Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şu sporumuzun haline bir bakın, adalet kavramını uygulamalarda görebiliyor musunuz?.. Göremezsiniz tabii ki, çünkü adil şartlarda yoğrulmayan, hep adaletsizliğe isyan eden bir nesil, bugün alıştığı argümanlarla direksiyonun başında ve sporumuzu, özellikle de futbolumuzu yönetiyor...

        Ne yenen memnun, ne yenilen, ne ezen, ne ezilen, ne de berabere kalan... Hatta, bir hafta kollandı diye düşünülen bir takım, bir sonraki maç, puanlarım çalındı diye kıyametleri koparıyor... Her hafta ‘‘Katledildik’’ yaygarası, her taraftan yükseliyor... Ve işin garibi, bu sedalar, en torpilli diye özenilen ‘Dört Büyükler’den geliyor...

        Varın, özellikle büyüklere yem edilen ve taraftarı az, medyası yok, en büyük katliamlarda bile sesi soluğu çıkmayan Anadolu kulüplerinin halini siz düşünün.

        Şu son 3 sezona bir bakalım, ‘Haksızlığa uğramadım’ diyen bir tane kulübümüz var mı?..

        ‘Beş Büyükler’in aynı anda operasyona uğradığını iddia ettiği bir sezonu da gördük ne yazık ki... Görünen o ki, bu konuda en ve de belki de tek torpilli takımın Başakşehir olduğuna inanılıyor... Şampiyon takımlar, her hafta birbirlerini suçlarken, o sessiz sedasız yoluna devam ediyor...

        Beşiktaş, iki yıl üst üste şampiyon oldu ya, tek hedef haline geldi. Önü kesilmeli düşüncesi ağır basmış olacak ki ilk operasyona o uğradı, birkaç maçta beli büküldü...

        Şampiyonlar Ligi’nde ülkeye ilkleri yaşatmış, bize gurur yaşatıyor bir yana, kazandığı 60 milyon Euro’larla, bir daha önü kesilemez diye mi düşünülüyor, bilinmez...

        Şampiyonluk için G.Saray’ın yolu ardına kadar açıldı diye düşünülürken, bir operasyon da ona... Çünkü, ligin seyri, zevki, ilgisi, heyecanı için 8 puanlık farkın daha da artmasına, kurulu adaletsiz düzen asla fırsat vermezdi... Hatta tezelden azaltılması, yeniden diğer takımların da yarışa ortak olabileceği bir seviyeye indirilmesi gerekiyordu...

        En az 20 puanlarına mal olan ve geçen yıl Trabzonspor, önceki yıl Kasımpaşa ve her sezon Anadolu kulüplerinin başına gelenler hep bu senaryonun devamıdır...

        Aynı küfre, söyleyene, kulübüne, gücüne bakılarak farklı cezaların verildiği, çifte standardın destanının yazıldığı, adam döven futbolcunun bir maçla kurtulup küfredenin 6 maç ceza aldığı bir düzen çökmüştür ve yıkılmaya mahkumdur...

        Kurulların çelişkili kararları, adamına göre muamelesi ve “hukukun gücünü değil, gücün hukuku’’nu uyguladığı bir görüntü, büyük Türkiye’ye yakışan bir görüntü değildir... Olsa olsa zalim ve çağdışı bir anlayışın ürünüdür...

        Nitekim de kollar sıvandı ve G.Saray’ın da hızı kesildi... Bütün büyükler birbirine saldırırken, Başakşehir 3 puan geriden liderin ensesine yapıştı, diğerleri de yaklaştı...

        Takımlar çok iyi bir form yakalamış, özgüven tavan yapmış, taraftarını yeniden tribünlere çekmeyi başarmış, kimin umurunda... Haddi aşmayacaksın, biçilen rolü oynayacaksın, itaat edeceksin, rahat edeceksin...

        Bütün bunlar bu ülkede yönetici, antrenör, spor adamı, hakem, taraftar, herkesin yüksek sesle konuştuğu konular... 15 yaş kuşağını da kapsayan sosyal medyanın dili bile böyle ise, siz artık, o adaletsiz adaletinize kimseyi inandıramıyorsunuz... Kazananın da kaybedenin de şikayet ettiği bir düzen, asla normal bir düzen değildir ve inanılmaz şekilde tehlikeli sularda yol alıyoruz demektir...

        Herkesin güven duyacağı, hakem hataları da olsa ‘Asla kasıt yoktur’ diyeceği, adaletinize teslim olacağı bir düzeni mutlaka kurmak zorundasınız...

        Böyle gitmez ve gitmeyecek de beyler, gelin kolları sıvayın, elbirliğiyle adaleti esas alacak bir sistemi birlikte inşa edin... Kayrılmak duygusunu bir kenara bırakın ve kul hakkını esas alan bir sistemi inşa edin... Adalet, herkese lazım çünkü...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar