Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anayasa değişikliğine ilişkin uyum yasaları bir an önce tamamlanmazsa sıkıntısını en çok hukuk sistemi çekecek.

        Bunun başında da yargı gelecek.

        Çünkü kararlarını hangi duruma göre almaları gerektiği konusunda önlerinde ikili bir durum olacak.

        Birine göre karar vermeleri halinde çelişkili bir yapıyla karşılaşacaklar.

        Anayasa değişikliğine ilişkin uyum yasaları bir an önce düzene konulmazsa hem iktidar hem de muhalefet açısından siyaset içinden çıkılmaz bir hal alacak.

        PLAN KALKTI...

        Bunun bir örneğini, maliye politikalarının yanında, kamu hukuku alanındaki çalışmalarıyla da bilinen CHP Milletvekili Zekeriya Temizel verdi.

        Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nun toplantı yapacağına ilişkin çağrı, yeni duruma uyularak “Bütçe Komisyonu” diye gelmiş.

        Yani “plan” kelimesi uçmuş, eylül ayına kadar 2020’nin planlaması ve bütçesinin hazırlığını yapacak Plan Bütçe Komisyonu’nun adı değişmiş.

        Oysa bu düzenlemeler TBMM İç Tüzüğü’nün altı ay içinde değişmesi ve 2019 yılına kadar altyapısının oluşturulması sonrası olacaktı.

        Hepsi bir yana, parlamentonun mevcut yapısı da yeni duruma uygun değil.

        Temizel bu nedenle, “Tespitimiz, kanunlardaki 600’e yakın düzenlemenin bir an önce yapılmasını zorunlu kılıyor. Yoksa iki hukuklu yapı karşımıza çıkar” diye uyardı.

        TCK’NIN DURUMU

        Durumu daha net ortaya koyacak bir başka örnek Cumhurbaşkanı’na hakareti düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinde görülüyor.

        Buna göre “Cumhurbaşkanı’na hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır...”

        Suçun “aleni işlenmesi halinde de verilecek ceza altıda bir oranında” artırılır.

        Madde, “Bağımsız, tarafsız kimliğiyle Cumhurbaşkanı’nın devleti temsil etmesi ve kişiliğine yönelik hakaretin devlet kuvvetleri aleyhine cürümden sayılması gerektiğinden yola çıkılarak” gerekçesiyle düzenlendi.

        Oysa Cumhurbaşkanı salı günü tarafsız kimliğinden çıkacak, partili olacak.

        Ardından 21 Mayıs’ta AK Parti Olağanüstü Kurultayı ile Genel Başkan sıfatını da kazanacak.

        Şimdi, muhalefet partilerinden birinin lideri veya milletvekili, hükümet veya politikalarından dolayı AK Parti Genel Başkanı’na ağır sözler söylerse ne olacak?

        Sözleri, AK Parti Genel Baş- kanı’na mı, yoksa Cumhurbaşkanı’na mı söylenmiş sayılacak?

        Eğer ağır içerikli söz AK Parti Genel Başkanı’na söylenmiş kabul edilirse, kişisel dava açılmadığı sürece yaptırımı yok.

        VEKİL OLAMAZ

        Ancak sözün Cumhurbaşkanı’na dönük olduğu varsayıldı- ğında durum değişecek TCK 299 çalışacak.

        Yani bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak, bu bir de basın yoluyla yapılmış ise altıda bir oranında artacak; yani bir yıl iki ay ile 4.5 yıl arasında ceza alacak.

        Belki çekeceği cezanın azlığı nedeniyle milletvekilliği sürecinde bir sonuç doğurmayacak.

        Ancak bir yıldan fazla ceza aldığı için Anayasa gereği ilk seçimde milletvekili adayı olmasının önü kesilecek. Dolayısıyla muhalefet partilerinin lider ve vekillerinin AK Parti Genel Başkanı’na yönelik sözlerinde çok daha dikkatli olmaları gerekecek.

        Süreç ilginç sonuçlarla karşı- laştıracak...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar