Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kadınlar kendilerini kötü hissettiklerinde saçlarına sarıyorlar hemen. Şimdi ayrım yapmayalım, erkekler de zaman zaman hınçlarını saçlarından çıkarıyor tabii ama o kadar derin değişiklikler olmuyor bizde. En fazla kazıtıyor, rahatlıyoruz. Ama kadın saçlarını kestirince bütün gücünü gözlerine veriyor sanki. Deniz Akkaya öyle olmuştu mesela, gözleri daha bir büyüleyici hale gelmişti, saçına bakma safhasına geçemiyorduk bile. Miley Cyrus dersen, o zaten güzel değil! Bu saç kesimi çoğu kadına yakışmıyor açıkçası. Kısa saçlı hallerinden emin olamadığım isimlerden biri de Katy Perry oldu. Dün piyasaya sürdüğü yeni single ‘Bon Appetit’nin kapağında görüldü ki saçlar iyice kısalmış, sararmış. ‘Görünüşü boşver şarkıya gel’ derseniz yaz üzeri iyi gidecek parçalardan biri olmuş. Galiba yaşım itibarıyla Katy Perry’nin küçük kız şarkılarına pek uyum sağlayamadım ama Migos’la birlikte söylediği ‘Bon Appetit’yi dinleyebilirim. Popun sempatisiyle R&B’nin sertliğinin buluştuğu şarkılardan. Fakat saçlar uzarsa daha iyi olacak.

        900 TL’lik wasabi

        Perşembe akşamı Zuma’da yemek yerken masalara selam veren şef Emrah Orak ile tanıştık. Abu Dhabi Zuma’daki şeflik deneyiminden sonra Türkiye’ye gelmiş, konuklarıyla ilgilenmeyi de seviyor. “Size taze wasabi denetebilir miyim” diyerek elindeki havuç-şalgam arası kabak yeşili sebzeyle masamıza oturdu. Köpekbalığı derisinden yapılmış özel rende yardımıyla wasabi çıkarmaya başladı. Yemekler zaten inanılmaz lezzetliyken bir de koca şefin masamızda wasabi rendelemesine içim elvermedi, bir ara ‘Verin biz yapalım’ diyecektim. Ama sonradan öğrendim ki wasabi’nin kilosu 900 TL’ymiş. Ben de olsam kimseye vermezdim. Suşinin yanında her zaman verilen hazır wasabi’ler kadar acı olmayan ama karakterli yapısıyla yemeğe değer katan bir sebze. Şefin Abu Dhabi günlerinden kalma bir alışkanlımış. Oradaki zenginlikte para değil tabii.

        Aramızdaki organizmalar

        Çarşamba günü Darüşşafaka Doğuş’un Real Madrid ile oynadığı Euroleague maçını izlemek için Volkswagen Arena’daydım. Taraftarlar bir olup takıma güzel moral verdik, yenseydik ne iyiydi ama olmadı. Başımız hafif öne eğik indik otoparka. Koca salon aynı anda dağılınca haliyle otorparkta bir sıkışıklık söz konusu oldu. Biz de en alt katta kalmışız, biraz sırada bekledik çıkabilmek için. 10 dakika geçti geçmedi, dışarı çıkma kuyruğunda kornalar çalmaya başladı. Yani kimsenin oyalandığı, manzara seyrettiği de yok, belli ki yoğunluktan dolayı bekliyoruz. Ama yok, kornalar durmuyor, virüs gibi bir arabadan diğerine sıçrıyor. Bir ara arabadan inip yanlarına giderek “Abi iyi misiniz, ne gibi bir ruhsal bozukluğunuz var?” diye sormak geldi içimden ama üşendim. Kırmızı ışık yeşile döndüğünde bir saniye bile beklemeden kornaya basan gürültücülerle aynı katta kalmıştık galiba. Bazılarının beyinlerine ihtiyaç duymuyor olması insanlık adına üzücü.

        NİŞANTAŞI’NDAKİ Sofa Hotel’in giriş katına bir tapas alanı kuruluyormuş. Sergi salonu olan ikinci kattaki art food yemekler devam edecekmiş. Yeni müdür Cantekin Temizer’in Sofa’ya yeniden hareket getireceği kesin, şimdiden yaz için teras partileri organize etmeye başlamış bile.

        YENİ nesil kahve dükkânlarının başarılı temsilcisi Kaf, Maslak’ın ardından Alaçatı’ya da şube açıyor. Hacımemiş’te açılacak yeni Kaf’ın terasında günbatımı partileri düzenlenecekmiş.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar