Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSLAM İşbirliği Teşkilatı, genel tavrının ötesinde tavırla önemli bir karara imza koydu.

        Doğu Kudüs’ü Filistin Devleti’nin başkenti olarak tanıdığını ilan etti.

        İİT’nin uzun yıllar genel sekreterliği görevinde bulunan MHP Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu’nun dün şu tespiti, kararın önemini göstermesi açısından önemli:

        “Bu zirve ve kararlar Türkiye olmasa alınamazdı; bir milim siyasi karar da çıkmazdı. Türkiye’nin kararlı tutumuyla ve çabasıyla alındı...”

        Sözlerinde haklı; çünkü toplantıya İİT üyesi 57 ülkeden katılan 48’inin 16’sı devlet ve hükümet başkanıydı; geri kalanı bakan veya meclis başkanı düzeyinde temsil edildi; 9’u ise gelmedi.

        Benzer düzeyde katılımların olduğu İİT zirvelerinde kararlar hep bir sonraki toplantıya bırakılırdı.

        O süre içinde de zaten her şey olup bittiği için karara gerek kalmazdı.

        Bu kez farklı oldu, İİT önemli ve bir o kadar da güçlü kararlara imza koydu.

        Bunda İİT Dönem Başkanı’nın Türkiye olmasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel gayretiyle üye ülkeler nezdinde sağladığı konsensüsün önemi büyük.

        EYLEM DE LAZIM

        Ancak kararın eyleme geçebilmesi de bir o derece önemli.

        Çünkü Doğu Kudüs’te Türkiye ile birlikte sınırlı sayıda ülkenin Filistin temsilciliği var.

        Diğer İslam ülkeleri de alınan karar doğrultusunda Doğu Kudüs’te Filistin büyükelçiliklerini açarsa iki devletli çözümün hızlanmasına katkı verirler.

        Daha önemlisi, ABD ve İsrail’in iç politik çıkarları doğrultusunda tek taraflı kararlarının bölgede yarattığı tepkiyi görmelerini sağlarlar.

        Bununla birlikte kararın sorunları doğurma ihtimali de yok değil...

        Ancak bunun şiddetini, ABD ve İsrail’in karar sonrasındaki tutumu ve İİT ülkelerinin müşterek hareketi hangi oranda sağladıkları belirler.

        YENİ ÇATIŞMA ALANI

        Hatta bölgede var olan gerilimin ikinci raundunun olup olmayacağını da tayin eder.

        İkinci raunttan kastım, barış sürecine giren Suriye, Irak, Lübnan’daki sorunları İran odaklı olarak yeniden başlatma kapasitesi...

        Yıldız Teknik’ten Prof. Dr. Mehmet Akif Okur’a göre “Her şeye rağmen ikinci raundun başlaması kaçınılmaz” olacak.

        Bölgede safların gittikçe netleşmeye başlamasının nedenini de buna bağlayan Okur, şu iddiada bulundu:

        “İkinci rauntta, ilk raundun galiplerinin güçlerinin sıfırlanması hedeflenecek. İran hedefe konularak genişlemesi durdurulup geriletilecek. İkinci rauntta alanın Irak olması muhtemel.”

        Irak’ta İran destekli Haşdi Şabi’ye Bağdat yönetiminin, Irak ordusuna ise ABD’nin egemen olduğunu da anımsattı.

        ABD’nin, Suriye’de güçlendirdiği PYD/SDG’nin Irak ordusuyla birlikte hareket etmesini sağlayarak İran’a yönelik harekette kullanma olasılığından söz etti.

        İsrail ve Suudi Arabistan’ın İran’ın bölgede yayılmasını durdurma kararlılıklarını anımsattı.

        Buna ilişkin verilerden biri, Bağdat yalanlamış olsa da önceki gün sınırda PYD/SDG yetkilileriyle Irak ordusu komutanlarının “ortak koordinasyon merkezi kurma” görüşmelerinde ortaya çıktı; videosu da sosyal medyada dolaşıyor.

        Bölge barışa daha yakın görünürken yeni bir gerilimin kapısının önünde duruyor.

        Dilerim İİT üye ülkeleri dün alınan müşterek kararları eyleme dönüştürme kararlılığını gösterir ve çözüme dayalı barış bölgeye egemen olur...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar