Popüler müzikte gezinmeler
OzanÇolakoğlu Tarkan albümünde yaptıklarıyla merak edilirken Ajda Pekkan ve Göksel şarkılarındaki imzasıyla ortaya çıktı. Özellikle Göksel’in ‘Tam da Şu An’ı ne kadar samimi, ne kadar dinlenesi bir şarkı olmuş. Kliplerindeki sinematografiye hasta olduğum Bedran Güzel’in yönettiği klip de şarkının hakkını vermiş.
YAŞAR’IN “Bu gece aşkı fazla kaçırdım galiba” diye başlayan şarkısı ‘Nara’ beni alıp direkt 90’lara götürdü. O zamandan beri hiç değişmeyen bir tat olarak nitelendirebileceğimiz sesi ve kaliteli müzikal yapısı insana keyif veriyor. Bu şarkıyla yaz üzeri ne güzel anlar geçirilir kim bilir?
İLYAS Yalçıntaş son dönemde karşımıza çıkan en başarılı seslerden biri. O şarkı söylerken etkilenmemek mümkün değil. Fakat son şarkısı ‘Gel Be Gökyüzü’nü dinlerken İlyas’ın sesinin karakteristiğinden mi, aranjeden mi, benzerlikten mi bilmem ama “Birazdan ‘İçimdeki Duman’a paralel geçiş yapacak” diye düşünmeden edemedim.
ERDEM Kınay’ın son dönemdeki şarkı- larına bakıp da geçmişe özlem duymamak mümkün değil. Sanki Hande Yener’in efsane albümü ‘Apayrı’yı, Ayşe Hatun Önal’a ‘Sustuysam’ı yapan aynı kişi değil. Bu sefer Hind’le birlikte ‘Her Gece Kal’ diye bir şarkı yapmış ama günümüz müziği buysa artık müzik dinlemekten vazgeçerim daha iyi diyor insan.
Kuzu etine doyum olmaz?
NE zaman ağzını şaplata şaplata kuzu götü- ren birini görsem dayanamıyorum ve soruyorum: “Biri senin çocuğunu yese nasıl hissederdin?” Et ve tavuk yemediğim için sinir bozmaya çalışmıyorum hayır, merak ediyorum sadece. Çünkü insan bazı şeyleri içindeyken fark edemiyor. Kuzuya lezzetli bir et olarak bakıyorsun ama dört bilemedin beş aylık bir yavru oldu- ğunu unutuyorsun aslında. Hiç insancıl değil bence. Şahsen kuzu yemeyi yamyamlığa doğru atılmış bir adım olarak görüyorum. Aynı şekilde parmak kadar etleri için vurulan kuşlar, dünya tatlısı tavşanlar da bu gruba dahil. İnsan olarak her şeye hakkımız olduğunu düşünüyor olmak insanlıktan çıktığımızın bir göstergesi aslında.
Geçtiğimizhafta Didem Soydan ve Umut Eker’in sahip olduğu ve aynı zamanda sosyalleşme merkezi olan Hole Academy’deydik. Mağazaya puf koltuklar atıp minik bir sinema salonu yaratmışlar ve geçtiğimiz yüzyıla adını yazdıran moda simgesi Levi’s 501’in belgeselini izlettiler bize. 100 yıldan fazladır kullanılan jean’in belgeselinde öğreniyorum ki jean’lerimizi yıkamamak gerekiyormuş. Zamanın etkisiyle birlikte daha da güzelleşen jean’lerin hijyeni konusunda takıntınız varsa büyük poşetlere koyarak birkaç gün derin dondurucuda bekletebilirmişsiniz. Kadınlar bu yönteme çok sıcak bakmaz ama biz erkekler için oldukça pratik bir fikir.
Cumartesi sanatı
BUGÜN saat 13.30’da Galata’daki sanat atölyesi Masterpiece, güzel müzikler eşliğinde dönemin popüler sanatı string art’ı deneyimleme fırsatı sunuyor. Yaklaşık üç saat içinde bir ahşap plakadan sanat eseri yaratabilirsiniz. Söylenene göre ahşaba çivi çakmak da uzman eşliğinde ipleri dolamak da stres atmak için idealmiş. Sanat konuşup stresten kurtulmak için uygun bir cumartesi olabilir.
