Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURİYE’de rüzgâr yeniden sert esmeye başladı. Cumartesi günü Doğu Guta’ya bağlı Duma’da gerçekleşen ve 70’in üzerinde can kaybına neden olan kimyasal silah saldırısı ABD ile Rusya arasında deyim yerindeyse bıçakların çekilmesine neden oldu. Her şey o kadar hızlı gelişti ki sıralamayı takip etmek bile zorlaştı.

        Daha birkaç gün önce Suriye’den çekilme kararı aldığını ilan eden Trump, Duma’da yaşananları “Masumlara yönelik hain saldırı” olarak niteledi ve “önümüzdeki 24-48 saat içerisinde” bu saldırıyla ilgili önemli kararların alınacağını, gereğinin yapılacağını açıkladı.

        BİLİNMEYEN ŞEY KAPSAMI

        ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Nikki Haley’in sözleri, ABD’nin yedi yıldır yaşamadığı aydınlanmayı her ne hikmetse şimdi yaşadığını düşündürtecek cinstendi: “Öyle bir noktaya ulaştık ki dünya adaletin yerine geldiğini görmek zorunda. Tarih, bu anı Güvenlik Konseyi’nin Suriye halkını korumakta tamamıyla başarısız olduğu bir an olarak mı yoksa görevini yerine getirdiği bir an olarak mı kaydedecek? Her iki durumda da ABD bir karşılık verecek.”

        Bir diğer anlamlı açıklama ise Beyaz Saray’dan gelen ve Rusya’yı itham eden şu tespitti: “Moskova, Suriye’nin kimyasal silah programını sona erdirme sözünde durmadı.”

        Rusya’nın cevabı gecikmedi. Beyrut Büyükelçisi Aleksandr Zaspıkin, “ABD’nin Suriye’ye füze saldırısı düzenlemesi halinde Rusya’nın bu füzeleri vuracağı ve fırlatıldıkları yeri hedef alacağı” açıklamasını yaptı.

        Trump’ın 11 Nisan günü tweet atarak verdiği beyanat ise gerilimi zirveye taşıdı: “Hazırlan Rusya, bu füzeler gelecek, hepsi yeni ve akıllı füzeler. Kendi halkını öldüren ve bundan zevk alan bir hayvanla ortak olmamalısın.”

        İlginç, ama devamında şunu da dedi: ‘’Bugün Rusya ile ilişkimiz Soğuk Savaş da dahil olmak üzere her zamankinden daha kötü. Bunu gerektiren bir sebep yok. Rusya’nın ekonomisine yardım için bize ihtiyacı var, bunu yapması çok kolay olurdu ve bizim de tüm ulusların birlikte çalışmasına ihtiyacımız var. Silah yarışı dursun mu?’’

        Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, “Akıllı füzelerin, birkaç yıldır kendi topraklarında uluslararası terörle mücadele eden meşru hükümete doğru değil, teröristlerin bulunduğu tarafa doğru uçması gerekir” diye yanıt vererek malumu tekrar etti: Rusya’nın Esad’ın rejimini “meşru” gördüğünü, rejimin attığı bombalarla, yaptığı kimyasal saldırılarla ölen çocukları bile “terörist” sınıfına koyduğunu...

        ABD’nin başında ise aklına esince tweet atarak dengeleri altüst eden, Pentagon’la, hatta bazen Beyaz Saray’daki çalışanlarıyla bile çelişen, Obama dönemiyle şahsileşmiş bir rövanş arzusu içinde olan bir başkan var. Ama öngörülemezliğini avantaj olarak kullanmayacağı da kestirilememiş bir başkan bu.

        An itibarıyla (bu yazının teslim edildiği sırada) hâlâ hava sisliydi ve fırtına beklentisi vardı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Esad rejimine bağlı güçlerin olası bir ABD müdahalesine önlem almak amacıyla ülkedeki havaalanlarını ve askeri üsleri boşalttığını duyuruyordu.

        ABD’nin Suriye rejimine bir şey yapacağı kesin. Kestirilemeyen, o şeyin kapsamı.

        ABD, elbette Rusya’yı “çok fazla” incitmemeye çalışacak. Ama bunca yıl Suriye halkına yönelik hiçbir yapıcı çözüm için hiçbir ciddi inisiyatif almadığı, üstelik şimdi kendisini kendi sözleriyle bağladığı için, Rusya’nın vekil ya da vekillerinden birine bir ceza kesecek.

        VEKİLLERİN SAVAŞI

        Buradan büyük bir savaş, 3. Dünya Savaşı çıkar mı? Normal şartlarda çıkardı, çıkması beklenirdi.

        Ama dünya savaşı için ABD ve Rusya’nın savaşması gerekir, iki nükleer güç de, birbirleriyle “direkt” savaşırlarsa dünyanın sonunu getireceklerini bildiklerinden bu tür gerilimleri büyük bir dünya savaşına dönüşmeden halledecek arka kapılara sahiptir.

        Olan “vekillere” olur. Yani onlar adına savaşanlara, onlar adına kamp seçenlere.

        Çünkü nükleer güçlerin “karşı karşıyadirekt” savaşa girmemelerinin, yani dünya savaşı çıkmamasının bedeli vekillerinin sürdürdüğü savaştır. Ve o savaş da maalesef bir türlü bitmez. Büyük dünya savaşı çıkmaz ama vekillerin savaşı, bulundukları coğrafyayı ruhuna kadar tüketir. Suriye’de yıllardır olan bu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar