Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        WILLIAM Faulkner, Virginia Üniversitesi’nde çalıştığı yıllarda yazar olmaya hevesli genç öğrencilerine şu tavsiyede bulunuyor: “Diğer yazarlardan ihtiyacınız olanı alabilirsiniz.”

        Faulkner’ın kastettiği Aleyna Tilki’nin Instagram’da Frauke Hagen fotoğraflarını ‘çalıp’ kendisinin gibi paylaşması değil elbette.

        Usta yazar, “Bence iyi romancı ahlak dışı biridir” deyip ekliyor: “(Romancı) ihtiyacı olan şeyi alır, bunu açık ve dürüstçe yapar, çünkü aldığı şeyin başka insanların da kendisinden alacağı kadar iyi olmasını ve kendisinden alanların da aynı kendisi öncesinde aldığı için mutlu olduğu gibi mutlu olacaklarını ümit eder.”

        Nobelli yazarın tavsiyesinde altını çizdiği şey ‘çalma’nın ‘açık ve dürüstçe’ olması; sanatçının çaldığı ‘fikri’ geliştirip ona yeni bir şeyler katarak yeniden ortaya koyması...

        Faulkner, ‘sanatçı adaylarına’ ‘hırsızlık’ yapabilirsiniz diyor, bizim küçük Tilki gibi, bir başka insana ait fotoğrafı ‘kendisiymiş’ gibi paylaşıp yakalandığında da “Asıl hırsız, bana hırsız diyenler” diye ‘arsızlık’ yapabilirsiniz değil!

        OLMAYAN EDUARDO!

        Instagram’da başka hesaplardan fotoğraf ‘çalıp’ profil oluşturmak sık görülen bir şey! Ama bunu bir ‘sanatçı’nın ya da ‘ünlü’ birinin yapması daha da büyük ayıp!

        Bugünlerde dünyada ‘Eduardo Martins’ adlı ‘savaş muhabiri’nin herkesi nasıl kandırdığı konuşuluyor.

        Lösemiyi atlattıktan sonra dünyanın en tehlikeli bölgelerinde ‘muhabirlik’ yapan Martins, Irak’tan Gazze’ye, DEAŞ teröründen Suriye savaşına kadar birçok yerde ‘çektiği fotoğrafları’ Instagram hesabında paylaşmış.

        BBC’den Al Jazeera’ya Wall Street Journal’dan Getty’ye kadar birçok saygın gazete, TV ve haber ajansına röportajlar veren, BM fotoğrafçısı olduğunu söyleyen, savaşın yanı sıra çektiği sörf fotoğraflarıyla da 120 bin takipçisinden ‘like’ üstüne like alan Eduardo Bey’in aslında ‘olmadığı’ ortaya çıkmış.

        BBC Brezilya’nın yaptığı araştırma sonucunda ‘Eduardo Martins’ diye birinin hiç yaşamadığı, Instagram hesabında kullanılan fotoğrafların çeşitli savaş muhabirlerinin fotoğraflarından, sörf fotoğraflarınınsa Britanyalı sörfçü Max Hepworth-Povey’nin blog’undan ‘çalındığı’ anlaşılmış...

        BBC’Yİ BİLE KANDIRMIŞ

        Temmuz ayında Brezilyalı fotoğrafçı Fernando Costa Netto’yla ‘e-mail’ üzerinden yaptığı röportajda Musul’da, ÖSO ile Halep’te gezdiğini anlatmış ‘yetenekli bay Martins!’

        Costa Netto, geçenlerde Instagram üzerinde Eduardo Martins’e ulaşıp etrafta dönen dedikoduları anlatıp “Senin için ‘fake’ diyorlar” demiş.

        Martins’ten aldığı son cevap şu: “Şu an Avustralya’dayım. Bir yıl bir karavanda yaşamaya karar verdim. İnternet de dahil her şeyle herkesle irtibatımı keseceğim. Biraz kafamı dinlemek istiyorum. Dönünce görüşürüz. Kocaman kucaklıyorum...”

        Brezilyalı fotoğrafçı kandırıldığı için kızgın olmadığını, kendisine ‘Eduardo Martins’ diyen bu kişi için büyük bir acıma hissettiğini söylüyor.

        Martins’le röportajlar yapan, onun çektiği fotoğrafları yayınlayan koca koca gazeteler, TV’ler, ‘okuyucularından, izleyicilerinden özür diliyor.

        Dünyanın en büyük fotoğraf ajanslarından Getty, af dileyip ‘Eduardo Martins’in diye arşivine aldığı tüm fotoğrafları sildiğini duyuruyor.

        ARSIZ OLMASAN BARİ!

        Fernando Costa Netto, “Eminim daha bir sürü ‘Eduardo Martins’ var ve bir yerlerde sahte hayatlarıyla birilerini kandırıyor” diyor.

        Costa Netto doğru söylüyor, işte geçenlerde bir tanesi bizim ülkemizde yakalandı!

        Ama Frauke Hagen’in fotoğraflarını ‘çalıp’ kendisiymiş gibi paylaşan popçumuz Aleyna Tilki, biraz olsun ‘utanmadan’ “Asıl hırsız, bana hırsız diyenler. Çünkü bu dünyadan sevgi, saygı ve merhameti çalıyorlar!” deyip işin içinden çıkmış...

        Yürü be Aleyna, kim tutar seni!

        Senden önceki ‘sanatçı’ abilerin-ablaların, beste çaldı, söz çaldı ne oldu ki, sen iki fotoğraf çalınca bir şey olsun!..

        Zaten mesele Instagram’da çalınmış bir-iki fotoğraf değil...

        Genele yayılmaya başlayan bir arsızlık durumu insanın canını sıkan!

        Dün Gülse Birsel, “Hödüklüğün güç sanıldığı... Riyakârlığın zekâ zannedildiği... Yalancılığın yetenek gibi sunulduğu...

        Cahilliğin içtenlik muamelesi gördüğü... Başarılı, azimli, yenilikçi herkesin kafasına vurmanın halk olmak diye yutturulmaya çalışıldığı...

        Gözünü kırpmadan iftira ve çamur atmanın iğrençliğinin unutulduğu, ateşli taraftarlıkla karıştırıldığı bir yer haline geldi burası. Bu üstte saydıklarım vasıf değil, bildiğiniz rezilliktir!” diye yazmıştı.

        Haklı...

        İnsanlar artık “Ben temizim” demek yerine “Herkes kirli” diyerek aklamaya çalışıyorlar yaptıkları her ahlaksızlığı!

        Yaptıkları hödüklük, yalancılık, riyakârlık, hırsızlık bir şekilde yanlarına kâr olarak kalıyor da arsız olmasalar bari!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar