Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Göztepe kampusunun çorak bahçesinde Altıgen kafeyle Alakart arasında bir yerde Resul, walkman’in kulaklıklarını uzatıp “Şunu dinle” dedi. Az sonra kulağımın içine fısıltıyla, böğürme arasında bir ses doldu: “Seninleyken giydiğim bütün kıyafetlerimi arkamda bırakacağım tüm ihtiyacım olan deri ceketim ve botlarım...”

        Tom Waits’le ilk tanışmamız böyle oldu. 90’ların başında hayatta kaybedecek çok da bir şeyi olmayan aptallar olarak o ‘çorak’ bahçede birer ‘yağmur köpeği’ olarak dolaşıp durduk...

        Daha birkaç ay öncesinde lisedeyken tek derdi burnunun üzerinde çıkan sivilce olan ben, ‘beatnik’ olma hayalleri kuruyordum. Anlayın ne kadar kuş beyinli olduğumu!

        William S. Burroughs gibi sevdiğim kadınla Giyom Tell’cilik oynayabilecek cesaretim olmasa da Jack Kerouac gibi ‘yolda’ olmak en büyük hayalimdi. Sorsalar “Nereye?” diye hiçbir fikrim yoktu doğrusu ama kaçacak hiçbir şeyim olmamasına rağmen ‘yolda’ olduğumu düşünmek hoşuma gidiyordu.

        Öyle evden fazla uzaklaşamadığım yıllarda bütün yolculuklarım iki kantin arasında yürüyüp Tom Waits dinlemekten ibaretti: “Daha gidecek uzun uzun yollarım var... Benim için ağlamayı bırak, şanslı bir günde geri döneceğim...”

        PLATONİK AŞKIM...

        Geçen hafta Mehmet Ada Öztekin’in Kaybedenler Kulübü-Yolda filmini seyrederken, elinde kanyak şişesi (Allah biliyor kanyaktan nefret ediyorum!) okulun bahçesinde ‘yağmur köpeği’ olarak dolaşan ‘ben’i gördüm. Ve gülmemek için zor tuttum kendimi!

        Filme konu olan, 1990’larda, Mete Avunduk ile Kaan Çaydamlı'nın Kent FM’de yaptıkları programın büyük bir fanatiği falan değildim. Öyle motosikletlere atlayıp ‘güneylere akmalar’, Olimpos’ta takılmalar falan da olmadı hayatımda.

        Kimya bölümündeki güzeller güzeli Umut’la ‘mükemmel’ platonik aşkımı saymazsak kadınlar konusunda da alabildiğine beceriksizdim... Kaldı ki Umut’un da o aşktan haberi yoktu; zaten o yüzden ‘mükemmel’di ya neyse:) Olabilecek en evcil ‘yağmur köpeğiydim’ anlayacağınız...

        Geçen hafta vapurdan inip uzun bir aradan sonra Rexx Sineması’na doğru Kadıköy sokaklarında yürürken hissettiğim tek şey ayaklarımdaki ağrıydı.

        Ne yıllar önce lağımı patlayan As Sineması’nda, leş gibi kokunun ortasında, David Cronenberg’in Burroughs’un kitabından uyarladığı ‘acayip filmi’ ‘Naked Launch’ı izleyip mest olan ‘beatnik’im artık ne de bütün o ‘yolda’ olma hayallerinin peşinde hayatındaki her şeyi geride bırakıp 3 yıl Kraliçe’nin sokaklarında sürten adam...

        OLAMADIĞIM ADAM!

        Filmden çıktığımda aklımdan geçen tek şey Fernando Pessoa’nın “Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum...” sözüydü.

        Bütün koruyucu kalkanlarını indirip en masum anında bir kadın tarafından ‘öldürülen’ Kaan’la, hâlâ kitaplıktaki kitabı ‘arayan’ Mete, hayal ettikleri şeyle hayatın onları yaptığı şey arasında tam olarak neredeler bilmiyorum. Doğrusu umrumda da değil... Sonuçta hepimiz ‘dünkü kayıp hayatlarını yaşayan kadavralarız’ işte... (tam yeraltı edebiyatına yakışır havalı bir cümle oldu bu, sağolasın Pessoa;) Gece Kadıköy sokaklarında geldiğim bütün yolları gerisin geriye yürürken ‘kaybedecek hiçbir şeyimin olmadığı’ 90’lardaki ‘ben’le ‘artık kazanmaya gücümün kalmadığı’ 2018’deki ben kafa göz birbirine girdi!

        Bir kenarda durmuş onların yaptığı şeyin saçmalığına kahkahalarla gülerken onlar Boğa Heykeli’nin önünden iskeleye doğru yuvarlanıyordu. “Ne halleri varsa görsünler” diye onları bırakıp Spotify’ı açtım. Kulaklıklarımı takıp paltomun yakalarını kaldırdığımda “Şuradaki büfeden bir şişe kanyak da alsam mı?” diye düşündüm; ben büfeye doğru yürürken gelmiş geçmiş en büyük ‘yağmur köpeği’ Tom Waits, dünyanın en güzel sesiyle kulağıma fısıldıyordu: “Yaptığım ve asla silemeyeceğim şeyler var... Şimdi aynaya bakıp başka bir yüz görmek istiyorum... ‘Asla’ diyorum ama biliyorum yine yapacağım... Uzaklaşıp, yeniden başlamak istiyorum...”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar