Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ESKİLER “Bir konunun anlaşılmamasını mı istiyorsunuz? Şerhedin!” derlermiş...

        “Sosyal medya” dedikleri sanal mekânlar çıktı çıkalı bu söz günlük hayatın sıradan davranışlarından oldu. Söylenen sözler farklı şekillere büründürülüyor; dediğinizi yahut yazdığınızı şerhedip bambaşka hâle getirmekle de kalmıyor; kendi temennilerini, fikirlerini, düşüncelerini size mâlediyorlar!

        Birbirimizi yemek, didişmek ve karşımızdakine lâf geçirmekten zevk almak zaten eski âdetimizdi; millet şimdi Twitter, Facebook, vesaire gibi sanal mekânları tepişme vasıtası niyetine kullanıyor, yazdıklarını mantık süzgecinden geçirmek akıllarına gelmeden canlarının istediğini karalıyor ve arada bir “Falanca da bunun böyle olduğunu söylemişti” deyip cürümlerine başkalarını da ortak ediveriyorlar.

        “Bunun böyle olduğunu o da söylemişti” diye saçmalıklarına iştirak ettirdiklerinden biri de bendenizim. Üstelik, yazı hayatım boyunca meramımı hep apaçık söylememe, sembollerden ve son zamanların modası olan “sübliminal” üslûptan uzak kalmaya da her daim özen göstermiş olmama rağmen şimdi bu takıntıya âlet edilenlerdenim!

        İşte yazmadığım, söylemediğim, hattâ hatırımdan bile geçmeyen ama sanal medyada bana mâledilen tuhaflıklardan birkaçı:

        NE EZANI, NE SÜRÜSÜ?

        - EZAN VE SELÂ: Dün ortaya atılıp hemen yayılan bir yalana göre, TV’deki programlarımızdan birinde program arkadaşımız Selin Barlas “Ezanın Türkçesi çok iyi idi, insanlar anlamını biliyordu” demiş; ben “Bilmeye gerek yok” karşılığını vermiş, sonra “İngilizce şarkı dinliyor musun?” diye sormuşum. Selin Hanım dinlediğini söyleyince de güya “Anlamını bilmeden neden dinliyorsun?” cevabını yapıştırmışım!

        Selin Barlas’a “Anlamadığın halde neden İngilizce şarkı dinliyorsun?” diye sormam mümkün değildir, zira İngilizce, Selin Hanım’ın anadilidir!

        - SULTAN VAHİDEDDİN’İN SÜRÜSÜ: Sultan Vahideddin “Türkler dini, soyu, sopu, yurdu belirsiz karmakarışık bir cahiller sürüsüdür” demiş ve bu ifade benim “Şambaba” isimli kitabımda geçiyormuş!

        İddianın yalan olduğunu daha önce de yazmıştım ama bu saçmalığı hemen her gün birbirlerine gönderenler okumadıkları için tekrar edeyim: Seneler önce yayınladığım ve şimdi “Şambaba”ya çevirdikleri kitabın isminin doğrusu “Şahbaba”dır ve Şahbaba’da böyle bir ifade geçmez! Sultan Vahideddin bu sözü etmemiştir, üstelik sadece Vahideddin değil, hiçbir hükümdar teb’ası hakkında bu şekilde hakaretâmiz ifadeler kullanmaz.

        İNTERNET VE TÜY DİKMEK!

        - İSYANCILARIN ÇENGELE GEÇİRİLMESİ: Geçen pazar günü bundan beş asır önce isyancıların ve yol kesenlerin ceza olarak “çengele geçirildiklerini” yazdım...

        Bazı internet siteleri ve sanal ortam müptelâları yazımı alıp bugüne uyarladılar ve neticede bendeniz çengeli savunup “FETÖ’cüleri çengele geçirmemiz lâzım” demiş oldum!

        - MUSTAFA KEMAL’İN SECCADELİ FOTOĞRAFI: Bu zırva da dün ortaya atıldı... Nefret tarihçilerinden biri Fethullah Gülen’in tartışılan son fotoğrafını Mustafa Kemal’e uyarlamıştı ve derken Mustafa Kemal’in fotoğraftaki pozunun “İslâmiyet ayaklarımın altındadır!” mânâsına geldiğini söylediğim iddia edildi.

        Buyurun, bir palavra daha! Sosyal medyadaki mesajları görene kadar ne bu tartışmadan haberdardım, ne de bu konuda tek bir satır yazmış yahut kelime etmiştim!

        Zavallının biri kafasından birşeyler uyduruyor, uydurduğuna önce kendisi inanıyor, bu saçmalıklar yayıldıkça yayılıyor ve başkalarına yamanıyor!

        Bütün bu garabetin sebebi uzun saatlerini Twitter yahut Facebook misali sanal mekânlarda geçirenlerin kitap ile uzaktan-yakından alâkalarının bulunmaması, hiç ama hiç okumamaları; birşeyler öğrenmekten köşe-bucak kaçmaları ve internet ile sosyal medyayı maalesef bilgi kaynağı zannetmeleridir.

        Pek farkında değiliz ama, Türkiye’de bilgi çöplüğü hâline getirilip tatmin mekânı olarak kullanılan sanal ortamlar zaten mevcut olan cehaletimizin üzerine artık tüy üstüne tüy diker oldular!

        Bilginin sanal ortamlardan değil kitaplardan edinilmesi için tedbir almadığımız takdirde, istikbâlimiz daha şimdiden perişan, harap ve berbattır!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar