Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BELLİ bir yaştan sonra bir ‘güncelleme’ geliyor insana! “Kentin kalabalığından, harala gürelesinden, kaba, hoyrat, bencil insanlarından ‘bir sahil kasabası’nın sessizliğine, dinginliğine, ‘dost canlısı insanları’nın kollarına kaçma” duygusu bir ‘app’ olarak beyninin bir köşesine yükleniyor.

        Daha ‘dün’ sabahlara kadar bar gezdiğin, dünyada sanki daha önemli hiçbir şey yokmuş gibi bıkmadan usanmadan saatlerce kadınlardan konuştuğun 40 yıllık arkadaşınla, bir fincan kahve eşliğinde çikolata parçacıklı kurabiye yiyip ‘güneyde şirin bir kasabanın’ çevresindeki arsa fiyatlarına bakarken buluyorsun kendini...

        Elinde kanyak şişesi ‘bir yağmur köpeği’ gibi sokaklarda gezip Bukowski olmayı düşlerken, her şeyden elini ayağını çekip yıllar sonra girdiği bir sütçü dükkânında içtiği sıcak sütün tadı ve kokusuyla çocukluğuna dönen Sait Faik’e yanaşıyorsun ufaktan!

        Adı konmamış bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor ‘gitmek’ düşüncesi. Gitmek değil bu, belki de kaçmak... Bugün için hiçbir şey yapmayıp yarın için bitmek tükenmek bilmez ‘yapılacaklar listesi’yle doldurduğumuz ajandamızı kaldırıp çöpe atmak... Gitmek...

        BU İNSANLAR GERÇEK!

        İşte 10 gün önce Tanem Sivar’la eşi Edhem Dirvana’nın, Sibel Arna’ya Bozburun’daki ‘organik hayatlarını’ anlattıkları röportajı okurken ‘asla sahip olamayacağım’ bir tabloya bakıyor gibi hissettim... Benim beynimde ‘yüklü’ duran ama bir kez bile üstüne ‘tık’lamaya cesaret edemediğim app’i onlar sonuna kadar kullanıyorlardı:

        “Senenin en az beş ayını Bozburun’da geçiriyorum. İstanbul’dan uzak olduğum süreçte şehre uzaktan bakabilme fırsatım oluyor ve bu bana neyin önemli ve nelerin ne kadar önemsiz olduğunu en güzel biçimde gösteriyor. Düşünsenize sabah bebeğimi alıp yürüyüşe çıkıyorum, köylüler ‘arı istilası var’ diye yolumu kesip beni eve gönderiyor. Bunu hiçbir sosyal medya like’ına değişmem. Çünkü bu insanlar gerçek. Gerçekten de bize gözlerinden bile sakınacak kadar değer veriyorlar.”

        ‘İSTANBUL’A GİDELİM!’

        Tanem Sivar’ın bunları söylemesinin üstünden sadece 10 gün geçti! İkilinin Bozburun’daki ‘masal’ı kötü kalpli bir canavar tarafından kâbusa çevrildi. Komşuları, köpekleri Django ve Pamuk’u ‘domuz zehri’yle zehirledi, üzerlerine tüfekle ateş açtı.

        Daha birkaç gün önce “Oğlumuz burada büyüsün, burada köy okuluna gitsin” diyen Edhem Bey, yaşadıkları büyük şokun ardından, “Hayatımız elimizden alındı, altüst oldu” diye isyan ediyordu:

        “Bu adam bize de bir şey yapabilir diye her şeyi topladım, ‘İstanbul’a gidelim!’ dedim. Tanem’in böyle bir negatif enerjinin içinde durmasını istemedim. Çocuk da var, sütten kesilecek, bir şey olacak. Biz tam toparladık, tam bavulları yaptık, çıkacağız yola. Baktım bu gene kendi bahçesinde dolanıyor. Jandarmaya da kaç gündür gitmesi gerekiyor ama gitmiyor. ‘Ben orada değilim!’ filan diyormuş. Bunun bir fotoğrafını çekeyim diye dışarı çıktım. İki tane çektim. Beni gördü, ağza alınmayacak küfürler etmeye başladı. Ben direkt videoya geçtim. Ben çekiyorum, o küfür ediyor. Sonra birden cinsel organını bana teşhir etmeye başladı... İnanılır gibi değil ama yaptı! O da yetmedi. İçeri koştu. Tüfeğini aldı, bana doğrultu, pat diye ateş etti. Son anda kaçtım...”

        KÖTÜLÜK HER YERDE!

        Tanem Sivar’la Edhem Dirvana’nın başına gelenler mutlu mesut yaşarken ‘sapık bir komşu’ yüzünden hayatı altüst olan insanları anlatan Hollywood filmlerine benziyor. Büyük şehirlerden kaçan manyaklar ‘küçük sahil kasabaları’nı cehenneme çevirmeye başlıyor...

        Kötü virüsler gibi, sahtelik ve kötülük de bulaşıcı... Düşlerimizdeki ‘sahil kasabaları’ yaratıklarla dolu Mordor’a dönüyor yavaş yavaş. Tanem Sivar’ın anlattığı o ‘gerçek insanlar’ güzel atlara binip kayboluyor gibi...

        İki gündür, o küçük sahil kasabasında yaşananları düşünüp Django’nun fotoğraflarına bakarak “Delilikten, kötülükten kaçış yok! Gırtlağımıza kadar pisliğe batmışız” diyerek büyük bir umutsuzlukla kafamdaki ‘kaçma’ app’ini silmeye çalışıyorum...

        Tanem Sivar ve eşi Edhem Dirvana, change.org’da ‘Hayvan Hakları Kanunu Değişsin #birdjangobozburun’ kampanyasını başlattı. Bir imzayla kampanyaya destek olabilirsiniz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar