İzmir'in fuarları niye çok başarılı

Bence birinci sebep..

- Kentin ruhunda ve genetik kodlarında fuarcılığın oldukça büyük yer tutmasıdır.

İkinci sebep ise..

- Küresel rekabeti ve günümüzün ticari pazar koşullarını iyi algılaması, sonrasında da tüketici ile üreticiyi doğru zamanda ve doğru adreste buluşturmayı bilmesidir.

*

Bunları yapamasaydı eğer..

Ne mermer, ne gelinlik, ne otomotiv ne de artık ayda iki kez düzenlenen diğer fuar organizasyonları başarılı olabilirdi.

Demek ki..

İzmir fuarcılık alanında bu yüksek ivmeyi yakaladı ve onu sürekli geliştirmeyi de sağlayabiliyor.

Sağladığını, her yıl gelişen rakamlardan da izliyoruz zaten..

*

Bu satırları okurken, gözlerinizi hafifçe soldaki sayfamıza kaydırdığınızda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun önceki gün açılan Mermer Fuarı'yla ilgili son demecini görebilirsiniz.

Ne diyor başkan orada?

Bu fuarın, 23 yılda 100 kat büyüdüğünü anlatıyor.

Sürekli artan rakamlardan bahsediyor büyük mutlulukla..

Kocaoğlu keyiflenmekte haklı..

Çünkü, fuarcılıkta gerçekten de büyük bir başarı grafiği elde edilmiş durumda.

Ulaşılan zaferde kendisinin payı çok büyük zira..

——————

Doğru adres.. Doğru zaman..

İzmir'de düzenlenen fuarlara katılan firmalar, şu avantajlarla karşılaşıyorlar:

*

- Tüketicileri ile yüz yüze iletişim kurabiliyorlar.

- Onların firmaları ve ürünleri hakkında düşündüklerini ilk kaynaktan öğrenme şansına sahip oluyorlar.

- Firma tanıtımlarını bizzat müşterilerin kendilerine, araya başka herhangi kişi ya da kitle iletişim aracını sokmadan gerçekleştirebiliyorlar.

- Yeni ve önemli potansiyel müşterilerle tanışabiliyorlar.

- İşletmeler arasında geleceğe yönelik bilgi paylaşımları yapabiliyor, iş ortaklıkları oluşturabiliyorlar.

- İhtisas fuarlarının "ilgili müşteriyi fuar organizasyonuna çekebilme" özelliğinden faydalanıyorlar.

- Rakiplerini yakından gözlemleme, iş yapma yöntemlerini takip etme, davranış biçimlerini izleme şansı bulabiliyorlar.

- Yenilikleri takip ederek, kendilerini geliştirme imkanı yakalıyorlar.

- Farklı kültürlerle buluşarak, ülke tanıtımı açısından da katkı sağlıyorlar.

*

Demek ki..

Doğru yerde, doğru zamanda ve doğru bir organizasyonda buluşuyorlar.

——————

Zorbaların peşini bırakma Baro

İzmir Barosu'nun iki kadın üyesi, trafikte seyir halindeyken çıkan bir tartışmada saldırıya uğradı.

Saldırganlar kadınları yaralamaya da teşebbüs ettiler.

Ancak, bu defa sert kayaya çarptılar.

Çünkü, saldırdıkları kişiler İzmir Barosu avukatlarıydı.

İki avukat kadın, trafik zorbalarına hemen dava açtılar.

Dava sonucunda saldırganlara "mala zarar verme, silahla tehdit, yağmaya teşebbüs ve hakaret suçlarından" cezalar kesildi.

*

Bana göre, bu dava dört açıdan önemli..

*

1- Trafik magandaları genelde ceza almadan kurtuluyorlar, bu defa öyle olmadı.

2- Karar, benzer başka olaylar için de örnek olabilecek.

3- Davaya İzmir Barosu da doğrudan müdahil olarak, meslektaşlarına ciddiyetle sahip çıktı.

4- Keza, Avukat Hakları Merkezi'ndeki gönüllü avukatlar da davaya katılarak, giderek artan şiddet vakalarına tepkilerini gösterdiler.

*

Sözkonusu saldırıları bireysel ele almamak gerekir.

Bu tür magandalar ne kadar fazla ceza alırlarsa, toplum o kadar rahat eder ve sistemli saldırılara karşı mücadele gücü o denli artar.

O yüzden..

İzmir Barosu'nun bu ve bunun gibi olaylara karşı bakış açısını önemsiyorum ve beğeniyorum.

———————

Tesadüf demek komik olur

Biliyoruz ki, İzmir'deki fuarların başarısı tesadüfi değil.

Zaten..

*

- Bir organizasyon ekonominin bozuk olduğu dönemlerde de..

- Terörün tehdit ettiği dönemlerde de..

- Bazı normal koşulların ortadan kalktığı dönemlerde de..

*

Hep zirveyi yakalıyorsa..

Tesadüften bahsetmek komik olur.

———————

Atla-zıpla nereye kadar

- Eda Taşpınar, önce Fransa'da ünlü bir kayak merkezinde kayak yapmış, sonra oradan Dubai'ye geçip çölde safariye çıkmış.

- Bu kadar hareket kendisini epey yormuştur, o yüzden büyük ihtimalle bu yaz şezlonglarda yatma rekorunu kırabilir!..

———————

Sen fena takılmışsın

- "Aşk Doktoru" diye bilinen Mehmet Coşkundeniz'in "Aşk Uykusu" filminde başroldeki Gökçe Bahadır, "duygusal açıdan öyle zor roldü ki, hastanelik oldum" demiş.

- Ee, adamın en büyük özelliği bu zaten, önce hastanelik ediyor, sonra doktor kılığına girip tedaviye geçiyor!..

———————

Yalnız kalmazsın

- Göztepe Teknik Direktörü Yılmaz Vural, işe başlar başlamaz futbolculara "hem severim, hem döverim, şampiyon olmazlarsa dayağı yerler" demiş.

- Bu konuda camiayla iyi anlaşacaksınız belli ki, çünkü şampiyonluk gelmediği taktirde onlar da kolları sıvayabilirler!..