Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MİLLETVEKİLLERİ, 1 haftadır devam eden hiçbir bütçeye dünkü ilgiyi göstermedi.

        Bu, İçişleri Bakanlığı bütçesine olan ilgilerinden değil, CHP Lideri Kılıçdaroğlu için “Sen bittin” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik sert tutum gösterileceğine ilişkin haberlerdendi.

        Nitekim öyle de oldu...

        Ancak dünkü İçişleri Bakanlığı bütçesindeki tartışmalar da gösterdi ki siyasetin bundan sonraki süreci belediyeler üzerinden yürüyecek.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün metronun hizmete girmesi töreninde, Ataşehir Belediyesi’ni işaret ederek CHP’li belediyelere yönelik “Daha çok şeyler gelecek” cümlesi de bunun yansıması...

        ‘TERÖRE YATAKLIK’

        AK Parti kulisinde dün konunun en önemli taraflarıyla sohbetimden de çıkardığım kadarıyla, hükümetin CHP’li belediyelere ilişkin “görevi kötüye kullanma” nedeniyle açığa almasının ötesinde de başka hazırlıkları var.

        Bunun başında da “teröre yardım, yataklık ve destek” geliyor.

        Konunun tarafının aktardığına göre üzerinde durulan da “DHKP-C ile CHP’li belediyelerin ilişkili olduğuna” dair iddialar.

        Hatta bazı belediye çalışanları ile üst düzey yetkililerin ilişkisine yönelik veriler de hazırlanmış, savcılıkların bunlara ilişkin soruşturmalarını tamamlamaları beklenmiş.

        “DHKP-C ile CHP’nin bağlantılı olduğu iddiası çok ileri değil mi?” dedim.

        “CHP yönetiminden DHKP-C’ye yönelik sert tepki olduğunu biz de biliyoruz; ama belediyesi yapmışsa herhalde CHP yönetimi de bunun ortaya çıkmasından memnun olur” yaklaşımını gösterdi.

        Doğu ve Güneydoğu’da HDP’li belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atanmasına gerekçe yapılan, “Terörle işbirliğine girdiler” iddiasına benzer bir algı yaratma çabası olarak görüleceğini de anımsattım.

        “Başka terör örgütü de terör örgütüdür” yanıtını vermekle yetindi.

        “Gelecek daha” denilenin ne olduğunu anlamak açısından önemliydi...

        *************

        SİYASİ EVLATLAR

        HABERİ ilk veren, devlette önemli bir görevde bulunan arkadaşım oldu.

        Sabahın erken saatinde gelen WhatsApp mesajı, kısa ve acıydı:

        “Üzücü haberden bilgin oldu mu; Mesut Bey’in oğlu intihar etmiş...

        Refleksle, “Yavuz mu?” diye yazmışım...

        Gözümün önüne babasının tıpkı taklidi sayılacak oranda vücut dili, konuşma üslubu; dost olduğuna her şeyini açıp döken içtenliği geldi.

        Bir de Nenehatun Caddesi’ndeki evde bakımı Hasan Yılmaz’a ait olsa da Yavuz Yılmaz’la da ilişkisi mükemmel olan Danua cinsi Deyzi’yi hatırladım...

        Kardeşi Hasan’ın hediyesi papağanın kendisini ne kadar mutlu ettiğine de şahit olmuştum.

        2 yıl kadar önce İstanbul’da karşılaştığımda uzun yıllardır görmediği akrabası gibi davranmış, beni mutlu kılmıştı.

        Haberi alınca siyasetin acımasız yüzüne bir daha tanıklık etmiş olmanın hayıflanmasındaydım.

        Birinci halkada olan aileyi, evlatları dördüncü halkaya savurup atan seçmen, yurttaş, partidaşa dayalı siyasetin getirdiği ağır yükten söz ediyorum.

        En ihtiyaç duyduğu anlık zaman diliminde anne-babasına, siyasetin araya girmesi nedeniyle ulaşamayan evlatların durumu Türkiye’nin bir gerçeği...

        Hayat belki onlara her şeyi sunabiliyor ama ya yaşamlarını...

        Ruhun revan, Hak yolun açık olsun Sevgili Yavuz, ışıklar içinde uyu...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar