Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dili, grameri Türkçe olup her okuyanın kendine göre yorumlayacağı bir metin aransa Siyasi Partiler Kanunu’ndan daha iyisi bulunamaz.

        Siyasi Partiler Kanunu (SPK) ile seçim yasaları (SY) her dönem sorun yarattı.

        Muhalefette eleştiren partiler, iktidara geldiklerinde işine yaradığı için değişmesini öteledi.

        Yapılan değişiklikler de yüzeysel düzeyde kaldı.

        İki gündür tartışma yaratan durum da bütün bunların sonucu...

        Uyum yasalarının arasında bulunan SPK’nın değişmemiş olması, yeni durumun yasanın önünde yürümesi tartışmanın nedeni.

        Tartışmanın odağında bugün AK Parti TBMM Grup Başkanı seçilecek olan Başbakan Binali Yıldırım’ın durumu var.

        KANUN NE DİYOR?

        CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel önceki gün, “SPK’nın 32’nci maddesi, partilerin MKYK üyelerinin TBMM parti grubu yönetim kurulunda görev almalarını yasaklıyor” dedi.

        AK Parti Grup İç Yönetmeliği’nden de maddeler sıralayıp, “SPK’yı değiştirmeden grup başkanı seçimini yapmaları kanuna aykırı olur” uyarısında bulundu.

        Özel dünkü konuşmamızda da ısrarını sürdürdü, “Yıldırım’ın seçilmesi bizim sorunumuz değil, yasaya aykırılığını belirtmek için bunları söyledim” dedi.

        Her partinin grup iç yönetmeliklerinin SPK’ya göre hazırlandığını anımsatıp ekledi:

        “Bizler grup başkanvekili olduğumuz için CHP Parti Meclisi’nde görev alamadığımıza göre AK Parti Meclis grup yöneticileri de alamaz; kanun böyle diyor...”

        Grup başkanlarının, grup yönetimleri dışında tanımlandığını anımsattığımda ise “O zaman AK Parti Grup Yönetmeliği’ne göre grup başkan ve vekilleri nasıl grup yönetiminde oy hakkına sahip olabiliyor?” sorusuyla karşılık verdi.

        GÜL VE TÜRK

        Ardından sohbet ettiğim AK Parti Grup Başkanı Bülent Turan da Grup İç Yönetmeliği’nde “Grup Başkanvekilleri, Grup Yönetim Kurulu üyesi değillerdir” hükmünün bulunduğunu da anımsattı.

        AK Parti’nin ilk kuruluşunda milletvekili olamadığı için Erdoğan’ın Genel Başkan, MKYK üyesi olan Abdullah Gül’ün de Grup Başkanlığı’nı yaptığını belirtti.

        Demokratik Toplum Partisi’nin Genel Başkanı Meclis dışından olduğu dönemde de Ahmet Türk’ün, parti meclisi üyesi olarak grup başkanı olduğunu hatırlattı.

        Grup yönetimi ile grup başkan ve vekillerinin ayrı olduğunu vurguladı.

        Aslında uyum yasaları hayata geçirilmediği sürece benzer sorunlarla sıklıkla karşılaşılacak.

        Ancak unutulmamalı ki, Anayasa değişikliği ile yasalar arasında ortaya çıkan bağdaşmazlık durumu engelleme değil, bir geçiş süreci olarak görülmeli.

        Çünkü hukuk korunan değerin, yani yasadaki durumun yanı sıra korunan yarara da bakar.

        Ayrıca Anayasa hükümleri de bugüne kadar pratiğinde de rastlandığı gibi doğrudan uygulanır, program hukuku değildir.

        O nedenle bu tür tartışmaların bir geçerliliği yoktur, ayrıca aykırılık durumunda da yaptırımı sanıldığı gibi yüksek değildir.

        Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir uyarı yazısı yollar, en geç 6 ay içinde düzenleme yapılmasını ister.

        Zaten bu süre içinde de yasalar değişeceği için mesele tartışıldığıyla kalır.

        Ancak siyaset zemini de bu süreçte yara alır.

        Bu topal durumdan kurtulmanın tek yolu, bir an önce uyum yasalarını çıkarmaktan geçer.

        Yoksa biriken uyumsuzluklar, daha büyük sorunlara yol açar.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar