Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “ÇELİK sektöründe iyi değilseniz, otomobil yapmanız mümkün değil. Biz de iyi değiliz...”

        Ziyaretimize gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Yerli otomobil üretimi hangi safhada?” diye sorduğumuzda meseleye doğrudan girdi.

        Hatta bu noktada da kalmadı, eski Tokyo Büyükelçisi’nin kendisine anlattığı merhum Turgut Özal’ın Japonya ziyareti sırasında yaşanmış olayı da aktarınca hafızamda canlandı.

        Özal’ı o gezide takip ettiğim için hükümetinin bugünküne benzer hedeflerini de anımsıyorum.

        Özal, Japonlarla ortak otomobil projesini hayata geçirmek istiyordu.

        Bakan Özlü’nün naklettiği gibi, Özal Japonya’ya gittiğinde “Sizinle ortak otomobil üretmek istiyoruz” talebini dile getirmiş.

        Karşılığında şu ilginç yanıtı almış:

        “Önce size iyi çelik nasıl üretilir onu anlatalım...”

        SIRADAN ÜRETİM

        Yıllar önce Japonlar tarafından aktarılan bu cümle her şeyi anlatmaya yeterli...

        Peki, Türkiye bu öneriden pay alıp belirli bir noktaya geldi mi?

        Bakan Özlü’nün Türkiye’nin çelik sektöründe iyi olmadığını belirten cümlesi durumu özetlemeye yetiyor.

        Hatta Özlü bu noktada da kalmadı, açık ve içten konuştu:

        “Türkiye’nin ürettiği çelikler sıradan. Bizim çelik üreticilerimiz ağırlıklı olarak inşaat demiri üretiyor. Köprü yapıyoruz, burada kullanılan nitelikli çeliği üretemiyoruz. Paslanmaz çelik üretemiyoruz. Oysa esas katma değer bunlarda.”

        Bunun için bir yol haritası belirlemişler.

        “Her alanda iyi olamazsınız” ilkesiyle yola çıkıp bazı danışmanlık şirketlerinden de öneri alarak dünyada gelecek vaat eden odak sektörlerin hangilerinin Türkiye’de olabileceğini tespit etmişler.

        Dikkat ettim; belirledikleri kimya ve ilaç, yarı iletkenler ve elektronik, motorlu taşıtlar, makine teçhizatı, bir de gıda...

        Sözünü ettiği bütün sektörlerde paketlemeden taşımaya kadar ihtiyaç duyulan iki ana madde var: Petrokimya ve çelik...

        Özlü, “Türkiye’nin ihraç ettiği her 100 doların 58.3 doları ithal kalemden oluşuyor” dedi.

        Çelik ve petrokimyanın önemli yer tuttuğunu ifade etti.

        Bakan, “otomotiv sanayiinde kullanılan nitelikli çeliğin % 75’inin ithal olduğunu” da bildirdi.

        Önemli bir bilgi de vererek Cerablus, El Bab, şimdi de Afrin’de kullanılan “zırhlı araçların üzerindeki nitelikli çeliğin tamamının ithal” olduğunu belirtti.

        İşte bütün bunları aşmak, “nitelikli çeliği üretmek için Erdemir’e yatırım yapacaklarını” açıkladı.

        TRUMP’IN ÇELİK KARARI

        Aslında çeliğin gücünü anlamak için 3 gün önce ABD Başkanı Trump’ın “ithal çelik ve alüminyuma” getirdiği yeni gümrük vergilerini görmek yeterli.

        Trump’ın çeliğe % 25, alüminyuma % 10 ek vergi kararı, nitelikli çelik üreticisi olmayan Türkiye’yi de ciddi oranda etkileyecek; çünkü ABD’ye ihracatta bulunan 6’ncı ülke konumunda.

        ABD’nin 13.4 milyar dolarlık ithalatındaki Türkiye payı ise % 9’una karşılık gelen 1.2 milyar dolar...

        İlk 5 içinde yer alan Kanada ve Meksika gümrük birliği NAFTA üyesi olduğu için bundan etkilenmeyecek; diğerleri de zaten Rusya, Güney Kore ve Brezilya...

        Ancak Trump’ın kararının, ekonominin ötesinde bir de siyasi mesajı var:

        “ABD’ye ticari ve askeri alanlarda adil davranan ‘gerçek dostlara’ büyük esneklik göstereceğiz...”

        Trump’ın yalanı yok; “Bize gerçek dost olanlar” diyor...

        Kendisinin ötekine ne kadar gerçek dost olduğunu yine bir kenara bırakıyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar