Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bursaspor kafilesinin Kasımpaşa yenilgisi sonrası yaşadığı holiganist saldırı, bütün Türkiye’nin ayıbıdır ve sporumuza sürülen kara bir lekedir...

        Türk futbolunun 5. şampiyonu Bursaspor’un ve yükselen yıldız milli kaleci Harun ile arkadaşlarının maruz kaldığı bu saldırı, terörün ve taraftar kılıklı teröristlerin, hala yok edilemediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir...

        Gerek koruma tedbirlerinin ihmal edilmesi, kin kusan bir avuç holiganın koca bir takımın hayatını tehlikeye atması, gerekse otobüsün durdurulup içeriye buyur edilmesi, gerekse yöneticilerin eğitimsizliği bir türlü iyileştiremediğimiz yaraların habis bir ur halinde varlığını sürdürdüğünü de göstermiştir...

        * * *

        Şampiyon Bursaspor için en büyük güç her zaman taraftardı... Bunları kontrol etme veya yok etme şansları yok, sadece dışlamalarını bekleyebiliriz... Ancak aralarında beslenen bu yılanlarla imajlarının lekelendiğinin farkında olmaları ve kulüplerine sahip çıkmaları gerektiğini de artık kabul etmeliler...

        Sezon başında, başkan Ali Ay ve yönetiminin büyük fedakarlıklarla yeniden düzen kurmaya çalıştığı Bursaspor’un, Hamza Hamzaoğlu yönetiminde zirveye ortak olmuşken başlayan anlamsız tepkileri iyi okumaları ve kötü niyetlilerin oyununa gelmemeleri gerekirdi...

        Çok sevdikleri şampiyon hoca Ertuğrul Sağlam’ı yuhalayarak göndermek, Hamza Hamzaoğlu’nu protesto edenlerle aynı karede olmak Bursaspor’a bir şey kazandırmadığı gibi, gittikçe gerileyen ve hedeften uzaklaşan bir ekibe dönüştürdü...

        Bunlar, Bursa üzerine oynanan oyunlardan başka bir şey değildir... Taraftarın bir an önce renkleri uğruna kenetlenmesi ve fair-play’e uygun itici güç görevine bürünmesi gerekiyor...

        Bu holiganlar, ne yazık ki puslu havadan besleniyor, bulanık suda yaşıyor... Biz, Bursaspor ve diğer bütün renklere gönül vermiş gerçek sporsever taraftara güveniyor, bu tür kötü niyetlileri dışlayacağına inanıyoruz...

        * * *

        Burada asıl görev; kalbinde kin, dilinde öfke, elinde de yasaklı madde taşıyan holiganları yok etmesi gereken kişi, kurum ve kuruluşlara düşüyor... Başta Gençlik ve Spor Bakanlığı olmak üzere, şehirlerde il güvenlik kurullarının başkanı olan valilere, emniyet müdürleri ve ekiplerine, jandarma-polis, güvenlik görevlilerine ve nihayet en son kale savcı ve hakimlere...

        Bir kere kafileler içeride dışarıda, o ilde, bu ilde emniyet tarafından korunacak... Bursaspor kafilesi, İstanbul’dan itibaren, Bursa polisine devredilinceye kadar İstanbul emniyetince korunacak... Asla yalnız bırakılmayacak... Osmangazi Köprüsü sonrası tedbirsizlikten şiddete resmen davetiye çıkarıldı... Kulüplerin kendi kafilelerini koruyan güvenlikçileri de olmalı ayrıca, bu da ihmal edilmiş...

        Peki ya olay sonrası Bursa polisinin gözaltına aldığı holiganları bırakan savcıya ne demeli?... Saldırıya uğrayan Bursaspor şikayetçi, rapor alan kaleci Harun davacı, ne hakla serbest bırakıyorsun? Hem de 6222 Sayılı Şiddetle Mücadele Yasası’nın 23. maddesi, direkt yargıya görev vermişken..

        Eğer, Harun’un yerine Savcı Bey’in oğlu olsaydı, kodese tıkamaz mıydı, hem de en üst limitten 3 yılla yargılanmak üzere hakime sevkine... Olmaz böyle şey... En önemli aşamasıdır yargının görevi... Asla ihmale gelmez... Bursa’nın değerli valisi İzzettin Küçük, başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursaspor Başkanı Ali Ay, emniyet, adliye, sökün atın bu holiganları şehrinizden...

        * * *

        2004’te çıkardığımız 5149 gibi, dünyanın en ahenkli, en adil, en caydırıcı yasası, Şiddetle Mücadele Yasası’nın, 2010’da 6222 versiyonuna rağmen, şiddeti hala önleyemediysek, yazıklar olsun bize demektir..

        Esasında, bunun için illa bir spor yasası da gerekmiyordu, var olan diğer yürürlükteki ceza kanunları uygulansa bile, şiddet diye bir şey kalmaz... Ne yazık ki uygulayıcıların görevden kaçması, dar alanda topu birbirine, çok da sıkışınca taca atması, polisin tek başına ve çaresiz bırakılması, holiganizme karşı mağlubiyetimizin adı olmuştur...

        Artık aklımızı başımıza alalım ve holiganizmi bitirelim... Öyle bir bitirelim ki, bir daha konuşmayalım...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar