Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD Başkanı Donald Trump’ın sabah uyandığında attığı tweet, yeni nesil liderlerin dünyayı ne hale getirebileceğinin en iyi kanıtı...

        Önce, Suriye’ye “güzel, yeni, akıllı füze” yollayacağını söyledi, Rusya’ya kafa tuttu.

        Pentagon, “Trump’ın attığı tweet’leri bize değil Beyaz Saray’a sorun” dedi.

        İlk tweet’inin üzerinden 40 dakika geçmişti ki ikinci tweet’i geldi; Rusya’nın ekonomisi için ABD’ye ihtiyacı olduğunu ileri sürüp birlikte çalışmaya ve silahlandırmayı durdurmaya davet etti.

        Rusya’dan yanıt gecikmedi...

        Hepsine birden en son yanıt da Başbakan Binali Yıldırım’dan geldi:

        “Sokak kavgası; sokak kabadayıları gibi kavga ediyorlar...”

        Bütün bunlar aslında Suriye sahasında yeni bir şeyler olacağının habercisi.

        Zaten Şam rejiminin Duma’da kimyasal silah kullandığı iddiasıyla başlayan gelişmelerle de ilk adımı...

        MOSKOVA’NIN BAKIŞI

        Bunlar yaşanırken Ankara’da dün Suriye sahasını bilen isimlerle farklı mekânlarda birlikteydim.

        Önce şunu belirteyim ki Moskova Duma’da kimyasal silah kullanılmadığı iddiasında kararlı...

        Bu konuda sahada birlikte hareket ettiği Ankara’ya da istendiğinde bilgi verme kararlılığında.

        Türk bakanların kimyasal silah kullanıldığına ilişkin kanıtların olduğuna ilişkin sözlerine de Moskova, “Esad karşıtlığından kaynaklı davranış” yaklaşımından ileri gitmiyor.

        Gerekçeleri ise şöyle:

        “Rejim, Şam’ın yanı başındaki Doğu Guta ve Duma’nın 2-3 ay içinde yüzde 85-90’ına sahip oldu; içerideki gruplarla da anlaşıp çıkma sürecini başlattığı bir sırada neden kimyasal silah kullansın?”

        Bu noktada da durmuyor, “Rus askeri uzmanları anında bölgeye gitti, sahadan örnekler alıp inceledi ve kimyasal silah bulgusuna rastlamadı” iddiasına yer verip ekliyor:

        “Rusya, Suriye’de olup biteni video veya fotoğraflar üzerinden değil, bizzat yerinden aldığı kanıtlar üzerinden konuşuyor...”

        TEMKİNLİ, İHTİYATLI

        Batılı diplomatların yaklaşımı ise daha keskin, Ağustos 2013’te Guta, Nisan 2017’de de İdlib’de benzer kimyasal saldırılar sonucu yüzlerce kişinin öldüğü anımsatılıyor.

        BM gözlemcilerinin raporlarında da bunun kayda geçirildiği belirtiliyor.

        Dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın o gün “Esad’a dönük yaptırımdan vazgeçmesinin yenilerinin gelmesine yol açtığının” altı çiziliyor.

        Bu bakış Ankara’da hükümet çevrelerine de hâkim; nitekim Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ sohbetimizde bu durumun altını özenle çizdi.

        Buna karşın Ankara, Trump’ın tweet’inin ardından füzesinin de gelme ihtimalini yüksek görüyor...

        Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın, DYP-SHP koalisyonun Dışişleri Bakanlığı döneminde siyasi literatüre kazandırdığı “vuruşarak çekilme” politikasını bugün Washington’un uygulamaya koyduğu kanaatini taşıyor.

        Gerekçe olarak da “ABD askerlerinin kongre değil, başkanın onayıyla Suriye’de bulunduğu, sayılarının 3 bini geçmediği; füze müdahalesi sonrası yaşanacak tepkiye bu kadar az askerle karşı konulamayacağı” gösteriliyor.

        “Ankara bu işin neresinde duruyor?” derseniz...

        Esad’a karşı olumsuz tutumu Batı ile bağını, olaylar karşısındaki sessizliği ise Rusya ile ilişkisini dinamik tutuyor...

        Akışkan müttefikliğin temkinli ihtiyatlığı içinde izliyor...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar