Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Hollanda krizi sonrası, ‘Hayır’ vermeyi düşünen çok MHP ve CHP’li gelip bana ‘Evet’ verme kararı aldıklarını bildirdi...”

        Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na, AK Parti içinde var olan, krizin pik noktasının aşıldığı ve gittikçe tepkiye dönüşeceği konusundaki kaygıyı anımsattığımda yanıtı böyle oldu.

        Toplumda oluşan tepkinin gittikçe yükseldiğini ve “Evet”e dönüştüğünü Çanakkale ve Antalya çevresine yaptığı gezilerde bizzat tespit ettiğini anlattı.

        Avrupa Konseyi, Adalet Divanı, Avrupa Parlamentosu, Venedik Komisyonu’ndan gelen tepkiler ile yakında Avrupa Karma Parlamento Meclisi’nden çıkması muhtemel Türkiye kararını anımsattım.

        Krizin bu şekilde 1 ay daha devam ettirilmesi halinde olacakları sordum.

        “AB mi Türkiye’den uzaklaşıyor, yoksa Türkiye mi kopuyor?” sorusunu devamına ekledim, yanıtı şöyle oldu:

        “Avrupa’dan uzaklaşmamız için bir sebep yok. Sanki tüm Avrupa Türkiye’ye karşıymış gibi hava estiriliyor ama biz biliyoruz ki birçok Avrupa ülkesi de Türkiye’nin değerini gayet iyi biliyor.”

        Ekonomisi büyük ülkelerin, diğer ülkeleri etkisi altına aldığını ve politikalarını onların üzerinden yürüttüklerini söyledi...

        İsim vermedi...

        Ancak Almanya’nın, Hollanda, Danimarka ve diğer Baltık ülkeleri üzerinden Türkiye’ye dönük olumsuz politika yürüttüğü algısı uzun süredir Ankara’da mevcut...

        Yakında başka ülkelerden de farklı nedenlerle böyle tavırların geleceği beklentisi var.

        ERTESİ GÜN...

        Son gelişmelere bakılırsa, bir süre sonra AB de aynı tavrı göstererek tepkisini Türkiye seviyesine çekecek.

        Bu durumda ortaya çıkan sandık odaklı kriz, 16 Nisan sonrası yumuşatılabilir mi?

        Merhum Cumhurbaşkanı Demirel, siyasetçi arkadaşlarına, “Barışmasını bilmiyorsan kavga etmeyeceksin” öğüdünde bulunurdu.

        Yani siyasetçinin eğer kavga ediyorsa barışacak kadar bir şeyleri de bırakması gerekir.

        İSTİAP HADDİ

        Görünen o ki en yüksek ihracatı gerçekleştirdiğimiz AB ülkeleriyle kriz, olması gereken istiap haddinin üzerine çıktı.

        Bundan sonrasının ne getireceğini kestirmek kolay değil.

        Birkaç gündür Hollanda, Almanya ve Orta Anadolu’ndan tanıdığım bazı kişilerden gelen mesajlar da bu konuda ilginç verilerle dolu.

        Hollanda, Danimarka, İsveç’te yüksek oranlı yerleşik bulunan Orta Anadolu insanı, krizin bu noktaya getirilmiş olmasının bir süre sonra kendilerine zarar vereceğini düşünüyor.

        Özellikle yasak olmasına karşın çifte vatandaşlığa göz yuman ülkelerde yaşayanların kaygısı daha yüksek.

        Bir de buna her hafta bu ülkelere onlarca TIR yollayan esnaf ve tüccarın kaygısını da eklemek gerek.

        Belki üç benzemezin olduğu referandum zemininde retorik geliştirmek zor olduğu için dış karşıt odaklı propaganda yapmanın getirisi olabilir.

        Yani, milliyetçi söylemin Kürt kesimi veya tersi durumun ötekini rahatsız ettiği için en kolay yol olarak dış karşıt üzerinden politika üretmenin rahatlığına ve getirisine ulaşılabilir.

        Ama şurası kesin ki ülkeler arası krizin de süresine göre çözüm araçları farklılaşır ve daha da zorlaşır...

        Dün diplomasiyle çözülebilen, bugün siyasetle çözülür noktaya gelir, ama onunla da çözüm bulunmazsa bir üst seviyesine çıkar...

        Bugün dış politikayı tahakkümüne alan iç politika da çözüm bulmakta zorlanır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar