Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Katherine Heigl’in eski kocasının yeni sevgilisini kıskanan psikopat bir kadını canlandırdığı “Saplantı”nın (Unforgettable) gösterimde olduğu günlerde kıskançlığı konu alan filmleri hatırladık. Orson Welles’in “Othello” yorumuyla başlayan liste gerilimlerden komedilere kadar uzanıyor.

        KISKANÇLIK YIKICIDIR

        Othello 1951 Yönetmen: Orson Welles

        Kıskançlık teması söz konusu olduğunda Shakespeare’in klasik trajedisi “Othello”yu anmamak mümkün değil. Welles’in hem yönettiği hem de yüzünü siyaha boyayarak eşi Desdemona’yı delice kıskanan Othello’yu canlandırdığı bu uyarlama, bugün artık bir klasik olarak kabul ediliyor. Aşkı içten içe yiyip bitiren özgüvensizliğin altını çizen Welles, Shakespeare’le el ele kıskançlığın yıkıcılığını vurguluyor.

        KISKANÇLIK RUHU KEMİRİR

        Sudaki Bıçak 1962 (Knife in the Water) Yönetmen: Roman Polanski

        İçgüdülerin insanları nasıl canavara çevirebileceğini anlatan psikolojik bir gerilim. Burjuva çift, tekneye gizemli ve yakışıklı bir genci alır. Üçlü arasındaki gerilim, kaçınılmaz bir şekilde tırmanır. Cinsel kıskançlık iki erkeğin içindeki testosteronu azdırır ve şiddeti tetikler... Polanski çoğunlukla tek mekânda geçen ilk uzun filminde insan ruhunun karanlığına bakıyor.

        KISKANÇLIK CİNAYETİ

        Vefasız Kadın 1969 (La femme infidele) Yönetmen: Claude Chabrol

        Karısının kendisini aldattığından kuşkulanan bir koca, özel dedektif tutar ve sezgilerinin doğru olduğunu anlamakta gecikmez. Eşi, kendisini bir yazarla aldatmaktadır. Kalkıp yazarın evine gider. Sakin başlayan konuşma kıskançlık cinayetiyle sonuçlanır... Hikâyesinden çok karakter analizi ve karakterler arası gerilimle öne çıkan film, usta Fransız yönetmen Chabrol’un başyapıtlarından biri.

        KISKANÇLIĞA YENİLEN BOKSÖR

        Kızgın Boğa 1980 (Raging Bull) Yönetmen: Martin Scorsese

        Ringde boksörlerle, ring dışında kendi ruhuyla dövüşen Jake LaMotta’nın gerçek öyküsü... Kıskançlık gizlemeye çalıştığı özgüvensizliğinin bir yansıması ve en büyük zaafı. Görür görmez vurulduğu 15 yaşındaki Vickie ile mafyadaki erkeklerle yakınlığını bile bile birlikte olması ve evlenmesinin ardından sorunlar başlıyor. Ringdeki başarıları dahi kıskançlığını dindirmiyor. Belli ki o çılgın kıskançlığın nedeni, LaMotta’nın derine gömdüğü sorunlar...

        BİR DEHAYI KISKANMAK

        Amadeus 1984 Yönetmen: Milos Forman

        Yaşadığı dönemin önemli müzisyenlerinden Salieri, Tanrı’nın Mozart’a verdiği yeteneği kıskanır... Genç Mozart’ın müziğindeki yeniliği, duygu derinliğini ve dehayı ilk fark edenlerden biridir. Öfkesi böylesi bir yeteneği kendisine değil şımarık, densiz ve kaba bulduğu Mozart’a bahşeden Tanrı’ya karşıdır... Forman, Peter Shaffer’in sanatsal kıskançlık üzerine yazılmış oyunundan unutulmaz bir klasik çıkarıyor.

        KISKANÇLIK DOĞALDIR

        Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar 1988 (Mujeres al borde de un ataque de nervios) Yönetmen: Pedro Almodovar

        Pepa’nın kıskançlığı öylesine doğal ve insani ki, kötü bir şey çıkmayacağını en başından biliyorsunuz. Yüzleşmekten korkan yalancı sevgilisi Ivan onu terk edince Pepa, duygusal olarak çöküyor. İki gün boyunca Ivan’ı ararken, Ivan’ın çılgın ilk eşi ve öfkeli yeni sevgilisiyle tanışıyor; feminizmin dahi kıskançlık karşısında eriyip gittiğini görüyor... Başka kadınların kıskançlıkları ve tutkuları, bir tür ayna efekti yaparak onu olgunlaştırıyor.

        KISKANÇLIK YOLDAN ÇIKARIR

        Gözü Tamamen Kapalı 1999 (Eyes Wide Shut) Yönetmen: Stanley Kubrick

        Arthur Schnitzler’in 1926 tarihli novellasından uyarlanan filmde kıskançlık, marazi bir saplantıdan ziyade herkesin kapılıp gideceği insani bir duygu olarak gösteriliyor. Alice, bir sohbet sırasında eşi Doktor Bill Harford’a başka bir erkekle zihninde yaşadığı fanteziyi anlatıyor... Biz Alice’in bu beklenmedik itirafla ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken Bill, tahrik edilmiş kıskançlığın verdiği öfkeyle evden çıkıyor. Film işte fantezilerle dolu o gecenin hikâyesi. Sözün özü, kıskançlık evliliğin en ciddi düşmanı...

        KISKANÇLIK KÂBUSU

        Mulholland Çıkmazı 2002 (Mulholland Dr.) Yönetmen: David Lynch

        Filmin üçte ikilik bölümünde kıskançlığın izine dahi rastlayamıyoruz. Tam aksine, Hollywood’a yeni gelen oyuncu adayı Betty ile hafızasını kaybeden Rita arasındaki arkadaşlık, dayanışma ve özveriden etkileniyoruz. Ama son bölümde işin rengi değişiyor; hayaller bitiyor ve gerçekler başlıyor. Seyrettiğimiz her şeyin kıskançlığın yol açtığı şiddetli bir travmayla ilgili olduğunu anlıyor ama kimin daha acımasız olduğuna karar veremiyoruz.

        ‘SAF’ KISKANÇLIK

        Kefaret 2007 (Atonement) Yönetmen: Joe Wright

        Her şey 13 yaşındaki masum yüzlü, saf görünüşlü bir kızın kıskançlığının yol açtığı yıkımla ilgili... Brion, çocuksu bir aşkla sevdiği uşağın oğlu Robbie ile büyük ablası Cecilia’nın duygusal ve fiziksel yakınlaşmasına tanık olunca, kıskançlığın verdiği öfkeyle acımasızlaşır. İftira atarak Robbie’nin cezaevine girmesini sağlar. Christopher Hampton’un senaryosu, sadece hastalıklı bir kıskançlığı değil, üst sınıfın acımasızlığını da konu alıyor.

        KISKANÇLIK KOMEDİSİ

        Nedimeler 2011 (Bridesmaids) Yönetmen: Paul Feig

        İşte listemizin en komik filmi. Üstelik sahici ve gerçekçi... Annie, en yakın arkadaşının düğününde baş nedime olacaktır. Ama düğün hazırlıkları sırasında baş nedimeliği daha iyi yapabileceğini kanıtlayan, her şeyin doğrusunu bilen Helen onu çileden çıkarır. Film, kıskançlığın, özgüvensizlik, mutsuzluk ve hayal kırıklıklarıyla ilgisini anlatırken kadınlar arasındaki rekabet üzerine hoş gözlemler yapıyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar