Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Öyle durumlar vardır ki, doğa kanunu gibi boşluk kaldırmaz.

        Birinin yerini ötekisi doldurur.

        Bazen zaman alır, bazen boşaltanın yerini tutmaz; ancak son tahlilde ötekinin yerine konulabilir.

        Et yerine soya fasulyesini tercih etmek gibidir; bazen de yediğinin aslında soya olduğunu anlamasını sağlar.

        Bunları sıralamamın nedeni, bir süredir dolaştığım Anadolu’daki ihracatçıların içinde bulunduğu durumu özetlemek.

        Örneğin, uçak krizi sonrası Rusya yasaklayınca sebze-meyve ihracatçıları yıllardır yanında duran Avrupa ve Körfez pazarıyla tanışmış.

        Yeni denize yelken açarken, nasıl dümen tutması gerektiğini öğrenmiş.

        Hiç bilmediklerini öğrenme ayrıcalığını da kazanmış.

        Bunlardan biri de uçak krizi sırasında Rusya’da gözaltına alınan Türk işadamı Mevlüt Bulut...

        Antalya’daki modern serasında sohbet ederken, tohum ıslahı üzerinde de önemli bilgilere sahip olduklarını belirtti.

        “Türkiye’de şu an yüzlerce domates çeşidi üretiyoruz. Alıcının tercihine göre sera üretimi yapıyoruz” dedi.

        O sırada yanında bulunan Polonyalı alıcı da sohbetimize katıldı.

        “Özel bir cins kokteyl domates için kendilerinin getireceği fidelerden sağlıklı bir serada domates üretimini gerçekleş- tirmek istediklerini, bunun için de Antalya’yı tercih ettiklerini” anlattı.

        Bu alımı da Avrupa’nın büyük market zincirleri için yapacağının altını çizerken şu cümlesi önemliydi:

        “Standart bozulmazsa market zinciri, en az 10 veya 20 yıl boyunca aynı seradan alıma devam eder...”

        Sözleri, yüzlerce bin dönüm seranın, yeni pazar derdi olmadan satışını garantiye alması anlamına geliyor.

        MERKEL’İN DANIŞMANI

        Bulut’un serasından ayrılıp bir başka bölgeye geçtiğimizde son dönem bu tür bağlantıların arttığına tanıklık ettik.

        Örneğin, son yıllarda bir anda parlayan ve yakın geçmişte plastik torba kullanımını kaldırma kararıyla dünyanın dikkatini çeken Alman grup da uzun süredir modern seracılık yapan Antalya ve Afyonkarahisar bölgesinden alım yapıyormuş.

        Aktardıklarına göre bu grubun yönetim kurulu başkanı, aynı zamanda Almanya Başbakanı Merkel’in de danışmanıymış.

        Avrupa’nın farklı bölgelerindeki satın alma müdürlerine, “Türkiye’den gelen ürünler Avustralya dahil, Batıdaki tezgâhlarımızda kesinlikle olmayacak” talimatını vermiş.

        Neden tamamen yasaklamayıp böyle bir yola gittiğini sordum, “Yolladığımız ürünler Bulgaristan ve Romanya’daki soğuk hava depolarında stokta bekliyor, onu eritmek için” açıklamasını getirdi.

        Bundan sonraki süreçte yavaş yavaş yasağın AB’nin diğer Doğu ülkelerine de yayılmasının söz konusu olabileceğinin altını çizdi.

        KUZEY AFRİKA

        Bu durumda Türkiye’nin yerini kimin dolduracağını sordum, “Kuzey Afrika ülkeleri ile İspanya ve İtalya’dan almaya karar vermiş” yanıtını verdi.

        Serada ürettiklerini ne yapacakları soruma ise “Rusya bize başka pazarları da öğretti. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, hatta Hong Kong’a göndereceğiz” açıklamasını getirdi.

        Ancak bir gerçeği de gizlemedi:

        “Avrupa’ya mal bağladığımızda onlarca yıl pazar arama derdi kalmıyordu, diğerlerinde sürekli pazar aramakla vaktimiz geçiyor. Siyaset bizi zorluyor...”

        Duyurulur...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar