        Ben böyle düşünüyorum, sonrasını ise uzmanlar getirirler.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar