Hoppegarten, atlar ve yaşam tarzı
Biraz teknoloji, biraz saat-zaman biraz da bir at yarışı bahanesiyle Berlin’deydim. Berlin çevresindeki o güzel kasabalardan birinde güzel bir gün geçirdim. Berlin Almanya değildir derim hep, Berlin farklıdır. İlave olarak şunu söylemek isterim: Berlin Kudamm, Brandenburg Kapısı, Mitte, Kreuzberg, Neue Köln de değildir sadece. Berlin demek aynı zamanda biraz Potsdam, biraz Wannsee biraz Hoppegarten ve diğerleridir.
Geçtiğimiz günlerde Berlin’in at yarışlarının yapıldığı tarihi Hoppegarten hipodromundaydım. Kapıdan girdiğim andan itibaren pek çok filmden aklımda kalan sahneler beliriverdi. At yarışlarına ilgim olduğu söylenemez, hatta hiç at yarışı oynamadım, bizim sokaktaki ganyan bayiindeki hareketliliğe hep şaşkın şaşkın bakmışımıdır. Sadece at yarışları değil hiçbir şans oyununa ilgi duymadım. Bununla beraber izlediğim filmlerden olsa gerek, hipodromda yaşanan yarış günlerinin altılı ganyandan ibaret olmadığını tahmin ediyordum. Etrafımda at yarışlarına ilgi gösteren hatta at sahibi olan pek çok arkadaşım var, bunlardan biri Emre Karayel. Emre için oyunculuk ve atlar ve yarışlar hayatının bir parçası. Emre sayesinde bir kez Veliefendi hipodromunda at yarışı izledim. O zaman anladım ki bu başka bir tutku ve sevgi. Güzel ve farklı bir gün geçirmiştim. Yemekle birlikte muhabbet ritüeli her yarış günü yaşanıyor, ardından bir iki dakika süren yarışın son saniyelerinde adrenalin tepeye çıkıyor. O gün sonrasında hayatımda canlı at yarışını Berlin Hoppegarten’de izledim. Hoppegarten Berlin merkezine yaklaşık yarım saatlik uzaklıkta sakin kasabamsı bir yer. Yarış alanının açılışı 1868’de ünlü Alman devlet adamı Otto von Bismarck tarafından yapılmış. Hoppegarten tahmin edebileceğiniz gibi yemyeşil, sessiz sakin bir yer, Berlin çevresinde, Brandenburg eyaletinde bunun gibi pek çok yer var. Ancak Hoppegarten yarış günleri bir panayır yerine dönüşüyor. Şık giyimli aileler, çoluk çocuk bütün günü burada geçiriyorlar. Tam da filmlerde gördüğümüz özenle hazırlanmış insanların bulunduğu sahnelerden bahsediyorum. At yarışları ve hipodromlar bir oyun ve yarıştan ibaret değil, hayat tarzı ve eğlencesidir.
