Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GZONE Dergisi’nin yeni sayısındaki ‘İnsan Detoksu’ isimli konuyu itinayla okudum. İnsanlara katlanmak zorunda olmadığınıza, hayatınızı negatif etkileyen arkadaşlardan uzak durmanızı öğütleyen yazıları da itinayla okumuşumdur bugüne kadar. Hayat zaten ağır, bir de saçmalayan arkadaş kaprisi çekmeye değer mi? Gzone yazarı Yeşer Sarıyıldız nasıl insanlardan uzak durmamız gerektiğini tip tip ayırmış. O zaman fark ettim ki benim hayatımda en çok “Eleştirmek için yaşayanlar” tipine giren insan var. Hani bilirsiniz yapılan hiçbir işi beğenmeyen, her şeyin altında kötü bir şey arayan tipler. Hani bir kez bile yemek yaptıklarını görmemişsindir ama senin yaptığın yemeği eleştirmeye bayılırlar. Yanlarında dizi izlemek çok zevksizdir, çünkü sen asıl meseleye kanalize olana kadar onlar oyuncuların seceresini dökmeye, eski sevgilileri ile yaşadıkları talihsiz olayları dillendirmeye başlarlar. En kötüsü de ortamdaki hemen herkesin arkasından laf söylemeleri. Kimse mükemmel olduğunu savunmadığı halde milletin defosunu ortaya çıkarmaya bayılırlar. Bir de bunu espri kılıfının adı altında herkesin içinde yapıp arkadaşlarının kötü duruma düşmesini sağlayanlar var ki onlar zaten ‘kırk yılda bir görülecek arkadaşlar’ listesine çoktan alınmış olmalılar. Ben şahsen kedilerimle bu tip insanlarla geçirdiğimden daha kaliteli vakit geçiriyorum. Dergi, bu tip insanların eleştiri oklarından kurtulabilmenin yolunu “Sana ne” ya da “O zaman daha iyisini kendin yap” demek olarak öğütlemiş. Fakat bu tip insanlar her şeyden önce cahil özgüvenine sahip oldukları için bu cümlelerle hız keseceklerini düşünmüyorum. Kurtulmanız gereken diğer insan tipleri derginin son sayısında.

        Neden Rüzgar?

        RÜZGAR Erkoçlar’ı sevdik, bağrımıza bastık ama o bizi şaşırtmaya devam ediyor. İlk olarak geçen sene cinsiyet ayrımcılığına karşı yapılan bir DB Berdan defilesinde güçlü mesajın ta kendisi olarak podyuma çıkmıştı. Herkes onu ayakta alkışlarken sonrasında kalktı ve “Ben o defileye mesajı için katılmadım” deyiverdi. Pardon? ‘Herhalde çok üstüne gittiler o da geri çekilmek zorunda kaldı’ diye düşündük ama bu sefer de Hülya Avşar’ın programında geçmişini hiçe sayıp “Kadınlara güvenilmez” buyurdu. Bu iki hareketi birbirine bağlıyor ve Rüzgar’da bir temassızlık olduğunu düşünmeye başlıyorum artık. Maço söylem erkeklerin doğasında olan bir şey değil, oradan yaklaşmasa keşke olaya!

        Uğur Yücel’e doyamadık

        ‘İÇERDE’ dizisinde soluk soluğa saatler geçirdiğimiz bir dönemde Uğur Yücel’in kadroya katılması bizi çok şaşırtmıştı. Hakikaten onun oyunculuğunu izlemenin keyfi bir başka. Özellikle Çetin Tekindor’la sahnelerinde iki devin kükremesini izlemek iyi geliyordu. Fakat o da ne, pazartesi günü yayınlanan bölümde Uğur Yücel’in oynadığı Kudret karakterini canlı canlı toprağa gömdüler. İşte buradan sonra diziye olan merakım katlandı. Gelecek haftaya kadar merak içinde bekleyeceğim. ‘Acaba bir şekilde kurtulup yeniden diziye döner mi’ sorusuna kapılmadan yapamıyorum.

        Hafta sonu nefesi

        BARCELONA’NIN efsanevi festivallerinden Sónar’ın İstanbul versiyonu için çok az zaman kaldı. Cuma günü Zorlu PSM’de başlayacak olan festival, pazar sabahına kadar sürüyor. Moderat, Nina Kraviz, Róisín Murphy gibi yabancı, Hey! Douglas, Ah! Kosmos ve İpek Görgün gibi yerli isimler çok çekici ama konu tabii ki yalnızca bu değil... Geçen yazı festivalsiz geçiren gençlere erken bir tatil gibi olacak bu hafta sonu. ‘Genç Girişimciliği Geliştirmek’, ‘Kültürel Yaratıcılık’ gibi başlıklar altında yapılacak zihin açıcı panelleri de unutmamak lazım.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar