Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “TÜRKİYE’nin sınırlarını açması halinde bile, 2 sene önce olduğu gibi bir akın yaşanmaz...”

        Sözün sahibi, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn...

        Özetle diyor ki: “Geçmişte olduğu gibi bundan böyle Türkiye’den bir akın olmaz.”

        Hemen şunu belirteyim, geçmişte de birkaç kez yaşadığı gibi koca bir yanılgı içinde...

        Eğer, kendisi gibi yakın tarihte Türkiye’yi ziyaret eden BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephan O’Brien’ın sözlerini en azından okumuş olsaydı, Der Spigel’e verdiği demeçteki sözleri dile getirmezdi.

        BM’NİN RAKKA ÖNERİSİ

        Nedeni de Gaziantep’teki kampları 2 hafta önce ziyaret eden O’Brien’ın, Türk tarafına yaptığı öneri...

        Rakka ve Deyrizor operasyonları sonrasındaki kaosu BM de görüyor.

        Fırat Kalkanı bölgesindeki mükemmel yardımları bildiği için, Suriye içindeki koordinasyonu da Türkiye’nin üstlenmesini istiyor.

        Çünkü bu bölgede en az 2.5 milyon kişi sığınacak yer arıyor...

        Türkiye BM’den gelen öneriye, “Rakka’da, PKK/PYD olduğu sürece olmayız” yanıtını vermiş; Rakka’nın asıl sahiplerine teslim edilmesi halinde görev üstlenebileceğini bildirmiş.

        Mayıstan bu yana Türkiye’deki faaliyetleri durdurulan yardım kuruluşlarıyla da Suriye içinde işbirliği yapmayacaklarını iletmiş.

        Şurası kesin ki yeni göç hareketinden BM Genel Sekreter Yardımcısı O’Brien da çok kaygılı...

        Yani, Hahn ile aynı rahatlığa sahip değil...

        7 BİN BEKLEMEDE

        Ayrıca son araştırmalar gösteriyor ki bu durum sadece Suriye’de geçerli değil.

        Türkiye’de yaşamakta olan Suriyelilerin ağırlıklı bölümü de üçüncü bir ülkeye gitme arzusunda.

        Konuyla ilgili çalışmalarda bulunan Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Murat Erdoğan, kamu verilerine dayanarak ilginç bilgiler aktardı.

        Örneğin, kamuoyunda Suriyelilere vatandaşlık verildiği kanısı hâkim...

        Ancak, Cumhurbaşkanı’nın veya Başbakan’ın bizzat ilgilendikleri ile birkaç zorunlu alınan 300-500 kişi dışında kimseye vatandaşlık verilmemiş.

        Oysa sayısı 3 milyon 551 bin 78 olarak açıklanan sığınmacılar arasından vatandaşlık verilmek üzere sadece 12 bin kadar isim belirlenmiş; ailesiyle birlikte hesaplandığında 50 bin kişi...

        Bu 12 bin kişi de tekrar elemeden geçirilmiş ve Bakanlar Kurulu’na 7 bin civarında isim bildirilmiş.

        Bakanlar Kurulu’nda vatandaşlık için acele edilmemesi ve bir süre daha beklenilmesi görüşü hâkim olmuş.

        Doç. Dr. Erdoğan, nedeni konusunda bir bilgiye sahip olmadığını söyledi, şu yorumda bulundu:

        “Suriyeli 14 bin 750 öğrenciye, Türk vatandaşlığı, çifte vatandaşlık ve bir başka ülke vatandaşlığı olmak üzere üç seçenek sunuldu; en az tercih ettikleri Türk vatandaşlığı oldu... Onların gözü Amerika ve Avrupa ülkelerinde... Vatandaşlık verilenler üçüncü ülkeye iltica ederse sıkıntı olur. Tam gerekçesini bilmiyorum ama bekleme bundan kaynaklı olabilir.”

        Bırakın Suriye içindeki gelişmeleri, bu araştırma ve veriler dahi, O’Brien’ın kaygısını doğrulamaya yeter...

        Not: Arka arkaya 3 seçim, üstüne 15 Temmuz darbe girişimi, bir de referandum; ilçelerine kadar kat edilen 90 bin kilometre... Baktım ortalık sakin, fırsat varken yazılara kısa bir tatil arası...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar