Hadi be Kıvanç!
“BİR sürü ikinci sınıf filmde oynamaya başladım, bam bam bam... Biri bitiyor, diğeri başlıyordu. Bir baktım, 2-3 yıl içinde 30’dan fazla filmde rol almışım. Geçen iki yılda bu sayı 70’i buldu. Garip olan bundan hiç şikâyetçi değildim. Hatta çok eğleniyordum. Sette bulunmak, ekiple birlikte olmak çok keyifliydi. Bunu her Allah’ın günü yapabileceğimi düşünüyordum ki, insanlar bu durumla ilgili benimle dalga geçmeye başladı... Bir süre sonra oynadığım film sayısının 250’yi bulduğunu fark ettim... Bir ‘şaka’dan ‘Onun yapamayacağı bir şey var mı?’ya geçmiştim...”
Daha Brad Pitt’lerin, George Clooney’lerin, Johnny Depp’lerin, Daniel Day-Lewis’lerin adının anılmadığı 1980'lerin ortasında Eric Roberts, Hollywood’un ‘yükselen yıldızlarından’ biri olarak gösteriliyordu. Dünya kız kardeşi Julia Roberts’ın varlığından haberdar değilken, o 22 yaşında, ilk filmi ‘King of Gypsies’le Altın Küre’ye, ondan 7 yıl sonra da ‘Runnaway Train’le ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dalında Oscar’a aday olmuştu...
Sonra her şey tepetaklak gitti... Uyuşturucu sorunu nedeniyle yapımcılar ondan uzaklaştı. 90’larda hem Hollywood hem de dünya Eric Roberts’ı unutmuştu.
‘Dark Knight’taki ‘Cameo’ ya da ara ara karşıma çıkan Killers’ın Mr. Brightside klibi olmasa benim de kendisini hatırladığımı söyleyemem. Vanity Fair’in Ocak 2018 sayısındaki röportajı olmasa hatırlamazdım da!
Hafta içi Kıvanç Tatlıtuğ’un son 5 yıldaki ikinci filmi ‘Hadi Be Oğlum’u izlerken Eric Roberts’ın bir yılda tam 74 filmde rol aldığı haberi kafamda dönüp duruyordu.
DİZİLERLE GEÇMESİN
‘Hadi Be Oğlum’da 111 dakika boyunca filmi yüklenip finale kadar taşıyan Kıvanç Tatlıtuğ’un yaklaşık 15 yıllık kariyerinde sadece üç sinema filminin olması hem kendisi hem de Yeşilçam adına büyük ayıp bence!
Tamam, Eric Roberts gibi gelen her projeye “Evet” deyip sonunda 487 filmde rol almasını beklemiyorum ama Kıvanç bu tempoyla giderse 50’lerine geldiğinde topu topu 6 sinema filmi yapmış olacak, yazık değil mi!
Yılda 150’den fazla filmin çekildiği Yeşilçam’da Kıvanç Tatlıtuğ’un oynayabileceği bir ‘proje’ bulamayan yapımcılar, onun aklını başından alacak bir ‘rol’ yazamayan senaristler bu konuda ne düşünüyorlar acaba?
'Kelebeğin Rüyası’nın ardından, ‘Hadi Be Oğlum’da, Fahir Atakoğlu’nun neredeyse hiç susmayan piyanosunun tuşları arasından sıyrılmayı başaran, perdeden kan çanağı gözleriyle kalbinize dokunup ciğerinizi dağlayarak ‘iyi bir oyuncu’ olduğunu kanıtlayan Kıvanç Tatlıtuğ da bütün kariyerini üç aşağı beş yukarı aynı konuyu işleyen dizilerde kameraya ‘rol’ keserek geçirmek istemiyordur herhalde diye düşünüyorum...
NURİ BİLGE NEDEN OLMASIN?
Daha önce de yazmıştım, Kıvanç Tatlıtuğ’dan yaş olarak iki ay büyük olan ve tıpkı onun gibi kariyerine TV dizileriyle başlayan Avustralyalı yıldız Chris Hemsworth’ün son 10 yılda oynadığı film sayısı 30’dan fazla...
Kıvanç’ın film yapmadan geçirdiği 5 yılda Chris, 10’a yakın projeyle beyazperdeye gelmiş...
“Orası Hollywood, çok film çekiliyor” falan diyecek olanlara cevabım, “E orada da elini sallasan Chris’e değiyor... Bunun Pratt’i var, Evans’ı var... Oysa bizim Yeşilçam’ımızda kaç tane 'Kıvanç'ımız var?” derim...
Kıvanç’ın 5 yılda bir film yapması Yeşilçamspor’un elinde Messi varken onu kadroya almaması gibi bir şey...
Israrla bunu söylemeye devam edeceğim, Kıvanç beyazperdede daha çok olmalı, çünkü çok yakışıyor... Ve sektör de onu beyazperdede göstermek için daha çok çalışmalı!
Onun oyunculuğu ‘Hadi Be Oğlum’dan daha sağlam senaryoları hakediyor bence..
Michael Mann, Chris Hemsworth’le, Terrence Malick, Brad Pitt’le çalışıyorsa Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Emin Alper, Tolga Karaçelik, Ümit Ünal, Onur Ünlü gibi yönetmenler de Kıvanç Tatlıtuğ’la bir projede buluşabilir.
İnanıyorum ki böyle bir buluşma Yeşilçam için bir ‘başyapıt’ olur...
Hadi be Kıvanç, bunu saymayız; bir daha arayı bu kadar soğutma...
