Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tokyo’da 2020’de yapılacak Yaz Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları’na 1000 gün kaldı... Yani geri sayım başladı ya da artık başlaması lazım... Aslında oyunların hazırlığı, biten bir organizasyondan hemen sonra başlar... Olması gereken budur... Peki, şimdi öyle mi?.. Aldığımız haberlere göre değil...

        2016 Rio Olimpiyatları öncesinde federasyonlar, parasızlıktan kamplarını iptal etmek zorunda kalmış, mutlaka gidilmesi gereken turnuvalara katılamamış, sporcuların performansını artıracak gerekli ortam oluşturulamamıştı...

        Aldığımız 8 madalyanın 5’ini getiren Güreş Federasyonu bile milyonlarca lira borç yüzünden nefes alamaz duruma gelmişti... Aynı şikayetleri, neredeyse bütün branşlarda duyuyorduk... Hal böyle olunca da, başarısızlık kaçınılmaz olmuş, Londra 2012’den sonra Rio 2016 da hezimetle sonuçlanmıştı...

        Kardeş Azerbaycan’ın bile 17 madalya kazandığı Rio’da, 80 milyonluk dev Türkiye, sadece 3 madalyayla dönecekti ki, sancılı, yaralı ata sporumuz sahneye çıktı ve tek başına 5 madalyayla ülkemizi, bir nebze olsun rahatlattı...

        Sonra da en az olimpik branşlar kadar maddi sıkıntı çeken engelli kahramanlarımız devreye girdi ve Paralimpik’teki 12 madalyayla gururumuz oldu...

        Aynı süreç şimdi daha fazlasıyla yaşanıyor... İl müdürlüklerinin hali perişan, elektrik su giderlerini ödeyemedikleri gibi, faaliyet de yapamıyorlarmış... Borçlar dağ gibi büyümüş... Bırakın kamp ve turnuvaları, ligler bile aksıyor, sporcuların uzun süredir harcırahları ödenemiyormuş...

        Okul spor faaliyetleri de aksıyormuş... Spor teşkilatı şeffaf olmadığı için sağlıklı bir veriye sahip değiliz ama federasyon, kulüpler ve spor elemanlarından yükselen feryat bize kadar ulaşıyor... 2008 öncesinde, bizim dönemimizde oluşturduğumuz başta ‘İddaa’ olmak üzere katrilyonluk kaynakları hovardaca, ilgili ilgisiz projelere harcayıp patronluk taslayan ama Türkiye’nin geleceği gençlerden esirgeyen, onların ödüllerini, hak edilmiş maaşını, malzeme ve turnuva paralarını gasp eden spor ve sporcu düşmanı antik çağ zihniyeti, hala dimdik ayakta ve söz sahibi...

        Gençliğimizi öğütmeye, sporumuzu baltalamaya devam ediyor... Rio’yu sabote ettikleri gibi, Tokyo hezimetinin kilometre taşlarını örmeye devam ediyorlar... Türkiye’nin tanıtımına büyük katkısı olan organizasyonlar artık yapılamıyor... Cumhurbaşkanımız Erdoğan himayesindeki Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu, markalıktan, sıradan bir organizasyon haline getirdiler... Başarılı federasyon başkanı Emin Müftüoğlu’na ceza vererek görevden almakla kalmadılar, dünya ve Avrupa yönetiminden de el çektirdiler... Yetmedi bir de utanmadan teftişe yollamışlar...

        Ayhan Pala’yı da hukuk cinayetiyle görevden aldıkları Okul Sporları Federasyonu’nun piyon başkanı, dünyayı sarsan skandallarına ve ülkemizin yüzünü kızartan icraatlarına rağmen hala görevde...

        Ulus’taki gurur bina ile, Kızılay’daki hizmet binası boş dururken, toplam 16 bin metrekare kapalı alanıyla, bütün federasyonları barındırabilecekken, hepsi kapı dışarı edildi, her yıl bütçeye yüz milyonlarca tutan kira giderine sebep oldular... Kendileri dışında herkesi dışlayan, bilimle, üniversitelerle ilişkilerini neredeyse kesen komünist zihniyet, yeniden dimdik ayakta...

        Ampute Milli Takımı’na bile ne kadar ödül vereceğini bilmeyen şaşkın bir anlayış, dünya ikincisi yelkenci kızımız Lena Erdil’i bırakın ödüllendirmeyi, müsabaka masrafları bile vermemektedir...

        Bu anlayış, kendisini doğuran iki bakanı yedi... Düzeltemezlerse, üçüncü, dördüncü bakanı da yiyecek... Kucağında her an patlamaya hazır bu bombaları bulan Bakan Osman Aşkın Bak, 90 günü doldurmuşken, artık temel sorunları bir bir değil, topyekün çözmeli...

        Yoksa o bombaları kucağınıza atanlar, infilak ettirip onun da yok oluşunu seyredecekler... Dost, acı şeyi tatlı söyler...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar