Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Bunu da mı görecektik?” demeyin artık, korktuğunuz başınıza gelir... Beterin beteri var çünkü...

        “En beterini de gördük, bundan daha beteri ne olabilir ki?” Türkiye Futbol Direktörü, sadece 3 dakikalık bir düello için bir şehirden başka bir şehre mekân basmaya, adam dövmeye gidiyor... “Bundan daha vahimi ne olabilir ki?” diye de düşünebilirsiniz...

        Şiddet, öyle tırmanarak arttı ki, her gelen olay bir öncekini arattı... Medeni hiçbir ülkede normal olmayan bir olay, bizim ülkemizde vaka-i adiye oldu...

        Protokol tribününde bile, “Seni dağa kaldırırım” diyen ve ona da aynı tonda karşılık veren yöneticilerimiz oldu, zamanın Federasyon Başkanı’na saldıran kulüp başkanlarımız da görüldü...

        Devlet olarak göz yumduk, bakanlık ve federasyon olarak çok iyi idareciliğimiz sayesinde, şiddetin göbeğindeki bütün sorumluları idare ettik... Bunlardan bazıları Federasyon Başkanı, bazıları Kulüpler Birliği Başkanı oldu...

        Uçakta gazeteciye saldıran Milli Takım kaptanımız, doğduğuna doğacağına da pişman oldu. Saldırıya muhatap olan gazeteci olunca medyamız, bir olay karşısında ilk defa bu kadar kenetlendi ve Arda’ya acayip bir şekilde haddini bildirdi... “Milli Takım’ı bıraktım” derken meğer, bu hareketleri ona yakıştıramayan Türkiye Futbol Direktörü tarafından gönderildiğini öğrendik...

        Ancak daha büyük sürprizi görmek için birkaç ay beklemek gerekmiş meğer... Bu sefer, bu olayları niye çözmüyor diye eleştirdiğimiz hocası, damatları ve korumalarıyla Bodrum’dan Alaçatı’ya çıkarma yaparak havadan ve karadan mekân baskını yaptı...

        Artık büyük konuşmayalım, yarın bir başkası daha fazlasını yaparsa şaşırmayalım... “Gülme kaptanına, gelir başına” misali...

        Gerçekten futbolumuzdan çok pis kokular geliyor... Kulüpleri soyan soyana, el ele kol kola... Hocalarımızın bazılarının oğlu, bazılarının damadı, kardeşi veya bir yakını resmen hocanın kulübüne menajerlik yapıyor...

        Ülkemizde yaklaşık 16 bin lisanslı hoca var ama kulüp sayısı çok az... Herhalde 150 civarında profesyonel liglerde, gerisi amatör kümelerde... İş bulabilecek antrenör sayısı, diploması olanların 5’te biri bile değil...

        Simsarlıkta yöneticilerle yarışıyorlar, kendi menajerine teslim olmayan bir futbolcunun da oynama şansı kalmıyor... Daha yetenekli, kaliteli ve formda olması hiç önemli değil, mühim olan; hocanın oyuncusu olması, transferinden pay alabilmesi...

        Beyler bayanlar... Başkanlar, yöneticiler, hocalar, menajerler, futbolcular... Herkes, her şeyin farkında... Bunlar her yerde konuşuluyor... Bırakın bu çakallıkları, kendinize gelin. Kötü örnek olmayın... Kirlendiyseniz tövbe edin, günahlarınızdan arının...

        Bundan sonra tertemiz bir sayfa açın... Yiyeceğiniz bir lokma, giyeceğiniz bir bez parçası, yaşayacağınız Allah’ın verdiği ömür... Yıllarca edindiğiniz itibarı, bir yanlış yaparak yerle bir etmeyin...

        Bir spor adamı olarak gelinen noktadan ve sansür konup ‘18 yaşından küçükler izleyemez’ denecek manzaralardan gerçekten hicap duyuyorum... Bugün belki hesap sorulmuyor ama bir gün dosyanız mutlaka açılacak ve cezanızı çekeceksiniz... Türk futbolu, bu kirliliği kaldırmıyor ve patlama noktası yaklaşıyor, haberiniz olsun...

        Bazı hocalarımız, bırakın mücadele etmeyi, skandalların ta kendisi olmuş.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar