Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Finlandiya ile bir Antalya hikayemiz var ki tam ibretlik... Neymiş, Finlandiya Kuzey Kutbu’na yakınmış, futbolcuları soğuğa çok alışkınmış... Onları İstanbul veya Ankara’da misafir etmek yerine Antalya’da oynatırsak, sıcak çarpmasıyla bize kaybederler, diye dâhiyane (!) bir düşünceyle kendimizce tam bir tuzak kurmuştuk.

        Maçın Antalya’da oynanmasına karar veren Futbol Federasyonu’muz, Türkiye’yi o kadar inandırdı ki; hepimizi galibiyete, hatta farka şartlandırdı... Sonra maç oynandı ve bir kez daha boyumuzun ölçüsünü aldık... Sıcak, onları değil, bizi çarpmıştı.

        Bizim futbolcularımız tel tel dökülürken, Finlandiya, sanki sıcak iklimde yaşıyormuş gibi hiç yabancılık çekmeden dipdiriydi, takır takır oynadı ve Türkiye’yi bir kez daha 2-1’le geçti. Biz de avucumuzu yaladık...

        ***

        Şimdi Finlandiya ile bir kez daha aynı şehrin; yeni, modern, muhteşem bir stadyum atmosferinde oynayacağız... Antalya için de en ılık mevsimlerden biri, hem de gündüz değil, akşam maçı oynayacağız... Tabii ki avantaj bizde...

        Üstelik de grubumuzda henüz beklediğimiz puanları toplayamasak bile, son milli maçlarımızda futbol olarak da moral motivasyon olarak da oldukça toparlanmış gözüküyoruz...

        Futbolcularımızın form durumu da iyi, Fatih Hoca ve teknik ekibin de morali yerinde... Ayrıca, birlik beraberlik de sağlanmış durumda...

        Antalya seyircisi de tıpkı Konya taraftarı gibi, coşkulu bir şekilde tribünleri dolduracak ve en büyük itici güç olacak... O halde kazanmamak için hiçbir sebep yok...

        Ama unutulmamalı ki Finlandiya, Finlandiya’dır ve her zaman dünyayı şaşırtan sonuçlar almış bir ülkedir... Ne zaman, nerede, ne yapacağı kestirilemeyen bir takım olarak hele de Türkiye’ye ters gelen yapısıyla, çok dikkat edilmesi gereken bir ekip... Puan kaybına tahammülümüz yok, başarılar Türkiye’m...

        BOMBOŞ KOLTUKLARDA FUTBOL ZİRVESİ

        Kulüpler Birliği aslında çok iyi bir düşünceyle “Futbol Zirvesi” düzenledi... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılması ve sporun bütün meselelerine vakıf tam bir spora adamı gibi konuşması çok makbule geçti... Sanıyoruz yabancı konuklar bile gıpta etmiştir...

        Çünkü yerli katılımcılar ne kadar kaliteli idiyse, yabancı konuklar arasında da, o derece önemli simalar vardı... Sanki herkes sadece Cumhurbaşkanı için gelmişler gibi, açılış konuşmasından sonra ayrılması, futbol camiasındaki hastalığın devam ettiğini gösterdi...

        M’Gladbach Başkanı’nın kulüpçülük, örnek yönetim ve muhteşem mali tabloları sunduğu ders veren konuşmasını, kimse dinlemeden salondan ayrıldı... Mezardaki merhum İlhan Cavcav’ın dışında her başkan, yönetici, menajer, hoca ve maliyecinin takip etmesi gereken bu konuşma, boş koltuklara yapıldı. İbret alması gerekenler, sorunlarıyla yüzleşmekten bir kez daha kaçtı... Tabii ki acil kodlu reçeteden de mahrum kaldı!

        ***

        Federasyon Başkanı ve yönetimi, Kulüpler Birliği üyeleri, tam kadro programda kalmalıydı ama onlar, sanki Türk futbolu sütliman, her şey yolunda, bir şeye ihtiyaçları yokmuş gibi davrandı... Kaldı ki de ev sahibi olarak sonuna kadar izlemeleri gerekirdi.

        Peki, ya bu kadar para harcayarak ve emek vererek hazırlanan bu program, nasıl boş koltuklara yapılır... Çok mu zor, 3 bin kişi bulmak? Spor kültürümüzün yetersizliğiyle ilgili bu kadar şikayetçiyken, böyle bir fırsat nasıl heba edilir?

        İstanbul’da bunca üniversitede BESYO varken, özellikle Marmara Üniversitesi ve diğerlerinde spor yöneticiliği okuyan, finans ve sponsorluk alanında ihtisas yapmak isteyen binlerce gencimiz varken, bu fırsattan nasıl mahrum bırakılır ki?

        Çok mu zordu üniversitelerle temas kurarak, İETT’den otobüs tahsis ettirerek, gençleri salona taşımak? Hem gençlerimize faydanız olurdu, hem de salonu tamamen doldurmuş konuklar önünde mahcup olmazdınız.

        Yıllardır uluslararası ve yerli organizasyonlarda, konferanslarda uyguladığımız çok basit bir sistemden niye bu kadar kopuksunuz?

        ***

        Sanki “dostlar alışverişte görsün”ü andıran bu zirvede, futbolda yeniden yapılanma, spor kulüpleri yasası ve benzeri çalışmalardan Cumhurbaşkanı dışında, söz edilmemesi ise, bakanlığın, teşkilatın ve de Kulüpler Birliği’nin duymazlıktan ve görmezlikten gelmeye devam ettiğinin hazin göstergesiydi...

        Salondaki onca konuğa, özellikle de yabancılara rağmen, konuşmaların sadece Cumhurbaşkanı’na hitaben yapılması, övgünün ötesine taşan ifadeler, bizce Sayın Erdoğan’ı da rahatsız ediciydi ve sporun diline de uygun değildi.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar