Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu aralar epey beğeni topladı galiba, Facebook’ta başörtülü bir seçmenin neden ‘Hayır’ vereceğine dair bir video dolaşıyor. Sokakta kendisine uzatılan mikrofona konuşan genç kadın, Suriyelilere üniversiteye giriş imkânı verilmesi ya da vatandaşlık hakkına yönelik girişimlere tepki göstermek isteğinden “Hayır”cı olmuş.

        Referandumun konusu bu değil, ama olsun. Son yıllarda sağcılarla solcuların üzerinde anlaştıkları yegâne konu Suriyeli mültecilerin durumu.

        Türkiye’nin bu insanlara kapısını açması tarihin övgü hanesine yazılması gerekirken toplumun genelinde mültecileri gündelik hayata entegre etmeye yönelik ciddi bir direnç söz konusu. Mültecilik bir tercih değil, zorunluluktur oysa.

        Vatandaş olacaklar, üniversiteye girecekler, iş hayatına atılacaklar gibi korkuların temelinde ise “Onlara var da bize yok mu” gibi çok ilkel bir üstünlük yanılsaması yatıyor.

        Halbuki yapılması gereken bir iş varsa bunu yapacak insanın kalifikasyonuna bakmak ırk, dil, din, hatta cinsel kimlikten daha önce gelmeli.

        Bir göçmen toplumu olan ABD bu bilince ulaşan pek az ülkeden biriydi. Dünyanın en ünlü doktoru Mehmet Öz bu isimle ancak bu ülkede ünlü olabilirdi.

        Şimdi ABD’de de aşırı sağ kesim, “İşlerimizi elimizden alıyorlar” korkusuyla Silikon Vadisi’nin Hintli mühendislerine, Asyalı doktorlara savaş açmış halde. Trump’ın yükselişindeki en önemli faktörlerden biri, kendisi niteliksiz olduğu için zaten yapamayacağı işlerin başkalarına gitmesine öfkelenen mavi yakalıların öfkesiydi.

        TUVALET TEMİZLEME

        Kıta Avrupa’sında ise Türkiye’den gelen göç- menlere (mülteciler değil) yıllar boyunca sadece belli alanlar açıldı: Savaş sonrası toparlanan ülkelerde Avrupalıların yapmak istemedikleri işler Türklere verildi. Şimdi dördüncü kuşak işgücüne dahil olmak, anne-babası gibi fabrikada işçi olarak çalışmak istemiyor doğal olarak. Pek çoğu iyi eğitim aldı, kendilerini geliştirdi. Ama Avrupalılar da bu nitelikli göçmen nüfusunu kabul etmemek için direniyorlar.

        Almanya’da otobüs durağında kendi kız kardeşini bir erkekle buluştuğu için öldüren namus bekçisi Türk ağabey de altyapısı hazır yabancı düşmanlığına katkıda bulunuyor. Ama yaşam tarzı toplumdaki daha derin endişelere karşı çok yüzeysel bir bahane.

        Adını koyalım, Türkler ya da diğer göçmenler, kuşaklar boyunca sadece tuvalet temizlemeye razı olsaydı bugün yükselen sağı tartışıyor olmazdık. Aynısı Amerika’daki Meksikalı göçmenler için de geçerli. Göçmenlerin çocukları artık mühendis, doktor olarak da yeni ülkelerinde varlık gösteriyor ve bu kendisini toprağın doğal sahibi görenleri huzursuz ediyor.

        YABANCI DÜŞMANLIĞI

        Bugün Suriyeli mültecilere yönelik tepki bir bakıma geleceği kontrol altına alma çabasıdır. Türkiye hep sağcı bir ülke olduğundan aşırı sağın yükselmesini tartışmıyoruz, ama mülteciler söz konusu olduğunda toplumdaki dalga Avrupa’dakinden pek farklı değil. Bizde gerçek anlamda sol olmadığı için (CHP sağ bir partidir) yabancı düşmanlığı toplumun hemen her kesiminde kabul görüyor.

        Bir arkadaşım şimdiden iki Suriyeliyi işe aldı ve iş disiplinlerinden, performanslarından çok memnun. Eminim şirkettekiler neden kendi tanıdıkları, akrabaları değil de bu iki gencin bu imkândan faydalandığını düşünüyordur.

        Halbuki bu gibi tartışmaların özellikle Türkiye için ayıp olması, asla gündeme gelmemesi gerekiyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD vize vermediği için Türkiye’ye gelmek zorunda kalan Alman-Yahudi bilim insanlarının Türkiye’ye yaptıkları katkıları kim görmezden gelebilir? Bu imkânı neden mültecilere vermeyelim?

        SXSW Notları

        24 SAAT PARTİ İNSANLARI

        Austin’de sabah seanslarında esneyen, bedenini zorla salona getiren izleyicileri görmek mümkün. Herkes ama herkes akşamdan kalma...

        Her ne kadar Teksas’ta kanunen 02.00’den sonra alkol satışı olmasa da Austin’de parti bitmiyor. Kulüpler kapansa bile insanlar sokağa dökülüyor, Bodrum Barlar Sokağı’nı andıran 6th Street’te ağır ağır yürürken ya geceye devam edecek bir yer aranıyor ya da otoparklarda sabit duran yemek kamyonlarından karın doyuruluyor.

        Doğrusu bu tempoya ayak uydurabileceğimi sanmıyordum, ama insana tuhaf bir enerji geliyor. Bir tür esneyen insan dayanışması.

        Kimle konuştuysam sabahın ilk saatlerinde düşüp bayılmamak için direndiğini söylüyordu. Uykusuzluk çıtasını belli bir süre sonra geçtikten sonra pek fark etmiyor bile.

        Doğrusu SXSW’in bitmesine sevindim, zira festivalin son günü bir saatlik uykuyla ayaktaydım. İnsanların üç-dört saat kuyruk beklediği Gucci Mane ve Meek Mill konserinden sonra biraz çalışıp sabah da Dallas’a gelmem gerekiyordu.

        Bedenimin iflas etmesi an meselesi sanırım.

        PAHALI BİR TECRÜBE

        BU sene 10 bin müzisyene pas verilmiş South by Southwest’te. Austin’e gelip yeteneklerini gösteren, çeşitli kulüplerde, hatta kongre merkezinde sahne alan müzisyenler keşfedilmeyi bekliyor.

        Kimi uyanık girişimciler şehre müzisyen akını olduğundan bunu nakde çevirmenin yolunu bulmuş. Bazı otel lobilerinde yetenek geceleri düzenleniyor. Diyelim ki bir rap’çisiniz, 150 dolar verip altı dakika sahne alıyorsunuz.

        SXSW’te her etkinliğe girmenizi sağlayan platin kartın bedeli bu sene 1600 dolar. Müzik, film, interaktif gibi sadece tek bir alanda paslar da var ama açtığı kapılar sınırlı.

        SXSW yılın en önemli etkinliği olduğundan Austin şehri her yerden kâr etmeye kararlı. Otopark ücretleri katlanmış, oteller astronomik fiyatlar çekmeye başlamış. Bir ara şehrin içindeki en uyduruk otelin bile geceliği bin doları buluyordu. Four Seasons falan, hiç sormayın.

        Austin kent konseyi bir süre önce Uber ve Lyft’i yasakladı. Bu müthiş hatanın sonucu ulaşım zorlaştı şehirde. Özellikle SXSW’e gelen Silikon Vadisi mensupları, yerel alternatiflerin yetersizliğinden öfke kusuyordu. Festival esnasında bir gece bütün yerel ulaşım app’leri çöktü.

        GİTMELİ Mİ?

        Kesinlikle yaşanası bir tecrübe SXSW. Çok fazla içerik olduğundan her şeye yetişmek mümkün değil, adaptasyon birkaç gün sürüyor. Ama sistemi çözdükten, etkinlik mekânlarını öğrendikten sonra kolaylaşıyor. Tabii her istediğinizi görmek mümkün değil. Ben paneller yüzünden film gösterimlerine yetişemedim mesela. Ama genel olarak tatmin edici bir tecrübe diyebilirim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar