Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sabah 9.30 biraz erken değil mi televizyon yıldızları için? New York’ta Central Park’ın hemen güneyindeki Essex House Oteli’nin üçüncü katında dünyanın çeşitli gazetecilerinden oluşan bir grupla Netflix’in 17 Mart’ta âdet olduğu üzere ilk sezonun tüm bölümlerini yayınladığı “Iron Fist” dizisinin oyuncularını bekliyoruz.

        Bugüne kadar katıldığım toplantılarda yaşadığım en olumsuz hadise, Joseph Gordon-Levitt tarafından susturulmamdı. Benim herkesten daha fazla konuştuğumu söylemişti.

        Bu sefer böyle bir şey söz konusu değil. Adını ilk kez duyuran oyuncularla konuşmanın rahatlığı da zorluğu da bu. Egoları henüz şişmemiş, ama haklarında merak ettiğimiz çok konu yok.

        Oyuncular bizle buluşmadan bir gün önce Amerikan basınında diziyle ilgili sert yazılar çıktı. Özellikle “Iron Fist” karakteri için bir Asyalı yerine neden Finn Jones gibi beyaz bir oyuncunun seçildiği sorgulandı.

        Çizgi romanların orijinalinde de Iron Fist karakteri aslında beyaz. Ama çeşitliliğin en tartışmalı konu olduğu Hollywood’da bu dizi bir Asyalı aktöre de süper kahraman olma fırsatını verebilir, çığır açabilirdi... Yatağından kalktığı gibi ilk kez bizim karşımıza çıkacak oyunculara ne soracağımız da belli... Nitekim beş dakika gecikmeyle Finn Jones içeri giriveriyor.

        EN İYİSİ LUKE CAGE

        Tamamen şahsi görüşüm ama “Luke Cage” şu ana kadar izlediğim en iyi süper kahraman dizisi. Kurşun geçirmezliği ve dayanıklılığıyla değil, aynı zamanda politik duruşu ve dizinin günümüzdeki toplumsal olaylara yaptığı göndermelerle ön plana çıkıyor. Kapüşon giymenin neredeyse polisin gözünde suçla eşitlendiği Amerika’da inatla bu giysiden vazgeçmiyor mesela. Tabii bir de efsanevi rap grubu Wu-Tang Clan üyesi Method Man’li bir bakkal sahnesi var ilerleyen bölümlerde, bunun için değer.

        HAYRANLAR İLE ELEŞTİRMENLER BÖLÜNDÜ

        Disney’in 2028’e kadar Marvel takvimi belli. Her sene en az iki film vizyona sokulacak, tabii bir de her sezon devam eden diziler var.

        “Iron Fist”, Marvel’ın çizgi roman arşivinin derinliklerinden bulunan ve ekrana taşınan son kahraman.

        Bugüne kadar Marvel evreninin en büyük özelliği, filmlerin çok para kazanmasına rağmen eleştirmenler tarafından da beğenilmesiydi.Ta ki “Iron Fist”e kadar.

        Pek çok çizgi roman okuru bile bu kahramanın adını duymamıştı. Daha çok kenarda kalan, pek bilinmeyen ama potansiyel vaat eden bir karakterdi. Daha önceki Marvel adaptasyonlarının her biri başarıya ulaşan Netflix de bu karaktere yatırım yaptı.

        Ancak bu sefer Marvel evreninde ciddi bir kırılma yaşandı. Hayranlar beğeniyle izliyor diziyi 17 Mart’tan beri. Ancak eleştirmenler sempatiyle yaklaşmıyor. Dizinin hikâyesinin kolay tahmin edilebilirliğinden tutun da kavga sahnelerinin sıkıcı olduğuna dair bir dolu yorum yapılıyor.

        DEVAMI GELİYOR

        Netflix’in bugüne kadar çok başarılı olmuş üç Marvel adaptasyonu daha var. “Daredevil”, “Jessica Jones” ve “Luke Cage”. Şimdi aralarına “Iron Fist” de katıldı. Ama bu sıralamanın bir başka özelliği var: Halen çekimleri süren “Defenders”da dördü birden buluşacak. Şu ana kadar aralarındaki ilişkiye dair bazı ipuçlarımız oldu. Mesela Jessica Jones’un yanında çalıştığı avukat aynı zamanda Danny Rand’in şirketini ele geçirmesine de yardımcı oluyor... Dördü birden “Avengers” ekibi gibi toplu halde dünyayı kötülerden korumak için mücadele edecekler.

        IRON FİRST'TE KİM KİMDİR?

        DANNY RAND

        Daha önce “Game of Thrones”ta da izlediğimiz Finn Jones bu sefer “Iron Fist” olarak başrolde. Ama bir de geçmişi, gerçek kimliği var: Yıllar önce kayıplara karışan ve öldüğü varsayılan milyarder Danny Rand. Çıplak ayakları ve bir evsizi andıran kıyafetleriyle bir gün aniden New York’ta beliriyor ve hikâye başlıyor.

        Kayıp yıllarını bilinmeyen bir Asya ülkesinde geçirmiş ve ona süper kahraman payesini kazandıracak yeteneğe kavuşmuş. Superman gibi uçmuyor, Spider-Man gibi ağ atmıyor. Iron Fist’in en büyük numarası demir gibi yumruğu, bu açıdan sınırlı bir güce sahip.

        İlk sezon boyunca yeşil kostümü de giymiyor.

        “Henüz onun gelişme hikâyesini görüyoruz” diyor Jones. “Önce o kostümü giymeyi hak etmesi gerekecek.” Kostüm yerine göğsünde dövme var.

        Peki ya diziyle ilgili casting tartışmaları hakkında ne düşünüyor? Bu konuda pek rahat değil. Nitekim hemen oturduğu yerde ellerini cebine sokuyor, sandalyesinde geriye doğru kaykılıp sallanmaya başlıyor.

        “Bilmiyorum, bu tartışmalarla ilgili yorum yapmak bana düşmez” diyor. “Ben eleştirmen değilim. Bana verilen rolü oynuyorum ve en iyi şekilde hayata geçirmek için uğraşıyorum. Bu rolü alırken de hiçbir tereddüdüm yoktu. Bana kalırsa dizimiz farklı kültürlerden pek çok oyuncuyu gayet güzel yansıtıyor.”

        COLLEEN WING

        Dizinin tek Asyalı karakteri Wing’i Jessica Henwick canlandırıyor. Danny Rand’in New York’ta ilk tanışıp güvendiği, bir süre sonra da suç şebekelerine karşı birlikte mücadele ettiği ortağı. İlk altı bölümde apayrı ilerliyor hikâyesi, nitekim Henwick de “Setteki oyuncuları çekimlerde belki sadece iki kere görmüşümdür, bir ara acaba başka dizide mi çalışıyorum diye düşündüm” diyor.

        Henwick de daha önce “Game of Thrones”ta oynamıştı. “O diziyi çekerken hiçbirimiz bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştik sanırım” diyor. “O aralar düşündüğümüz tek şey, bu yorucu setin ve iş temposunun izleyici tarafından asla anlaşılmayacağıydı, çünkü epey zorlu geçti çekimler.”

        “İleride Colleen’in hikâyesini ilerletmek için iyi bir temel kurduk, doğrusu gelecekte de bu karakteri canlandırmayı sürdürmek isterim” diyor Henwick. Kendi dizimi isterim, diyor kısacası.

        WARD VE JOY MEACHUM

        Meachum kardeşler, ana karakter Danny Rand’in çocukluk arkadaşları. Babaları da zamanında ortakmış... Rand ailesi ortadan kaybolunca Meachum’lar şirketi ele geçiriyor ve milyar dolarlık bir imparatorluğu çocuklar yönetmeye başlıyor. Ward ve Joy Meachum kardeşleri ilk sezon boyunca bol bol ofiste, iş kıyafetleriyle, toplantılar yaparken görüyoruz.

        Ward’u canlandıran Tom Pelphrey için kıyafetler çekimin çekici unsurlarından biriymiş. “Aktör olarak bile bu kadar pahalı kıyafetler giymedim hiç” diyor. “Her biri üzerime uygun dikilmiş takım elbiseler... Kim giymek istemez.” New York’ta yaşayan oyuncu, sete yürüyerek gitmekten de memnunmuş. Konuştuğumuzda dizinin altı bölümünü izlemişti, “Yaptığımız işten gurur duyuyorum” diyor.

        Joy Meachum ise Danny Rand’in çocukken en iyi arkadaşı... Yıllar sonra geri geldiğinde önce biraz kuş- kuyla yaklaşıyor, ancak sonra yine yakınlaşıyorlar.

        “Bu karakterin kendini keşfetme sürecini izlemek hoşuma gitti” diyor Joy Meachum rolündeki Jessica Stroup.

        Oyunculara göre bu iki karakterin soğukluğunun bir nedeni var... İkisi de annesi ve babasını kaybetmiş kardeşleri oynuyorlar, içlerinde epey bir hasar var. Bu yüzden de çok güçlü gözükmeye çalışmaları zırhları.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar