Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Diplomasinin en önemli kuralı, bir konuda adım atılırken arkasını önünü iyi hesap etmesidir.

        İç politikanın gereklerine uygun yaratılmak istenen gerilimler de yeniden düzeltecek kadar bir şeyleri bırakacak ölçüde olmalıdır.

        Bunu en iyi anlatan, Türkiye’de “Başkanın Adamları” adıyla oynayan “Wag The Dog” filmidir.

        Aslında Clinton olayının irdelendiği film, bugün üniversitelerin iletişim ve uluslararası ilişkiler bölümlerinde ders olarak da okutulur.

        Filmin konusu, Clinton olayındaki gibi stajyer bir kıza Başkan’ın tacizde bulunması üzerine kuruludur.

        Tam seçim dönemine girildiği sırada olay patlar.

        Başkan’ın Çin gezisinde olduğu sırada gelişen bu olaylar üzerine Beyaz Saray yönetimi, muhalefetin elinde konu hakkında belgeler bulunduğunu fark eder.

        Karşı atağa geçer ve “Spin Doktor”, yani temsil ettiği kişi veya kurum hakkında hedef kitlelere erişebilecek etkileri önlemeye çalı- şan bir analist bulunur.

        Onun önerisiyle Arnavutluk’a durduk yerde savaş açıldığı bilgisi el altından yayılır.

        Amaç gündemi değiştirip halkın milliyetçi duygularını besleyerek bir yerlere varmaktır.

        AKRABA ENDİŞESİ

        Çünkü Amerikan halkının Arnavutluk konusunda fazla fikri yoktur, hatta nerede olduğunu dahi bilmemektedir.

        Dolayısıyla onun üzerinden yürütülen propaganda milliyetçi duygularla bezenince bir sonuç ifade eder.

        Bütün bunları anlatmamın nedeni, son dönem Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerilim...

        Daha önce de belirttim, bir Amerikalı için Arnavutluk bilinmeyen coğrafya olabilir, ama Almanya ve Hollanda, Türk insanı için çok iyi bilindik ülkeler.

        Çünkü herkesin orada bir yakını veya akrabası bulunuyor.

        Nitekim hafta sonu dolaştığım Orta Anadolu illerinden hangisine gittiysem yakınları konusundaki endişenin, orada olan bitenden çok daha fazla öne çıktığına tanık oldum.

        Gerilimin o ülkelerde yaşayan Türk toplumuna etkisinin ağır olacağına yönelik kaygının korkuya dönüştüğüne şahitlik ettim.

        ABD DE KATILDI

        Nitekim bunun işaretleri de gelmeye başladı.

        Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye’den gelen “Nazi benzetmelerinin son bulması” çağrısını yineledi.

        Açıktan söylemedi ama hafta sonu PKK’nın Almanya gösterisi, ardından Almanya Dış İstihbarat Birimi Başkanı Bruno Kahn’ın Türkiye’deki darbe girişimiyle ilgili sözleri alt alta dizildiğinde olan biten aleni...

        İlginç olan Amerika Birleşik Devletler Meclisi İstihbarat Kurulu Başkanı David Nunes’in de önceki gece Fox News’ta bu kervana katılmış olması.

        Daha önemlisi, Nunes’in Türkiye-ABD ilişkilerinden söz ederken, “gerçek anlamda güvenilir bir müttefik olma konusunda giderek daha da endişe verici” cümlesini kurması.

        Taksim Meydanı’nda 15 Temmuz’a tanıklık etmiş, askeri okul sınavlarından üniversitelere kadar her bir alanda usulsüzlük ve yolsuzluk bulaştırıldığını belgeleriyle görmüş biri olarak bu sözlere hayret etmemek elde değil.

        Ancak Türkiye’nin müttefikleri tarafından bu sözlerin söyleniyor ve öteki toplumlarda var olan yanlışa doğru algısı giydirilmek isteniyor olması da bir gerçek.

        Önemli olan bunun önüne bir an önce geçilmesi ve en azından Türkiye’nin müttefikleri tarafından tekrar edilemez hale getirilmesidir...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar